Eğitim Sitesi

Meçhul?ün Sırrı Şiiri

Meçhul?ün Sırrı

O onanmış inkâr üzre doğmadı

Asıldaki aşk közünde o vardır.

Gönle sığdı, şu dünyaya sığmadı

Umutların beyazında o vardır.



Bir doyumsuz sevda yeşil yaprakta

Aşk büyüsü kokan karada, akta

Karanlık gecede, kara toprakta

Karıncanın kalp gözünde o vardır.



Varlığın şahsında hiçliği tutan

Mum olur, gönüller karardığı an

Çile dergâhında gönüllü yatan

Âşıkların her sözünde o vardır.



Aşkın mabedinde, onun izinde

Zincirle bağlanan gönüller zinde

Erenler kavlinde, sözün gizinde

Ehlibeyt’in nur yüzünde o vardır.



Bir gönül külünde yandırdı bizi

Onmayan sevdada çaresiz sızı

“Yürekteki yara onun göz izi”

Karakışın ayazında o vardır.



Görünmezin en görünmez yerinde

Tabiatın sunduğu her üründe

Varlığın sebebi kalpten derinde

Çiçekteki bal özünde o vardır.



Ben onu solurum, “beni” bitirir

Hayallere sığmaz alır, götürür

Belki Zühre yıldızına yetirir

Her canlının sığ izinde o vardır.



O güzelsiz yağmur yağmaz bu hana

O güzelsiz bebek belemez ana

O güzelsiz âşık bakmaz cihana

Gelin kızın niyazında o vardır.



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri:

Cilveye Bak, Naza Bak

Hükümdarım diyor bacaksız pire

Foduldaki hakkı bilmez göze bak

Sırça sarayına dadanmış fare

Evlek evlek parsellenmiş düze bak



Tabanvayda unutulmuş kırıtan

Anafor örgüte tabela tutan

Şairciğin sayfasında sırıtan

Kırk dudaktan arta kalan kıza bak



Parsellenmiş, karabasandı günde

Külahın kaybolsun izzete sinde

Cümle cücelerin şer meclisinde

Ayyaşa bak, kodoşa bak, caza bak



Doğru sözü dokuz köye götürsem

Kovandaki sinekleri bitirsem

İkisini bir araya getirsem

Birbirine aşna fişne koza bak



Cıfıtların oynadığı oyunda

Aklın ışığını göster soyunda

Fasıklığı minarenin boyunda

Şu ayyaşın tozuttuğu toza bak



Şu köhne parklarda gecelerken sen

Koynuna sokulur samyeli erken

Sabahlar oluyor, gün doğdu derken

Şu kör göze, şu utanmaz yüze bak



Hamaset gemisi kör meydanında

Asalak beyleri gör meydanında

Fikir kuklaları şer meydanında

Şu namerdin takındığı poza bak



Aygır at yaylada beğenmez otu

Kel ağa ardına gönderir iti

Keçi ki, tenhada sağdırır sütü

Sürtükteki cilveye bak naza bak



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Sen De Bir Kulsun

Senin kaşlarınla, senin gözünle

Vurulan da bir kul, sen de bir kulsun.

Senin izanınla, senin sözünle

Darılan da bir kul, sen de bir kulsun.



Senin endamına, senin nazınla

Senin şiirine, senin yazınla

Senin ikiyüzlü körpe kuzunla!

Sarılan da bir kul, sen de bir kulsun.



Senin bu işveli nazın yüzünden

Kadir bilmez fodul sözün yüzünden

Hiç gülmeyen ablak yüzün yüzünden

Yorulan da bir kul, sen de bir kulsun.



Kendini beğenir keşiği sürmez

Aklın havalarda beşiği örmez

Gözün hep yukarda eşiği görmez

Durulan da bir kul, sen de bir kulsun.



Kimse taş üstüne tohum ekemez

Söz ki taştan ağır, filler çekemez

Hırslı gözler bir damla yaş dökemez

Kırılan da bir kul, sen de bir kulsun.



Keşik: Sıra

Zülfikar Yapar Kaleli


Zülfikar Yapar KALELİ

Bir Çubuğa Saklanmak.

Çağı örseledi zaman

Salıyı özel götürür.

Sakladığım sırdır bu an

Yalıyı hezel götürür.



Halimi arz ettim paşa

Seni küçümsemem hâşâ

Beni böyle yorma boşa

Bolu’yu güzel götürür.



Gönül derdim derindeyken

Sözün mahrem yerindeyken

Gözlerinin ferindeyken

Doluyu ezel götürür.



İş yapılır uyarında

Az bulunur ayarında

İrşadi’nin diyarında

Çalıyı gazel götürür.



Her dakika yoklanarak

Kurumuşsun koklanarak

'Bir çubuğa saklanarak'

Ölüyü bir 'el' götürür.



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Meçhul?ün Sırrı Şiiri