Son Hatıra
Bu gelen, sonbaharın ayak sesleri
Hüzün var yine bugün, rüzgâr sesinde.
Ayrılık şarkısını, çalarken sazlar
Son buluşmamız senle, kır kahvesinde.
Yüzündeki çizgiler, derin ve hisli
Saklıyor, yaşanmamış hayallerini.
Senden bana kalacak, en son hatıra
Bir tel saç yeter, al artık ellerini.
ARALIK- 2008
Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Başım Üstüne
Bir haber gönder, çok uzaklardan
Sıcaklığın güç versin, can dostuna.
Issız gece ve kör karanlıklardan
Gelsin selamların, başım üstüne.
Hasreti anlatan, satırlarında
Gözyaşın ıslatmış mektuplarını
Buğulu bakışın, anılarımda.
Kalsın görüntüsü, başım üstüne.
Bahçemde, goncası açılan gülün
Dikeni, dalıyla kucaklaşırken
Bir ömür beraber, gidilen yolun
Bilsin kıymetini, başım üstüne.
Dilek tut, falında papatyaların
Sevmiyor çıksa da, tersini düşün
Mevsimsiz menekşe, begonyaların
Koksun bahar gibi, başım üstüne.
Ne çok sevdiğimi bilmeyeceksen
Anılar anlamsız, hayalin bensiz.
Çerçeveden çıkar, gelmeyeceksen
Solsun resimlerim, başım üstüne.
Bırakıp, gidenin tutmam yasını
Sadece içimi bir hüzün kaplar.
Kasvet kokan, ayrılık şarkısını
Çalsın kemancılar, başım üstüne.
Gezindim bakarak, boş sokaklara
Sen yoksun, umut yok, yaşamak için
Ölüm çare ise, ayrılıklara
Dinsin acılarım, başım üstüne.
Yiten mutluluğa, hep yanıyorsan
Acıyla kahrolup, kıvranıyorsan
Sende benim gibi, düşünüyorsan
Bitsin bu ayrılık, başım üstüne.
Ver elini, başım gözüm üstüne.
KASIM-2008
Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Son Hatıra
Bu gelen, sonbaharın ayak sesleri
Hüzün var yine bugün, rüzgâr sesinde.
Ayrılık şarkısını, çalarken sazlar
Son buluşmamız senle, kır kahvesinde.
Yüzündeki çizgiler, derin ve hisli
Saklıyor, yaşanmamış hayallerini.
Senden bana kalacak, en son hatıra
Bir tel saç yeter, al artık ellerini.
ARALIK- 2008
Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Şehidin Bayramı
Makamına yürürken, on binlerle beraber
Herkes ayakları üzerinde, sen ise el.
Kara haber ulaşınca anaya, yavukluya.
Yürekler dağlanıyor, gözyaşları da sel.
Yiğidim, girdin özlediğin toprak bağrına
Ölümle randevusu vardı, fidan bedenin.
Merminin deldiği yer, şeref madalyasıdır.
Sevgiliden ayrılıp, dosta yalnız gidenin
Bugün bayram sabahı, aslan parçası,
Namaz sonrası geldim, bak mezarına.
Soğuk taşı yıkayan annenin duyguları
Okşayıp, koklayarak yel üfürür narına.
Kutlu olsun bayramın, bekle bizi orada
Sıramız geldiğinde umarım yanındayız.
Çiçeklerin sulandı, temizlendi otların.
Rahat uyu ki bizler, Şehit vatanındayız.
Bu mubarek mertebe, herkese şamil ise
Toprak koynunda yatmak, aynı ana kucağı.
Yürürken Tanrısına, üstünde kan elbise
Bir elinde bayrak var, bir elinde bacağı.
Peygambere komşuluk, çoğuna nasip değil
Gösterdin heybetini, ölüme gülenlerle.
Cesaretin, sonsuza dek yükselirken sema ya,
Şeref duyacak mahşer, kefensiz gelenlerle.
Parsa toplayanlar varsa, dökülen kandan
Zannederler bu ateş, onları yakmaz.
Görev sırası gelip, yola çıkmayanlardan
Allah sorar hesabını, karşılıksız bırakmaz
Abdulkadir Nur GÖRDÜK