Kutsal Bir Görev
Kutsal bir görevdir öğretmenlik.
Ulusları kurtarandır onlar.
Türklüğü yaşatıp sevdiren
Sanat öğreten, öğreticidir.
Ata’nın yolunu gösterendir,
Laf dinleyen, kafa yorandır o.
Öğretmen, öğretmen
Kutsal öğretmen.
Bilgi veren, okutup öğreten,
İleri görüşlüğü belirten,
Rakiplerini akılla yenen,
Öğretmen , öğretmen,
Bilgi veren öğretmen.
Görevini severek yapan,
Öğretimi o kuvvetlendiren.
Rehberdir bilgilere, derslere,
Eğitime, öğretime her şeye.
Vecizedir sözleri onların
Öğretmen öğretmen
Canım öğretmen...
Gülhan MUTLU Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Ben Güneşim
Ben güneşim.
Sabahleyin pencerelerinize vurup
“Günaydın, haydi kalkın” diyorum.
Sonra sizin yüzünüzü aydınlatıp
İçinize sevinç dolduruyorum.
Ben doğmadığım zaman
Yerimi Ay’la yıldızlara veriyorum.
Ben güneşim,
Bitkiler, ben olmayınca
Havanı kirletiyor.
Evinize ben gelmediğim de
Doktorlar geliyor.
Biliyorum, beni merak edip
Uydular gönderiyorsunuz.
Ben Ay’ın ardına girince
Güneş tutuldu diyorsunuz.
Söyleyin çocuklar,
Beni siz,
Çok çok mu seviyorsunuz?
Gülhan MUTLU
Eş Sesliler Dünyası
EŞ SESLİLER DÜNYASI...
Ağacın altında içerken çay
Akıp gidiyor yol kenarında çay.
Çayın kenarında var bir gül.
Rengi bayrağımın rengi,al.
Arkadaşıma dedim; “Bu gülü al.”
Arkadaşım , çayın kıyısına indi.
Alırken battı gülün dikeni eline.
Sonra bana bakarak:
“Hele bir gül…” dedi kızarak.
“Eller, halimden anlamaz.” Dedi,
İçini çekerek.
Çay kenarında Ali dayının bağları,
Çayın içinden geçerken ıslandı,
Kara ayakkabımın bağları.
Tam çaydan karaya çıkarken,
Geçti yoldan kır bir at.
Üzerinde saçları kır Ali dayı.
Yanına çağırdı beni,
Atladım kır atın üzerine.
Dikkatimi çekti,
Ali dayının yanağındaki beni.
Sürdük gittik, uzakta saçları yakmış,
Yufka pişiren Ayşe ninenin yanına.
Oraya varınca indik attan,
Ali dayı, attı yere elindeki beli.
Bugün bahçeyi bellemişti,
Çokta yorulmuştu Ali Dayı.
Hemen satır aldı eline,
Elini dayadı beline.
Sonrada başladı,
Etleri ufak ufak kesmeye.
Etleri yufkalara sararak,
Yedik bizde afiyetle.
Başta duran Ayşe nine,
Başta duran örtüsünü düzeltti
Sonra ayağa kalkarak,
Dayadı ellerini beline.
Yorgundu yüzünden belli,
Yüz yufka açmıştı, sabahtan beri.
Ali dayı da yorgundu.
Koyunca başını toprağa
Uyuyuverdi Ali dayı.
Ben de oturdum bir kenara
Bu yazın tadını çıkara çıkara.
Bir türkü tutturdum,
Bir taraftan da
Yaşadıklarımı yazdım satır satır,
Kara kaplı deftere.
Gülhan MUTLU
Gülhan MUTLU
Annem
Ellerim kalemleri tutup
Ölümünü yazamadı annem
Ölenler için ölüm kurtuluş derdim.
Senin için bir türlü diyemedim annem.
Ateş düştüğü yeri yakarmış.
Bizi yakıp ta gittin annem.
Boynumuzu büküp de
Başka diyarlara göçtün annem.
Telefonlarım çalınca
Sesini ararım.
Pazar günü zanneder
Hatıralara dalarım.
Gurbet elde sesin dostu.
Bir gün geldi
Bir kuş olup uçtu.
Sesini duyamaz oldum annem.
İçim yanar,
Gönlüm kanar.
Her an seni anar
Bu gözlerim hep seni arar.
Mezarına bakınca
Teneşirdeki halini anımsarım.
O açıp kapanan gözlerini
Kocaman göbeğini bakarım.
Hayalin var şimdi
O öptüğün gözlerimde.
Mektupların gelirdi
O gurbet ellerinde
Özür dileyen mektupların...
Şimdi hiçbir haber
Gelmiyor annem.
Dudakların zaman zaman
Yanaklarıma konuyor hayalimde.
Hayalimde şimdi
İçten öpen
Dudaklarının sesi.
Gurbetten eve gelince
Camlardan bakan gözlerini göremiyorum.
Kapıdan girince
Geç geldin diye
Kızaran yanaklarını öpemiyorum.
Haydi kalk ta gel.
Kucakla kızını.
Kız ,bağır
Duyur sesini.
Gülhan MUTLU