Eğitim Sitesi

Varlık Muamması Şiiri

Varlık Muamması

Ben hikmet şarabını yudum yudum içmişim,

Bir de sarhoş olmuşum, kendimden de geçmişim...

Aynada gördüğüm şey meğer bir hayâl imiş,

Varlık denizinde ben, muazzam bir hiçmişim.



Hepsi birer hayalmiş, gerçek sandığım işler...

Bir gölgeden ibaret, birer yalan imişler.

Onsekiz bin âlemden süzülüp de gelmişler,

Meğer kaderimi ben, irademle seçmişim.



Sade bir et değilmiş, bana verilen yürek.

Ölmeden evvel ölüp, hesabı vermem gerek.

"Elestü bi rabbiküm" hitabını bilerek

"Belî" deyip rabbime, benliğimden geçmişim.



Bir münadî melekle duyurmuş da sesini

Yüreğime üflemiş, aşk ile nefesini

Bu dünya cevherinin, bırakıp hevesini,

Okumuşum salâmı, kefenimi biçmişim.



Gel, dünya oyunundan vazgeç artık sen Turan,

Mürşidin Peygamberin, rehberindir ol Kur'an,

Kainatın sırrını oluk oluk akıtan

Hakikat çeşmesinden, ab-ı hayât içmişim.



Turan AKBULUT Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Turan AKBULUT Şiirleri:

Nasihat

Dünya zor bir sınavdır, kendini salma sakın

Ateşi su gibidir, içine dalma sakın

Meziyeti hiledir, sahibi hilebazlar

Sana inci sunsalar, kanıp da alma sakın



Seyr-i süluk yolunda, sen salât-ı daim ol

Eziyet bile görsen, insanlara naim ol

Marifeti yalandır, müdavimi yalancı

Doğruluktan ayrılma, yolunda hep kaim ol.



Mutu kable ente mut; sırrına er de kurtul

Ölmeden evvel ölüp, hesabı ver de kurtul

Mürşidin gül olsun ki, sen de bülbül olasın

Seher vakti ağla hep, goncagül der de kurtul.



Sen Hakk'ı arar isen, şöyle bir dolaş burda

Bu yol cefa yoludur, belâya bulaş burda

Rızanın anahtarı, sabır kapısındadır

Eğer âşık isen gel, mâşuka ulaş burda.



Dil olmak istiyorsan, önce kulak ol da gel

Masivâdan el çekip, dosdoğru bir yolda gel

Nasihatı evvela kendin dinle sen Turan

Gönül pınarına dal, Kevser ile dol da gel.



TURAN AKBULUT

Turan AKBULUT

O?nsuz Olmaz!

Ben tecelli aynasıyım

Benden ışık sadır olmaz

O’ndan alır yansıtırım

Işık yoksa ayna olmaz.



Göz bendeyse gören O’dur

O’nsuz gözde şekil olmaz

Bu bedende asıl O’dur

Asıl yoksa vekil olmaz.



Bedendeki kuvvet O’dur

Çekilirse kudret olmaz

Hiç bitmeyen servet O’dur

Servet yoksa halvet olmaz.



Su gibi, can veren O’dur

O’nsuz asla hayat olmaz

Kainatı düren O’dur

O’na zinhar memat olmaz.



O ölmeyen bir diridir

O’nsuz bir şey zahir olmaz

Kainat peygamberidir

O’na evvel, ahir olmaz.



Zat-ı Mutlak’ın nurudur

O’nsuz Elif ayna olmaz

Rahman, Rahim, hepsi O’dur

O’nsuz olmaz! O’nsuz olmaz!



Turan AKBULUT

Turan AKBULUT

Şehit Ve Annesi

Anne!

Tatlı rüyalar anneciğim…

Bu sabah uyandığında

“Bir rüya gördüm!” diyeceksin

“Rüyamda oğlumu gördüm!

Aslanımı, ciğerparemi,

yavrumu gördüm!”



ahh, canım annem!

Ne güzel okşardın saçlarımı…

Yanaklarıma sıcacık öpücükler kondururdun

Canımla beraber acırdı canın,

Sanki, ellerinde atardı yüreğim.

Ben hasta olsam senin için yanardı,

Üzüldüğümde yüreğin kanardı da

Belli etmemeye çalışırdın

Ama, hep o gizli gözyaşların

Ele verirdi seni…

Onu da ben belli etmezdim.



Anacığım!

Dilimde türkü gibiydin

Yanık mısralarım vardı senden yana

Adını andığımda yüreğim bir başka yanardı

Ana.

Senin yandığın gibi hani;

Adımı andığın zamanlarda…



Sen benim en temiz yanımdın,

Taze baharım gibiydin ana!

Seninle açardı güllerim,

Seninle yeşerirdi yollarım,

Sensiz ötmezdi bülbüller

Sensiz kokmazdı karanfiller

Senin olmadığın yerde

Her yanımı örümcekler sarardı benim

Senin tılsımlı nefesin beni canlandırırdı

Arınırdım, ak pak olurdu her yanım;

Senin elinin değdiği yerde…

Canım anam!

Gözümün nuru, gönlümün baharı anam!

Cennetler saklıydı senin ayaklarının altında…

İşte, ben gördüm o cenneti ana!



Kim getirdi sana o kara haberi bilmem!

Kim dedi “oğlun öldü!” diye

Ben ölmedim ki ana!

Bilmez mi o kara haberciler

Şehitler ölmezler!



Ben ölmedim ana!

Aha, yanı başındayım

Sen şimdi tatlı tatlı uyusan da

Ben hep geleceğim.

Sana dokunamadan,

Ellerini öpemeden,

Başımı dizine,

Yanaklarımı yanaklarına koyamadan

Sıcacık bir nefes bırakacağım yanı başına;

Beni her andığında…

Hadi, kaldır başını!

Soranlara “Ölmedi benim oğlum!” de,

Gerçi anacığım, eller bu sırrı bilmezler;

Şehitler ölmezler!



Sakın bir daha ağlama olur mu!

Sakın yüreğini dağlama!

Aman ha anam!

Sakın bir daha karalar bağlama!

Sen bir şehit anasısın…

Hani, hatırladın mı?

Beni uğurlarken evin kapısında

“Güle güle git oğul,

seni ben vatana kurban adadım

ya şehit, ya gazi ol!” demiştin…

bak yine sözünü tuttum senin

vatana siper oldu bedenim!



Kör kurşun yüreğime saplandığında,

Önce “Allah!” dedim

Sonra, adını andım ana!

Bir görmeliydin beni o anda,

Senin oğlun olduğumu bildi herkes,

“Öyle ananın böyle oğlu olur!” dediler

bedenimi yıkamadan toprağa verdiler…

hani, sen bilirsin ya anacığım,

Şehitler ölmezler!

Kurban olurum anam

Ağlama!

Yüreğini dağlama!

Sakın ha gözümün nuru

Karalar bağlama!

Yakışmaz sana karalar bağlamak,

Yakışmaz bir şehidin anasına ağlamak!



Yarın günlerden yirmibir ocak

Benim doğum günümdü hani…

Biliyorum, yine koşarak geleceksin yanıma

Fatihalar, Yasin-i Şerifler okuyacaksın

Ruhuma.

Senin de başında bembeyaz bir örtü olsun,

olur mu ana?

Mezar taşımın üstündeki kar kadar beyaz…

Ey benim güzel anam!

Yarın, başucumda otur biraz…

Turan AKBULUT

Varlık Muamması Şiiri