Eğitim Sitesi

Ağa Kapısı Nedir? Ağa Kapısı Hakkında Kısaca Bilgi

Ağa Kapısı Terimi Hakkında Bilgiler

Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Ağa Kapısı:

Yeniçeri ağalarının bulunduğu resmi daireye verilen addı. Kapı, eskiden "resmi daire" demek olduğu için "ağa kapısı" ağa dairesi demekti. Ağa kapısı, Osmanlı saltanatının sona ermesine kadar, meşihat dairesi yani şeyhülislamlar kapısı olarak bilinen, Süleymaniye'deki binadaydı. Yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine burası kısa bir müddet serasker dairesi oldu. Sonra serasker dairesi şimdiki İstanbul Üniversitesi'nin yerinde bulunan eski saraya nakledilere burası tekrar meşihat dairesi haline getirildi.

 

Tarih Terimi Olarak Ağa Kapısı:

Yeniçeri ağalarının bulunduğu resmî daire.

 

    Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri

    Türbe (Kümbet): Her iki terimde Türk-İslam mezar yapılarına verilen adlardır. Türbe ve kümbetler genellikle silindirik, çokgen veya kare planlı olarak inşa edilmiş kubbe veya külahla örtülmüş yapılardır.

    Ahar: Yazı yazarken yapılan yanlışların tashihinde silintinin belli olmaması ve iz bırakmaması için kâğıdın üzerine sürülen sulu maddeye verilen addı. Ayrıca, kâğıdın parlak görünmesi, kaba, delikli ve kalemin yürümesini engelleyen, mürekkebin yayılmasına mani olan kâğıtlar bu aharlama sayesinde ıslah edilmiş olurdu. Bu uygulamadan geçen kâğıtlara "aharlı kâğıt" denirdi. Aharlamanın farklı yöntemleri de vardı: Bir miktar beyaz şap havanda dövülüp güzelce kaynatılır. Sonra bu kaynamış suyu bir teneke içine döküp, bu gayet sıcakken aharlı ve ilaçlanmış kâğıt bu şaplı sıcak su içine batırılıp çıkartılarak gölgede kurutulduktan sonra, tekrar kaynamış su içinde bir miktar elenmiş nişastayı bir kâsenin içinde su ile ezip, o sıcak suyun içine döküp, nişasta kokusu kalmayıncaya kadar, karıştırarak kaynatılır. Sonra bu nişastalı sıcak su bir teneke içine boşaltıldıktan sonra, daha önceden şaplanmış kâğıtlar bunun içine batırılıp çıkartılarak gölgede kurutulmaya bırakılır. Sonra kâğıtlar mühürlenerek kullanılır. Diğer bir yöntem; ördek veya tavuk yumurtalarının sadece beyaz kısımları bir kap içine konulup içine incir sütü ilave edilir. Bunlar karıştırılıp ince bir bezden süzüldükten sonra, bir iki tutam barut atılır. Daha sonra bu karışımın içerisine balık tutkalının suyu konulur. Aharlanmak için hazırlanan kâğıtlar bu suyun içine batırılıp çıkarılır. Gölgede kurutulduktan sonra, üzerindeki yumurta beyazının yağları gitmesi için tekrar sıcak temiz suya batırılır. Kuruduktan sonra mühürlenerek kullanılır. Diğer bir yöntem; Beşer dirhem Şam ve Halep tutkalı suda kaynatılıp ilaçsız sade kâğıtlar bu kanamış suya batırılıp çıkarılır. Kurutulduktan sonra mühürlenerek kullanılır. Diğer bir yöntem; Pelit odununun külü bir bez parçası içine konulup bağlandıktan sonra, çömlek içinde kaynatılır. Su kaynadıktan sonra, bu külün olduğu bez parçası çömleğin içinden çıkartılmadan su 2 gün bekletilir. Sonra kâğıtlar bu suya batırılıp kurutulduktan sonra mühürlenerek kullanılır. Diğer bir yöntem; balık tutkalının beyaz olanı alınıp suda ıslatıldıktan sonra bir mermer üzerinde dövülür. Bunun 5 dirhemi, 2 dirhem zamk-i Arabî ve 3 dirhem Edirne tutkalı ile karıştırılarak bir suda kaynatılır. Daha sonra bu suya kâğıtlar batırılıp çıkarılır. Kurutulduktan sonra mühürlenerek kullanılır.

    Ağa Nöbetçisi: Yeniçeri ağasının emir çavuşu mertebesinde bulunan hizmetliye verilen isimdi. Kırmızı kollu cüppe, uzun entari, ayağına sarı mest papuç, başına da kalafat giyerdi.

    Sahib-i Arz: Tımar ve zeamet sahipleri.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü