Nazar Boncuğu kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı: Göz Boncuğu, Tek
İstediğiniz Kelimenin Eş / Yakın Anlamını Arayın
Muasır kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çağdaş, Modern
Mismar kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çivi, Mıh
Esas kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Ana, Anayasa, Asıl, Baş, Başlıca, Gerekçe, Gövde, Hakikat, İlke, Kök, Mahiyet, Omurga, Temel, Üs, Ana Öge, Asal
Telakki kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Anlayış, Değerlendirme, Görüş
Namertlik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Alçaklık
Mutabık kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Birge, Uygun, Yekdil, Uyumlu, Özdeş, Uyuşmuş, Uygun Olan
Keder kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Istırap, Izdırap, Acı, Bulut, Dert, Elem, Gaile, Hüzün, Kasvet, Sıkıntı, Tasa, Üzüntü, Zehir
Büyükayı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Dübbüekber
Eş Anlamlı Kelimeler Sözlüğü
Elde Etmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Almak, Çıkarmak, Sağlamak, Temin Etmek, Ulaşmak, Uydurmak
Palmiye kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Latanya
Yeleken kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Havadar
Bayram kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Alay, Neşe, Sevinç, Şenlik
Dâhil kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İç, İçeri, İçinde
Mülakat kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Görüşme, Musahabe, Söyleşi, Buluşma, Kavuşma, Konuşma
Mahcubiyet kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Utangaçlık, Utanma, Sıkılganlık
Komisyon kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İnceleme Kurulu, Alt Kurul, Encümen, Komite; Simsariye
Müennes kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Dişil
Ezelî Takdir kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yazgı
Fasit kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bozuk, Kötü
Matematik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İşlembilim, Cebir
Motifsiz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Örgesiz
Zamanında kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Eskiden
Dayalı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Dayanmış Olan; İlgili, Dair, Müstenit, Mebni
Tebaa kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Uyruk, Vatandaş
Cankulağı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Sırdaş
İmansız kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İnançsız, Acımasız
Söz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Alay, Güfte, Kelam, Kelime, Laf, Lafız, Lakırdı, Lakırtı, Lügat, Nazire, Nutuk, Söylenti, Sözcük
Açgöz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Açgözlü, Haris, İhtiraslı, Tamahkâr
Fasih kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Açık
Sahavet kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı El Açıklığı, Akılık, Selektik, Cömertlik
Görülmedik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Fevkalade
Asalak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Parazit, Tufeyli, Abacı, Ekti, Otlakçı
Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.