Eğitim Sitesi

Akdoğuş Muştucusu... Şiiri

Akdoğuş Muştucusu...

Zonkluyor şakaklarım; dertlerim, hece hece...

Ne gün? Nasıl? Ne zaman? İç içe bir bilmece

Gözlerim AKDOĞUŞ'u bekliyor gündüz gece

Yetiş!.. bugün ben sana her günkünden muhtacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Bu şerefli ümmetin, sahibini buluşu...

Felaketler asrında yeniden var oluşu!..

Müjde verdin UHUD'da bu yeniden doğuşu...

Nolur artık himmet et!.. Ah! Sultanım baştacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Rabb'imin rahmetiyle biliyorsun ahvâli...

Liyakatim yok, zahir... Senin himmetin âli

Aşamadım bir türlü, mazeret; kıylu-kali...

Kurban olam yoluna, Sensin benim ilacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ağlar; Mescid-i Aksâ, lakin; bir Ömer gerek

İmanla dolu sîne; sevdayla dolu yürek!

Müjdeyi Sen vermiştin; KARDEŞLERİM! Diyerek

Muştuna muhatap kıl!.. çaresizim muhtacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Günahlarım dağ gibi, inlerim sızım sızım...

Çeçenistan, Türkistan, her biri alınyazım

Kur'an'da FETH-İ MÜBÎN!.. belki... ben sabırsızım

Ah! Pişdâr-ı pürşüvâm, ah! Sultanım, baştacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ümit; değişmez katık: gözyaşı sofrasında...

Velî'nin muştusu var, ümidin arkasında

Başım Rabb'e secdede... elim aşk halkasında

Ben gedâyım SEN SULTAN! Affet beni baştacım

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Altın Nesil gelmede tüllenmede yamaçlar...

Bu ısmarlama nesle tüm insanlık muhtaçlar

O gelince doyacak; garip, yetim ve açlar!

Beni de kabul eyle! Derde derman; ilacım!

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ahirzaman Garibi! Nûrun has şakirtleri

Kur'an'a hadim olmak, tek biricik dertleri

Bu geliş korkutmakta; şimdiden nâmertleri

Varlığın varlık sırrı; himmet eyle; baştacım!

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Zamanın söz sultanı; sevdalın önlerinde

Rahmetin ifadesi; gözyaşı gözlerinde...

Zamanı durduracak bir iksir sözlerinde

Beni de dahil eyle! Âl-i himmet, baştacım

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Mehmet Ali KULAT Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:

Bu Gece...

Tefekkür ufkunda daldım bu gece

Ayaklarım bağlı... koşar yürürüm

Aşk halkasın tuttum, yığıldım kaldım

Gözlerim kapalı... lakin görürüm

Dilimde zikrullah, kalb ona uyar

İlahi bir renk ki her yanı boyar

Gördüğüm ne ola? Nere bu diyar?

Akıl uçtu gitti... ben düşünürüm.

Nedir bu? ne iştir? Şaşırdım kaldım

Şu anki zamandan öteye daldım

İlmim aciz kaldı... onu da saldım

Mağrur başım yerde, hep sürüm sürüm.

Mülk O'nun, Mâlik O! Gerisi hep boş

Hissim allak bullak, duygularım hoş

İçmedim ve lakin olmuşum sarhoş

Varlığa kör oldum... O'nu görürüm.

Bu gece ruhumun dolduğu gece

Yalnızca O kaldı, sade bir hece

Herşeyin sahibi mutlak bilmece

Dilerse yaşarım... öl der, ölürüm.

Mehmet Ali KULAT

Hakikat Erleri...

"Ashab-ı Kehf misali, bir uyku üç asırlık

Bakışlar tümdem miyop; görüşlerde kısırlık

Kimi "yevmu'l beter" der, kimi bitmiş, tükenmiş

Kimi kıyamet bekler, yelkenler suya inmiş

Zaman! diyor tüm herkes, değişen ve bozulan...

Aslında zaman değil, insanlardır yoz olan!

Kararmışken tüm semâ, yok der iken hiç ümit...

Bir kısım Hakk Dostları; tohum attı yer münbit!

Demek ki oluyordu; dilerse Rabb'im hayret!

Himmet istemek yetmez, herhalde gerek gayret

Ağlıyordu; Filistin, Azerbaycan, Türkistan

Afganlı Hindikuş'ta yazdı şanlı bir destan!

Zaman ve mekân ne ki! Mü'min her zaman aziz

Hep üstün olacağız; gerçek inanırsak biz!

Ancak; iman-amelle, amel ihlasla te'yid

Yetmez sâde kuru laf; olmalı gerçek said!

Her ferd Mus'ab olmalı; sokağı çarşısında

Gelenler erimeli, görünce karşısında...

Timsal olmalı mü'min, İslâm hakikatine

O'nun rehberliğinde herkes koşmalı Din'e

Mehmet Ali KULAT

Kutlu Yolun Yolcusuna...

Sancı sancı üstüne; bugün yarına gebe;

Kimi muştu bekliyor, kimi hala körebe!..

Çatlamış dudaklara kevserden kana kana...

Yevmu'l beter diyenler, şaşıyor bu ihsana!..

Hakk yola adım atan, rahmetle sarmaş dolaş;

Nice gözlerde perde; canlanıyor kesik baş!..

Sen bu yol için; and içen delikanlı;

Sen Nebî'den müjdeli; Kur'an ile nişanlı!..

Vesile-i Necâtın; râm ol, kutlu bir ere;

Yol uzun, yolcu yaya; tek varılmaz makbere!..

Sen gözümün ferisin, sırtla bu ağır yükü;

Hedef; Allah dâvası; dâva en kutlu ülkü!..

Yürü soluk soluğa; top senin! çevkân senin;

Doğsun Hakikat Nûr'u, dinsin âh-u zâr, enîn!

Bu yolda ölen şehid; bu yolun derdi derman;

Çile, suça keffâret; kader değişmez ferman!..

Dilinde zikr-i Tevhid, sînede aşk-ı cihad;

Mü'minlerin bayramı, şimdi panikte ilhad!..

Mehmet Ali KULAT

Akdoğuş Muştucusu... Şiiri