ERDAL SAYIN AŞIK SEYHANİ SENDE BİR ŞİİR İSTİYORUM AMA KIŞLA İLGİLİ OLSUN.BAŞARILAR 2006-01-21
Veda
Ey müslüman Türk Genci, kulak ver dinle beni!
Vatanıma vefa borcum var sizlere veda.
Ecdadımın emeli böyle görmekti beni,
Ceddime sadakat borcum var, sizlere veda.
Malazgirt kapısından evvela tekbir girdi,
Herkesin gönlündeki bir, ufkundaki BİRdi.
Dillerdeki müthiş sedâ Allahüekber'di,
Malazgirt'e tekbir borcum var, sizlere veda
O zaman elde kılıç, dilde Kur'an vardı,
Sînede Allah sevgisi, sîmadaki ardı,
Sözlerde belagat, gözlerde feraset vardı,
Aslıma asalet borcum var, sizlere veda.
Neden tırmanıyordu surlara Ulubatlı'm
Kızgın yağ dökülür, çıkar hâlâ Ulubatlı'm
Ayyıldızlım surda, yardım etti Ulu Adlı'm
Bayrağa hürmet borcum var sizlere veda.
Neden sabaha kadar yalvardı Akşemseddin?
Neden genç yaşta bayrağı aldı Fatih ceddin?
Ecdadın vatan aldı, can verdi, sen ne verdin?
Fatih'e fatiha borcum var sizlere veda.
Gez, gör kuzeyde, güneyde, doğuda, batıda,
Kanlarla sulanmış her noktada, her satıhta,
Enbiya, evliya, sahabe bekler ayakta,
Mezkûra refakat borcum var sizlere veda.
Âşık SEYHANÎ Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:
Uyu İstanbul, uyumana bak sen!
Sen uyanırsan,
Tüm dertler uyanır,
Acılar uyanır.
Yürekler dayanmaz
Bulutlar boşalır.
Sen uyanırsan bir kez daha ölür fakir
Zengin keyif sürer, gariban olur hakir,
Bir ölümdür bir de uyku dertlere deva
Çekmesin diye felek sefa
Uyu İstanbul, uyumana bak sen!
Çekilsin sokakların gürültüsü,
Bitsin gariplerin çilesi
Kesilsin hastaların iniltisi,
Uyu İstanbul, uyumana bak sen!
Sen uyurken fakir de bir zengin de,
Bekâr da bir evli de...
Veli de bir deli de…
Uyu İstanbul, uyumana bak sen
Seyhanî için için ağlar
Hastaya ağlar, dertliye ağlar,
Yalvarır yakarır çareyi Allah’a bağlar
Uyu İstanbul, uyumana bak sen.
Sakın yanlış anlama,
Sevgiyi, neşeyi çekemiyor diye.
Yıllar yılı kader bize niye gülmez niye?
Mutluluğu bir kez rüyada görelim diye
Uyu İstanbul, uyumana bak sen!
Âşık SEYHANÎ
Selam gönderirdim baharda
Haber alırdım hazanda
Her gülenden mutluluk, her eğlenceden neşe
Her çiçekten bir koku taşırdı
Uzak diyarlardan gelir, dağı taşı aşardı.
Güneşin ışıltısından, suyun şırıltısından
Kuşların cıvıltısından sevdiğimin mutlu olduğunu anlardım
Mektup elimde sevincimden yaşın yaşın ağlardım
Güneş karanlığı aralar
Günler günleri kovalardı
Her gün arefe gibiydi
İple çekerdim bayramı
Bir gün haber gelecekti
Bağışlayacaktı felek sevenleri
Bağlayacaktı aşkı aşka...
Başkaydı bu sefer, bu bayram bambaşka
Her bayram sevdiğimin geleceğini anlardım
Sevincimden yaşın yaşın ağlardım.
Bu aşk böyle sürüp gitti uzaktan uzağa
Kavuşturmadı kader, düşürdü tuzaktan tuzağa
Bir kâğıt tutuşturdular elime yazısı kırmızı
Kalbimden başlayıp sardı tüm bedenimi ince bir sızı
Son mektubu sanki yarin, yazısı iyice soluklaşmış
Harfler kavuşmuş birbirine; gözler donuklaşmış
Anladım ki artık yârin kendisi gelecek
Gözlerimin yaşını mendiline silecek
Ruhumu yâr gelene kadar sakladım
Akşamdan sabaha yaşın yaşın ağladım.
Gel ey sevgili, gel!
Gel ki ruhum ruhunla kucaklaşsın
Bu diyardan birlikte uzaklaşsın.
Âşık SEYHANÎ
Sekiz ay oldu sıladan ayrılalı
Kalbim yaralıdır, gözlerim yaşlı,
Yolum açık ama bahtım karalı.
Kaşların yay, kirpiklerin ok olmuş
Bağrımı deler de yaralar beni.
Engin deryalar gibi gözlerine
Kapıldım girdaba, daldım özüne,
Çırpındıkça hablar taştı yüzüne
Kaşların yay, kirpiklerin ok olmuş
Bağrımı deler de yaralar beni.
Ebri nisanla yıkanmış leblerin,
Arasından parlıyor incilerin,
Öpem leblerine değen ellerin.
Kaşların yay, kirpiklerin ok olmuş
Bağrımı deler de yaralar beni.
Sen yürüsün altında inler toprak,
Nasıl çatlamış, bak ne kadar kurak
Ahımdır sebep suyunu alarak.
Kaşların yay, kirpiklerin ok olmuş
Bağrımı deler de yaralar beni.
Bu zilletlere sensin yine illet
Bak gözlerime de sevgimi seyret,
Ne haldeyim, dinle kalbimi, fikret
Kaşların yay, kirpiklerin ok olmuş
Bağrımı deler de yaralar beni.
Allar seni açar karalar beni,
Eller sana güler karalar beni,
Beni sana bağlar, teninin beni.
Kaşların yay, kirpiklerin ok olmuş
Bağrımı deler de yaralar beni.
Âşık SEYHANÎ