Eğitim Sitesi

Mutasavvıf Nedir? Mutasavvıf Hakkında Kısaca Bilgi

Mutasavvıf Terimi Hakkında Bilgiler

Tasavvufi-Tasavvuf Terimi Olarak Mutasavvıf:

1. Tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Allah'a adamış kimse, herhangi bir tasavvuf yolunda mertebe katetmiş kişi.

2. Gafletten uzak olarak her an Hakk'ı zikreden, kalbini manevi kirlerden temizleyen ve Allah'tan başka her şeyi gönlünden çıkaran, ruhunu Hakk'kın zikri ile süsleyen tasavvuf ehline mutasavvıf denir.

 

Tarih Terimi Olarak Mutasavvıf:

1. Tasavvufa bağlanan ve o yolda yürüyen kimse. (Tasavvuf: Allah'ın birliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği Vahdet-i vücud anlayışı ile açıklayan dinî ve felsefî akım)

2. Tasavvuf inançlarını benimseyip kendini Tanrı’ya ve Tanrısal hikmete vermiş, tasavvufla uğraşan, gizemciliği yaymaya çalışan kimse.

 

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Mutasavvıf:

1. Tasavvufçu, tasavvufu yaymaya ve tanıtmaya çalışan, tasavvuf yoluna giren kimse.

2. İslam’ın ahlaki değerlerini hayata katmayı ön plana çıkaran; insanın benliğini karartan, inançsızlık, cimrilik, korkaklık, kin, haset ve dedikodu gibi kötü davranışlardan kişiyi uzaklaştırmaya çalışan kimse.

3. Nefsin bütün mertebelerini geçmeye çalışarak nihai hakikati elde etmeye ve Hakk’a ulaşmaya çalışan, insani davranışlarda İslam’ın ahlaki prensiplerini huy ve karakter hâline dönüştürmeyi amaçlayan ve bütün bunları gerçekleştirmek için tasavvuf yoluna giren kimse.

 

Kur’an-ı Kerim Terimi Olarak Mutasavvıf:

Tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Allah'a adamış kimse, sofi.

 

    Benzer Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri

    Kâbe: Yeryüzünde Allah'a ibadet edilmek üzere inşa edilmiş olunan ilk mâ'bed. Vuslat makamı. Kalbin Hakk'a, sevgiliye, bembeyaz ihram giyerek, yani güzel huylarla süslenmiş olarak yönelmesi. Tasavvuf erbabına göre, iki türlü Ka'be söz konusudur: Birisi Hz. İbrahim'in taştan topraktan yaptığı, çok defalar yıkıldığı halde, tekrar tekrar tamir edilen ve yeniden yapılan maddî Ka'be. İkincisi de, Allah tarafından bina edilen insan gönlü, kalbi.

    Sala: Arapça. Ezandan önce, özellikle Cum'a günleri, Hz. Muhammed (s)'i övmek maksadıyla okunan na'at. Bu bir Mevlevi tâbiridir. Mevleviler davet anlamında kullanırlar. Sebebi çağırana göre değişirdi. Somatçılık (Sofracılık) görevi yapan derviş (can) "sala" diye bağırırsa bu "yemek hazır, buyurun" anlamına gelirdi. Kandilci olan derviş "sala" diye bağırsa, bu, "camiye, namaza buyurun" demekti. Zikir töreninin icra edildiği mukabele günleri, dış meydancı her kapıyı vurur ve "mukabele olacak, tennurenizi giyin, hazır olun" manasında olmak üzere "Destur tennureye, sala yahu" diye bağırırdı. Sala, Mevlevî-hânenin ortasında yüksek bir sesle bağırılırdı.

    Gevher: Farsça, cevher demektir. Mânalar ve İlâhî sıfatlar.

    Ağuş: Farsça, kucak demektir. Sırları kavrama.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri Sözlüğü