Eğitim Sitesi

Gençlik Efsanesi Şiiri

Gençlik Efsanesi

Anafor gibiydik gönül tasında
Gençliğimiz bizden farımadan önce
Çiğ düşerdi üstümüze şafakta
Bağrımıza deli rüzgâr eserdi
Sararıp kurumadan önce
Göğ ekin gibiydik şu hayat tarlasında
Heyhat!

Ayağı sekili gözü sürmeli
Alnı sakar haşarı tay gibiydik
Durup dinlenmek nedir ki yorulmak nedir
Bilmezdik nicedir
Ve âdetâ bir çelik yay gibiydik
Heyhat!

Sığmazdık kabımıza kabuğumuza
Heyecanlıydık
Kalaycı körüğünden farksızdı yüreğimiz
Patlamaya hazır volkan gibiydik
Beyine sıçrayan kan gibiydik doğrusu
Tâbir-i câizse eğer
Çiçeği burnunda delikanlıydık
Heyhat!

Düşünce ufkumuz tahayyülümüz
Sonsuza açılan kapıydı sanki
İhtilâl yapardık sıfır üç sularında
Ay ışığında
Devlerin uykuya daldığı anda
Vira kamçılanan cesaretimiz
Göğsümüzde kargir yapıydı sanki
Heyhat!

Biz idik Zaloğlu Rüstem evet
Şâh-ı Merdan Ali biz idik ahey!
Ya öyle inanırdık
Ya da kendimizi öyle sanırdık
Dik bakışlı Aslanların yatağı
Yiğitlerin merkez üssü otağı
Köroğlu’nun Çamlıbel’i biz idik ahey!
Şahbazları gözünden gölgesinden tanırdık
Heyhat!

Sonunda anlaşılan görünen veçhesiyle
Hazin ve gerçek olan
Silüetten ibaretmiş o netâmeli hayat
Gayrısı yalan...
Ömür yıldızımız kaymak üzere
Tadı yok böylece bitkisel yaşamanın
Hava kirli ekmek küflü su bayat
Hâsılı gidip de dönmeyenlerin
Biz de gideceğiz gittiği yere
Heyhat!

Ahmet Süreyya DURNA

Ahmet Süreyya DURNA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ahmet Süreyya DURNA Şiirleri:

Siyasî Kanaat

Şu çağdaş despotlar, neronlar olmasaydı
Kan içici vampirler, şaronlar olmasaydı
Terazisi, dengesi bozulmazdı dünyanın
Kıtaları kuşatan baronlar olmasaydı

Ahmet Süreyya DURNA

Ahmet Süreyya DURNA

Gençlik Efsanesi

Anafor gibiydik gönül tasında
Gençliğimiz bizden farımadan önce
Çiğ düşerdi üstümüze şafakta
Bağrımıza deli rüzgâr eserdi
Sararıp kurumadan önce
Göğ ekin gibiydik şu hayat tarlasında
Heyhat!

Ayağı sekili gözü sürmeli
Alnı sakar haşarı tay gibiydik
Durup dinlenmek nedir ki yorulmak nedir
Bilmezdik nicedir
Ve âdetâ bir çelik yay gibiydik
Heyhat!

Sığmazdık kabımıza kabuğumuza
Heyecanlıydık
Kalaycı körüğünden farksızdı yüreğimiz
Patlamaya hazır volkan gibiydik
Beyine sıçrayan kan gibiydik doğrusu
Tâbir-i câizse eğer
Çiçeği burnunda delikanlıydık
Heyhat!

Düşünce ufkumuz tahayyülümüz
Sonsuza açılan kapıydı sanki
İhtilâl yapardık sıfır üç sularında
Ay ışığında
Devlerin uykuya daldığı anda
Vira kamçılanan cesaretimiz
Göğsümüzde kargir yapıydı sanki
Heyhat!

Biz idik Zaloğlu Rüstem evet
Şâh-ı Merdan Ali biz idik ahey!
Ya öyle inanırdık
Ya da kendimizi öyle sanırdık
Dik bakışlı Aslanların yatağı
Yiğitlerin merkez üssü otağı
Köroğlu’nun Çamlıbel’i biz idik ahey!
Şahbazları gözünden gölgesinden tanırdık
Heyhat!

Sonunda anlaşılan görünen veçhesiyle
Hazin ve gerçek olan
Silüetten ibaretmiş o netâmeli hayat
Gayrısı yalan...
Ömür yıldızımız kaymak üzere
Tadı yok böylece bitkisel yaşamanın
Hava kirli ekmek küflü su bayat
Hâsılı gidip de dönmeyenlerin
Biz de gideceğiz gittiği yere
Heyhat!

Ahmet Süreyya DURNA

Ahmet Süreyya DURNA

Dağ Türküleri

Çıkar da heybetli doruklarına
Dağlara söylerim türkülerimi
Aldırmadan boranına karına
Dağlara söylerim türkülerimi
***
Tutmam gayrı el âlemin yasını
Kim güderse gütsün kan davasını
Soluyarak temiz hür havasını
Dağlara söylerim türkülerimi
***
Kartallar göçeli bomboş yuvalar
Tuhaftır serçeler şahin kovalar
O z a n ı n a kulak vermez ovalar
Dağlara söylerim türkülerimi
***
Hak için harcadım hep nefesimi
Yerden yere çaldım haksız kesimi
Artık kurtlar kuşlar duysun sesimi
Dağlara söylerim türkülerimi
***
Çiğdemi çirişi bol yaylalara
Çağıl çağıl akan soğuk sulara
Issız koyaklara sarp kayalara
Dağlara söylerim türkülerimi
***
Ruhsuz, vurdum duymaz sağlara inat
Işkınsız üzümsüz bağlara inat
Çarpıklığa teşne çağlara inat
Dağlara söylerim türkülerimi

Ahmet Süreyya DURNA

Ahmet Süreyya DURNA

Gençlik Efsanesi Şiiri