Hırpalanmış eski bir eseri aslına uygun hale getirme.
Online İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimleri Sözlüğü
1- Yatağında veya havzasında bulunduğu hesaplanan, henüz işletilmemiş kömür, demir, petrol vb.
2- Saklanmış, biriktirilmiş şey. Stokta olan.
Sayma, saygı, ağırlama, itibar etme. Uyma, boyun eğme.
Gerileme, geri çekilme, geri kaçma.
Başkanlık, önderlik.
Yüzey üzerine yapılan yükseltme ya da çökertmeler.
Faal olmayan kendi kendisine hareket edemeyen bir deniz taşıtının başka bir deniz taşıtınca çekilmesi işi.
Yedeğinde özellikle deniz taşıtı götüren taşıt.
Metrenin kabulünden evvel ipekli, yünlü, basma ve emsali kumaş, bez vb. şeylerin ölçülmesinde kullanılan çarşı arşınının kesirlerinden birinin adıdır.
1- Bir kişinin, hukuken diğerinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını ve sorumluluklarını devralması durumu.
2- Geri dönme, sözünü geri alma, cayma, tersinme.
Bazı mallardan devletçe alınan vergiler.
Osmanlıda vergi dairesi.
(Osmanlı Devleti'nde) Eskiden aşağı yukarı şimdiki ortaokul derecesinde olan okullara verilen ad.
Osmanlı Devleti'nde Başbakan derecesinde en büyük devlet memuru. Padişahın mutlak vekili sayılırdı. Sadrazamı atamak ve görevden almak Padişahın yetkisinde idi.
Evre.
Boş, temelsiz, asılsız söz.
Tabaklanarak boyanmış ve cilalanmış genellikle keçi derisi.
Yetki.
Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, 10-15 tonluk, üçgen biçiminde yelkeni olan ticaret gemisi.
Mecliste toplam üyenin yansından bir fazlası oy toplamı.