Eğitim Sitesi

Merhamet Edene Allâh Da Merhamet Eder 19 Şiiri

Merhamet Edene Allâh Da Merhamet Eder 19

Bir günahkâr kadının ettiği iyilik var,
Kuyunun başındaki düşündüğü tavırlar...

Bir köpek ki ölecek dili dışarı sarkar,
Susuzluktan dolayı adeta Rab'be bakar...

Kadının içirmesi Rab'bin hoşuna gitmiş,
Merhamet denilen şey tüm günahları silmiş...

ALLÂH(c.c.) merhametlidir, merhametli tavrına,
Kadın cennetliktir kuldur mazhar olur affına...

Sen, araç arkasına bağlamışsın köpeği,
Sürükleyip çekmişsin, apaçık bir meleği...

Şahsını bir kıyasla, ALLÂH(c.c.) bu işe ne der?
Cennet mi, cehennem mi, Rab, nereyi emreder?

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK Şiirleri:

Frekans Düşüncesizliklerimiz

Televizyonlarımızda bazen frekans değişir,
Üst uyduya geçilir kanal yer değiştirir…

Bu moral kırıcı şey biz acemiler için,
Kanal ekleyemeyiz bilmediğimiz için…

Bitmez tekrarlamalar nemalanma işi mi?
Yılda bir dahi olsa kaçar uydu sistemi…

Ne güncelleme işi ne otomatik ayar,
Düşünülmeyen şeyler verdikleri hep hasar…

Çünkü bu bir kâr yolu, nemalanma aracı,
Daha üst uydularla topluyorlar haracı…

Frekanslar değiştikçe kanallar tarih olur,
Kaymak tabaka hariç fakir bundan mahrumdur…

Üç beş çıkar uğruna güncellemeler bekler,
Kanaldan mahrum kalır şahsım gibi garipler…

Üst uyduya geçiyor yok oluyor kanallar,
Bu terbiyesizlik sadece bizde mi var?

Sevdiğim kanallarım üst tarafa geçtiler,
Güncelleme yapılmadığından da bittiler…

İşte falan kanalım daha üst uydularda,
Biz gibi çok kişi var ki anlayamamakta…

İnternet sunamıyor, işi anlatamıyor,
Kolu komşu bilmiyor bilse de söylemiyor…

Biz, beceremiyoruz biz halledemiyoruz,
Adamımız da yok ki işi sunamıyoruz…

Uyducuya taşısak upuzun kuyruklar var,
Acımasız rakamlar bir panik havasındalar…

O, diyor çıkacağım o, diyor yetişmeliyim,
O, diyor bırak ve git birazdan halledelim…

Maksadınız bellidir işbirlikçi vaziyet,
Ayar yapılsa dahi etmemeli ihanet…

Daha üst uydu daha da üst uydu dahası,
Dahanın da dahası bu bir nema sofrası…

Kısacası şakadır bu düşüncelerimiz,
Meclisten dışarıdır, bilgisizliklerimiz…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Neden Hoşlanmışsak Gdo Kattılar

Ne istiyor bencil insanlık yaşantımızdan?
Yememiz, içmemizden, huzurlu olmamızdan…

Gitmemiz isteniliyor şu lanet Dünya’dan,
Katarlar GDO, hormon oluruz canımızdan…

Uygun Dünya var ama türüm kötü niyetli,
Taşır GDO’larını eder en şaibeli…

Sığınmak mı gerekir uzaylı yaratığa?
Rabbimin rızasıyla tanımadık varlığa…

Bu sefer türüm kızar ikili oldun diye,
İnsanlığımız varken der sığınırsın niye?

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Tamamî Örfî Patlıcanî Bir Şiir

Sakın mânâ arama, tamamî, örfî, patlıcanî;
Hepsinde nispet “î”leri limonî, üstüvanî;

Ne olursan ol, Alevî, Sünnî, indî, samanî;
Hanefî, Malikî, Hambelî, Şafiî, Rahmanî;

Caferî, enfüsî, Süryanî, cerrahî, Rab’banî;
Arzanî, Dürzî, Berberî haricî, gulyabanî;

Fatımî, amelî, Muhammedî, aklî, Islâmî;
Gayrisuurî, fiilî, gayrikıyasî, gayrinizamî;

Zebanî, nefsanî, şeytanî, cehennemî, siyasî;
Ehlî, elâstikî, Bektaşî, ezanî, dairevî, esasî;

Tecrübî, Horasanî, Azerî Habeşî, samimî;
Hüseynî, Bahaî, Abbasî, Celâlî, Harezmî;

Abidevî, adalî, ırkî, fuzulî, Arabankürdî;
Maddî, manevî, Asurî, fevrî, acemkürdî,

Alenî, altunî, ticanî, amudufıkarî, amudî;
An'anevî, arızî, armudî, Avrupaî, angudî;

Asabî, asgarî, askerî, aslî, asrî, cebrî, asarî;
Azamî, babaî, bahrî, barudî, bâtınî, basarî;

