Son Öğüt
Okula başladığın günü hatırla,
Kalem tutardı minik minik,
Ellerin titrek titrek…
Belki o günler hafızanda şimdi silik,
İri iri bakardı,
Gözlerin ürkek ürkek…
Bir parmak kalkardı incecik,
Ikınarak, sıkınarak derdin;
“ Çişim geldi öğretmenim..”
Bendim kemerini çözen,
Doğruyu, güzeli gösteren.
Elimde tozlu tebeşir,
Kucak dolusu bilgiyi,
Sana belleten bir bir.
Bendim saçlarını okşayan,
Sevgisine hiç doymayan…
………………………….
Şimdi bir makama oturdun,
Koltuğuna şöyle kuruldun,
Kimseleri beğenmez oldun…
Lâkin unutma sen yine de çocuğum,
Ne kadar gür olsa da bir ağaç,
Eğri de olsa köküne muhtaç…
16.04.2006
Veli AYKAR Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Şiir Ve Türkü
Ne zaman şiir şiir diye tuttursam ;
İçimde kaynar bir türkü pınarı !
İnim inim inleten şu dumanlı yaylayı,
Sipsi sesiyle gezerim köy köy sılayı.
Çeker beni kendine derinden, derinden,
Kalem düşer elimden,
Döner başım sarhoşum !..
Mor dağlar kıvrım kıvrım uzar,
Akar gölümde deli çaylar ,
Gelincik çalkalanır ovalar !
Açan çiçeğin, öten böceğin
Sesini duyar gibi olurum…
“Allı şalvarını sürüyen gelin,”
Gider ardın sıra kaybolurum !..
Ne zaman şiir şiir diye tuttursam ;
Dedemden kalma bir gurbet havası
Erzurum yaylada kar olur,
Aydın’da sıcak toprağa diz vurur !
Üsküdar’da bir mendil dolusu lokum,
Çanakkale’de aynalı çarşı,
Denizli’de öten çil horozum !
O öttükçe bölünür uykum…
Ne zaman şiir şiir diye tuttursam ;
Silifke’de Aslı Yok Yaylası,
Karadeniz’de omuz omuza horonum…
Başak başak Harran Ovası,
Başımda Mihriban’ın umarsız sevdası,
Ayrılıktan gayrı zor ne var?
Çıkıp yücesine Ağrı’nın
Ankara’nın taşına bakarım…
Fırat’ta dağ, tepe coşkun akar,
Tuna boylarında durulurum…
Rumeli’den Hazar’a kadar
Türkü türkü savrulurum !..
Ne zaman şiir şiir diye tuttursam ;
Narası kulağımda koç Köroğlu’nun,
Heybesi omzumda derviş Yunus’un,
Aşk deryasında yunsam ,arınsam…
Düşlerimden çıkmaz ki Karacaoğlan,
Kavgalarda bir asi Pir Sultan,
Veysel ile “dost dost diye” ağlasam,
Mahzuni ile son noktayı bir koysam !..
Ne zaman şiir yazmaya otursam;
Kırılır kalemim ,tutmaz elim.
Deliyim,divaneyim, bir garip Veli’yim
Aslı’sını el almış yanık Kerem gibiyim,
Boğazımda düğümlenir dizelerim,
Yol yordam bilmez , bir hoş olurum…
Denizli ,05.01.2006,
Veli AYKAR
Dengeli Beslenme
Malûm ya Nasrettin Hoca,
Her düğünde , dernekte,
Kaçırmazdı hiçbir fırsatı,
Basardı çorbaya kaşığı,
Pilavın da verirdi hakkını…
Yine böyle bir günde,
Öğrencileri ile düğünde,
Sofralar serildi önlerinde,
Hoca , baş köşeye kuruldu...
-Hocam , der öğrencilerden biri,
Korumak için sağlığı, bedeni
İnsan ne zaman yemek yemeli ?
Hoca, doğrultarak sofradan başını,
“Bu iş, dedi, kesenize bağlı.”
“Hocam, derler anlamadık ne dediğini.
Bu cevap bilmece gibi…
Hoca der, “Gayet basit evlâdım,
Şudur sana son cevabım;
Zenginler yemeli acıkınca,
Yoksullar ise fırsatı bulunca,
Doyurmalı karnını…
26.04.2006
Veli AYKAR
Cumhuriyet Çocuğu
Bir bayrak dalga dalga
Eserse özgürce üstünde
Esenlik ve barış her kentinde köyünde
Ağıtlar bitmişse şarkında ,türkünde
Akıp gidiyorsan gemilerde, trenlerde
Yavrum sen cumhuriyet çocuğusun
Umutlar, sevgiler üstünde savrulsun..
Tarlalarında başak başak
Dolup taşmışsa bereket, bolluk
Kaderinden çıkmışsa yokluk, yoksulluk
Çeşmelerin akıyorsa oluk oluk
Fabrikalarında yoksa dur, durak
Yavrum sen cumhuriyet çocuğusun
Bilgiyle, erdemle açılsın her yolun…
Kadın erkek omuz omuza her yerde
Kurtulmuşsan cehaletten karanlıktan
Haberin yoksa ayrılıktan gayrılıktan
Bölebiliyorsan birazcık sofrandaki azıktan
Coşku duyuyorsan nöbetteki askerde
Sen cumhuriyet çocuğusun yavrum
Onun için adını Egemen koydum…
Veli Aykar
Denizli, 29.Ekim 2007
Veli AYKAR