Aşağılanma, hor ve hakir görülme.
Online Kur’an-ı Kerim Terimleri Sözlüğü
Yazma kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlama.
Kuran-ı Kerim’i güzel ve sesli olarak usulünce okuma.
Kuran-ı Kerim’i tecvit kurallarına uygun olarak ve anlamını düşünerek okuma.
Kur’an-ı Kerim ayetleri üzerinde düşünme, azapla ilgili ayetler okunurken Allah’a sığınma, müjdelerle ilgili ayetlerde şükretme; emredilenleri yerine getirmeyi ve haramlardan kaçınmayı amaç edinerek okuma.
Simge.
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme.
1. Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur.
2. Şiddetli yağmur, fırtınalı sel.
Kendini beğenme, üstün görme, şımarma. Başkalarının yaratılış biçimini, fikrini, davranışlarını ve düşüncelerini sebepsiz yere beğenmeyip onları küçük görme, yalnızca kendini beğenme.
Cezalar demektir. İslâm kültüründe suç kabul edilen filleri işleyenlere dünyada ve ahirette verilecek karşılığın bütününü ifade eder.
Erdemleri bakımından çok büyük, yüce.
Yüce.
Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz.
1.Alışma, kaynaşma.
2.Görüşme, konuşma.
3.Ahbaplık, dostluk.
1. Topluluk, cemaat, millet.
2. Din ve inanç birliği temelinde bir araya gelen ve aynı peygambere bağlanan insanlar topluluğu, bir din üzerinde birleşen millet.
Okuma yazma bilmeyen.
Kur'an-ı Kerim'e göre bütün müminlerin anneleri kabul edilen Hz. Muhammed'in (s.a.v.) eşleri.
Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz.
Örnek.
Gerçekleşebilirliği çok düşük olan hayallerle ilgili, hayali, aslında olmayan.
Bir işi yerine getirmek için verilen söz.
Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dini konuşma. Bir kimseye kalbini yumuşatacak, kendisini doğruluğa, iyiliğe götürecek biçimde söz söyleme.