melike gündüz çok güzell ve acıklı 2013-07-10
Kervan
Bir çok deve bir merkep başlarında,
Yükün aldı, düştü yollara kervan.
Irmak kenarında, su başlarında,
Oturup dinlendi, su içti pınardan,
Kaynağın arayıp sormadı kervan,
Eşeği önlerine rehber etti,
At ile devenin zoruna gitti,
Geçitli dağlarda yolları yitti,
Etrafını sardı toz ile duman,
Nice haramiye bac verdi kervan.
Bazen kârı oldu, bazen zararı,
İnsanlarla doldu taştı hanları,
Fedailer kolladı sarp dağları,
Kum saati ters döndü, değişti zaman,
Bir gidip,bir geldi bu yolda kervan.
Yıllar geçti koca ömür çürüdü,
Tüccar yük vermedi ayak sürüdü,
Harami yol kesti, itler ürüdü,
Yine de yol aldı ardına bakmadan,
Kalktı yürüdü durmadı kervan.
Çölleri geçerken Mecnun’ u gördü,
Bağrında bir ateştir yanıyordu,
Gözleri dolarak Leyla’yı sordu,
Kervancı da doldu, yutkundu bir an,
Gördüm diyemedi kahroldu kervan.
Ticaret ayrıldı bilmem kaç kola,
Ne han kaldı, ne gurbet, ne sıla,
Dönüp baktı gidip geldiği yola,
Katarlar dizilmiş, dönmüş o devran,
İzini yitirdi kayboldu kervan.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Ufkumu sardı kapkara bulutlar
Söndü gitti o güzelim umutlar
Kötüler toplanmış halay başına
Ben kan ağlarım, onlar bayram kutlar.
Sormayın gardaşlar yaram derinden
Yoruldum, sıkıldım, bıktım ilinden
Kargalar anlamaz bülbül dilinden
Mor güller kahrolur, kozalar patlar.
Sabır taşım çatladı beklemekten
Gurbet ellerinde hasret çekmekten
Bizlere pay düşer mi hiç gülmekten
Acılarım artar, dertlerim katlar.
Bunca yıldır verdiğimiz emekler
Kimler, kimden, nerde ,bilmem ne bekler
Bir söz ile kırılırmış yürekler
Gönüller burkulur, sineler çatlar.
Ahmet ALPTEKİN
Kökün toprağın derinliklerinde,
Kuvvet almak için sarmalamışsın.
Gözlerin göğün maviliklerinde,
Dallarını bulutlara salmışsın.
Nice zorluklara göğüs germişsin,
Bir set gibi durmuşsun önlerinde,
Heybetinle bu günlere ermişsin,
Ne hatıralar saklı geçmişinde.
Yaşın kaç senin, söyle koca çınar?
Kaç kişi gelip dinlendi gölgende?
Kimi, kimleri gördün koca çınar;
Şu karşıki pınardan su içende?
Aşıkların sırtını okşadın mı?
Soluklandı mı altında insanlar?
Sevda ateşiyle hiç yandın mı?
Yüzüne güldü mü dönüp bakanlar?
Neden tek başınasın bu tepede?
Hangi balta kesti arkadaşını?
İnsaf yok muydu onu tutan elde?
Nasıl ayırdı senden yoldaşını?
Ah!.. acılar depreşir yüreğimde,
Seni garip ve mahzun gördüğümde,
Bir mezarcık yerin var mı ey çınar!
Sırlarım bohçalanıp geldiğimde?
Ahmet ALPTEKİN
Dört bir yanımıza pusular kurdun
Sessizliğimi hep teslime yordun
Gökten el edip çağıranlar gördün
Yükselen bayraklar iner mi sandın.
Feryatlar, figanlar yürekler dağlar
Sel oldu kanımız, Kuban’da çağlar
Kanayan yaramız kabuk mu bağlar
Verdiğin acılar diner mi sandın.
Dayamış sırtını sarp dağlarına
Sarılmış Elbruz’un yamaçlarına
Kurşunlar yağdırsan bile başlarına
Kafkaslar korkup da siner mi sandın.
Hazır bekler kamam, yamçım, eyerim
Çıkmaz aklımdan öz vatanım, yerim
Gün gelir atıma yine binerim
Gönlümdeki ateş söner mi sandın.
Bu devran dönecek böyle yürümez
Kararan gözleri korku bürümez
Menzile varmadan inan ölünmez
Alptekin davadan döner mi sandın.
Ahmet ALPTEKİN