Melâmî, külhanî, Yezidî, medenî, mehdî;
Mecazî, merkezî, meslekî, mesrutî, ahdî;

Gayriihtiyarî, bedenî, nakdî, naklî, kürevî;
Ebrulî, ezelî, davudî, mülkî, cinaî, senevî;

Mevziî, mıknatısî, örfî, midevî, mihanikî;
Cezrî, millî, mimarî, mirî, mizahî, Hakikî;

Rumî, harbî, dinî, hasbî, havaî, erguvanî,
Hayalî, hayatî, haydarî gümüşî, hayvanî;

Abadî, abanî, adedî, garamî, adlî, adî;
Afakî, tenkidî, Şiî, ailevî, sarkî, seddadî;

Dünyevî, ebedî, edebî, eflâtunî, sincabî;
Fagfurî, farazî, fedaî, fennî, fer'î, cenubî;

Dâhilî, kat’î, demevî, hamasî, destanî;
Demirî, derunî, devrî, divanî, dasitanî;

Cografî, filizî, garpkârî, gayriiradî, ahlâkî;
Firarî, gayriaklî, gayriciddî, gayriahlâkî;

Nazarî, nebatî, nebevî, neharî, Nasranî;
Nesturî, nihaî, nisaî, nizamî, nevyunanî;

Gayrisahsî, beyzî, gıyabî, gayrikanunî;
Milâdî, hâkî, halkavî, halvetî, Kanunî;

Sümbülî, harabatî, salakî, samanî, şarabî;
Ser'î, sifahî, simalî, tahinî, tahrirî, Arabî;

Isevî, yabanî, Fevkanî, zatülkürsî, hendesî;
Hercaî, hesabî, hırpanî, hazarî, hicrî, hissî;

Fahrî, hususî, hükmî, zımnî, ıstırarî, Mahallî;
Bagdadî, ibdaî, İbranî, içtimaî, idarî, ihtimalî;

İlâhî, ihtiyarî, ihtiyatî, ihzarî, İlmî, illî, ferdî;
İdadî, iktisadî, iltihabî, iltisakî, iltizamî, kürdî;

İndifaî, insanî, Rufaî, insiyakî, keyfî, ulvî;
İptidaî, irsî, irticaî, iradî, kastî, intanî, uzvî;

Kıptî, kispî, karakuşî, kısmî, havarî, ümmî;
Kimyevî, fıtrî, kıyasî, kitabî, kavmî, zimmî;

Kûfî, kurşunî, kutsî, kuzgunî, küllî, vatanî;
Rubaî, Nakşibendî, lâciverdî, lafzî, vicdanî;

Lâhurî, lâdinî, lâhutî, lâubalî, leylâkî, lûtî;
Lüzucî, madersahî, cinsî, Magribî, mahrutî;

Madenî, Hurufî, mahserî, insirafî, hukukî;
Maî, malî, marazî, marunî, maserî, mantıkî;

Noudî, ciddî, nusayrî, anunuesasî, Rafızî,
Zeytunî, arî, pedersahî, resmî, reybî, Riyazî,

Ruhanî, taklidî, rustaî, meccanî, leylî, tabiî,
Sathî, sebkihindî, seferî, şemsî, semaî, tıbbî,

Gayriilmî, istisnaî, is'arî, itibarî, izafî, kalevî;
Kadirî, kalbî, kalenderî, gayriinsanî, kamerî;

Ufkî, uhrevî, umumî, şeklî, vahsî, tamburî;
Vasatî, sakulî, ıtrî, zahirî, zuhurî, mecburî;

Daimî, cüz'î, ceza, cevizî, Cevvî, Mevlevî;
Dagî, cismanî, çividî, cevabî, fikrî, Mesnevî;

Sahsî, sehevî, sehvanî, üryanî, Selçukî, Ruhî;
Tasavvufî, semavî, sevkıtabiî, seylânî, sıhhî;

Temsilî, terbiyevî, tesadüfî, tedafüî, Nuranî;
Tezyinî, tufeylî, zamkıarabî, tulânî, Turanî;

Bayatî, bedevî, bedihî, aynî, behimî, beledî;
Bendegî, berrî, beserî, gayritabiî, bediî, cedî;

Felsefî, ferahî, fındıkî, fıstıkî, harekî, Hamî;
Efsanevî, müddei− Umumî, gayrisıhhî, Samî;

Zatî, anî, zührevî, zecrî, Zerdüstî, zarurî;
Zevalî, Mecusî, zihnî, ziraî, zifirî santurî;

Sıhrî, takdiriilâhî, tahlilî, tahminî, terkibî;
Sultanî, suflî, yabanî, sun'î, sükûtî, takribî;

Tarçınî, tarihî, tesriî, vilâdî, yevmî, ticarî;
Tasvirî, tatbikî, vicahî, tedricî, udî, telkârî;

Avdetî, yayınispî, inzibatî, nispî, helezonî;
Garbî, fizikî, Musevî, neftî, Farisî, kimyonî…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Merhamet Edene Allâh Da Merhamet Eder 19 Şiiri