Varlığınla Gurur Duyuyorum
Kuşlar Sen’i zikreder duyuyorum,
Ağaçlar kıyam eder görüyorum,
Yapraklar duadadır işitiyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Yıldızlar Vahid yazar okuyorum,
“Ehad!” deyişlerini duyuyorum,
Semavatla Yâ Kayyum! okuyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Dağlar Celil okur, şahit oluyorum,
Çiçekler “Cemil!” diyor, çıldırıyorum,
Şahidim ben de, ben de diyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Kış mevsimini okuyorum,
“Mümît!” diyorlar, duyuyorum,
Firak nedir? Ben biliyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Bahar geliyor görüyorum,
“Ümit!” diyorlar, duyuyorum,
Muhyi ismini okuyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Denizlerle konuşuyorum,
“Deli!” diyorlar, biliyorum,
Celil’de Cemil okuyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Göz vermişsin görüyorum,
Kâinatı okuyorum,
Marifetle doluyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Kulak vermişsin duyuyorum,
Zikirde saadet buluyorum,
Kanatlanıp uçuyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Dil vermişsin tadıyorum,
Hakîm ismini okuyorum,
Sevgili’yi anlatıyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Kalp vermişsin seviyorum,
Sevgi Sen’in biliyorum,
Aşk Sen’sin biliyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Ölümden hiç korkmuyorum,
Firaktan kurtuluyorum,
Onu düğün biliyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Aşkın ile ağlıyorum,
Su olmuşum çağlıyorum,
Yalnız Sana çağırıyorum,
Varlığınla gurur duyuyorum.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Rabbim Sevdan Bana Doldu
Ümit oldu,
Özlem oldu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Âlem oldu,
Kalem doldu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Yaram çoktu,
Derman oldu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Firak n’oldu?
Visal oldu!
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Güneş oldu,
Kalbe doğdu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Nasıl oldu?
Asıl oldu!
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Sadır oldu,
Satır oldu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Namaz oldu,
Mi’rac oldu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Bir sır oldu,
Bende durdu,
Rabbim sevdan,
Bana doldu.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN
Ömer Halisdemir
Rüya değil,
Sanki gerçek.
Toprak damlı bir mekân,
Ve içinden gelen hoş bir seda.
Başını içeri uzattı Ömer.
Resûlullah (s.a.v) ve etrafında yirmi kadar sahabe,
Pür dikkat onu dinliyorlar;
Resûlullah (s.a.v) seslendi:
“Gel Ömer! Gel, sen de bize katıl!”
Ömer adımını kapıdan içeri attı,
Heyecandan kan ter içinde kaldı;
İşte tam o sırada uyandı.
Aradan birkaç gün geçti,
Yıl iki bin on altı,
Aylardan Temmuz,
On beş Temmuz gecesi,
Ve günlerden Cuma idi,
Ömer âdeta uçacaktı.
Saat dokuza vardı,
Babasını aradı:
“Yerimde duramıyorum,”
“Ben çok hırslanıyorum baba.” dedi.
Yirmi senelik asker,
İlk kez böyle söyledi.
Hasan Hüseyin şaşırdı:
“Oğlum bir su iç!”
“Besmele çek ve korkma!” dedi.
“Ben hazırım!” dedi arslan Ömer.
Güneş battı,
Şafak attı,
Gündüz geceye aktı.
Telefon çaldı,
Ömer telefonu aldı
Ve cevapladı:
“Emredin komutanım!” dedi.
Arayan Zekai Aksakallı,
Özel Kuvvetler Komutanı,
Korgeneral Zekai:
“Ey Ömer!”
“Tuğgeneral Semih Terzi bir darbecidir, vatan hainidir!”
“Onun karargâha girmesine müsaade etme!”
“ O haini öldür!”
“Bu işin sonunda şehitlik var yâ Ömer!”
“Seninle yirmi yıllık hukukumuz var.”
“Hakkını helal et!” dedi.
Hiç düşünmeden:
“Emredersiniz komutanım!”
“Hakkım helal olsun!”
“Siz de hakkınızı helal edin!”
Dedi Astsubay Ömer.
Ve tarihi görevini üstlendi.
Vatan haini Semih Terzi,
Ve beraberindeki on kişilik timin hepsi,
Geldiler, karargâha kadar.
Ömer kendini vatana adar,
Tek başına karşılarına çıkar:
“Zekai Paşa’nın emri var!”
“Karargâha giremezsiniz!” der.
Tim üzerine atlar,
Başçavuş Ömer kurşun atar,
Alnının tam ortasından vurur darbeci haini.
Yığılıp kalır orada Semih Terzi.
Davranır silahlara hainin koruma timi;
Kurşun üstüne kurşun yağar,
Gafiller tam otuz kurşun atar,
Kalpleri taş kesmişti, sanki demir
Şehit olur Ömer Halisdemir.
Onun şehadeti,
Olur, bu vatanın selameti.
Baba Hasan Hüseyin rüyasında görür Ömer’i:
“Nereye gidiyorsun oğlum?”
“Baba nöbetim var.”
“Nöbete gidiyorum.” der Ömer.
Artık Ömer Halisdemir,
Vatanı şehitlerle bekler.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN
Varlığın Aşikar
Varlığın aşikâr,
Kâinat ayna.
Varlığın aşikâr,
Mahlukat ayna.
Varlığın aşikâr,
Şems haykırıyor,
“Yâ Nûr!” diyor.
Varlığın aşikâr,
Kuş haykırıyor
“Yâ Hakk!” diyor.
Varlığın aşikâr,
Dağ haykırıyor,
“Yâ Celil!” diyor.
Varlığın aşikâr,
Gül okuyor,
“Yâ Cemil!” diyor.
Varlığın aşikâr,
Bulut, yağmur
Rahman okur.
Varlığın aşikâr,
Vahid’e koş!
Yıldız okur,
Bunu bir hoş.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN