Susuyorum!
Kafana taş mı düştü gevşemiş çene yayın
Sus işte susuyorum Allah rızası için.
Yoksa senin gibi mi akraban emin, dayın
Sus işte susuyorum Allah rızası için.
Akıl arif hüneri, göz ki hasmını tanır
Kaale alınmayan korkuttuğunu sanır
Kendi söyler yalanı döner kendi inanır
Sus işte susuyorum Allah rızası için.
Uyanırsın ay oğul yatmadığın uykudan
Sabaha dek kıvranıp tutmadığın uykudan
Huzurunu bir türlü tatmadığın uykudan
Sus işte susuyorum Allah rızası için.
Bir şerefsiz şerefi pazardan alıyorsa
Koyunlara tuz verip dereye salıyorsa
O aptal koyunlar da her şeyi yalıyorsa
Sus işte susuyorum Allah rızası için..
Sevdayı yola saldım sevgiliye uçmadı
Şerefin kapısını kaç kez çaldım açmadı
Pazarda satılanın dilimde gezmez adı
Sus işte susuyorum Allah rızası için.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Hikâye İmiş
Elin cenaplığı tamam da beyim
Sırrın yamanlığı hikâye imiş
Şehir ki mezarlık, virane köyüm
Varın harmanlığı hikâye imiş.
Oğlunun şerrinden eminse ana
Boşuna değildir kurduğu bina
Yönümüz onadır, gidiş de ona
Sisin dumanlığı hikâye imiş
Gerisini dersem zoruna gider
Seni utandırır arına gider
Susayan sülükler kuruna gider
Kaşın kemanlığı hikâye imiş
Aldığın nasihat, duyduğun yazık
Yeter kendine gel, yediğin kazık
Devlet kütüğünde sicilin bozuk.
Sözün kirmanlığı hikâye imiş
Umudu yitirmiş gözleri mıhta
Akşamlar feryatta, geceler ah ta
Yavru kan içinde, baba çarmıhta
Aşkın fermanlığı hikâye imiş
Orda sazın asıp asma dalına
Orda can veriyor elif yoluna
Gurbeti yeğledin Emrah kuluna
Aşkın samanlığı hikâye imiş
Çobanoğlu’yla Kars toplarken parsa
Erzurum’da yok mu mezarlık arsa?
Toruni İstanbul, Reyhanî Bursa
İşin Narman’lığı hikâye imiş
Tanrı dağlarından inmişsin düze
Hoyrat bakışlarda gelmişsin göze
Sevda ki ne sevda olmuşsun bize
Derde dermanlığı hikâye imiş.
Cenap: Onur
Kirman: Kale, hisar
Ferman: Buyruk
Keman: İnce, düzgün kaş
Narman: Erzurum’un bir ilçesi
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Artık Beni Üzemizsin
Gözüm senin tek resmine
Bakmamaya karar verdim
Ne ismine, ne cismine
Takmamaya karar verdim.
Bir başın kırk yoldaşınla
Çekik göz, ince kaşınla
Malum timsah gözyaşınla
Akmamaya karar verdim
Aldanıp tatlı diline
Uzaktan bakıp iline
Kınayı kanlı eline
Yakmamaya karar verdim
Yakın bilerek gönlüme
Razı olurdum ölüme
Şiiri senin bölüme
Yıkmamaya karar verdim
Desen de “asla bırakmam”
Meyilleşip sana akmam
Ve de üzmem tamam tamam!
Kakmamaya karar verdim
Ne kirazdan, ne çilekten
Ne parçadan ne bir ekten
Ne istekten ne dilekten
Çakmamaya karar verdim
Aldanıp sözün hiçine
Kalıp gecenin üçüne
Aklımı aklın içine
Tıkmamaya karar verdim
Uzak durup kemik etten
Vazgeçtim sahneden, setten
Gönlümü yakan hasretten
Bıkmamaya karar verdim
Kafama düşüyor dan dan
Sıyrılıp kaş arasından
Aşkın gerçek mecrasından
Çıkmamaya karar verdim
20 Eylül 2011
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
İtiraf
Ağlardım hiç kimse dokunmadan da
Ağlardım kimseden sakınmadan da
Ağlardım sessizce yakınmadan da
Artık gözlerime sözüm geçmiyor
Şimdi gözüm iyi kötü seçmiyor.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