Eğitim Sitesi

İyi ki Şehre Göçmüş Gelmişiz Şiiri

İyi ki Şehre Göçmüş Gelmişiz

İYİ’Kİ ŞEHRE GÖÇMÜŞ GELMİŞSİZ

Köyde perişandık, yolsuz okulsuz
Zordu yaşantımız parasız pulsuz
Çocuklar üşürdü, yorgansız çulsuz
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Neler bilmiyorduk, neler öğrendik
Şartlar sıktı, biz ölmedik, direndik
Lunaparkta uçağa bile bindik
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Ne harman derdi var ne de değirmen
Hanım dedi artık hamur yoğurmam
Yeter artık çocuk mocuk doğurmam
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Oğlan sporkolik, derdi hakemlik
Kızın rüyasını süsler mankenlik
Herkes bir yol buldu yok senlik benlik
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Yok artık derdimiz sapla samanla
Kirlenmez giysimiz tozla dumanla
Mevlidimiz CD’deki imamla
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Bizim hanım çiçek gibi açıldı
Bir derneğe başkan bile seçildi
Ara sıra kokteyl verdi içildi
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Kayın peder hasta, ölürse yandık
Önce çok düşündük, sonra uyandık
Hemen gittik mahkemede boşandık
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Çünkü burada boşanmalar doğaldı
Namus, erdem, eskimiş bir masaldı
Serveti, maaşı hep bize kaldı
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Okeyde mokeyde zirveyi aştık
Kültürde bilgide dolduk ve taştık
Birazcık ta siyasete bulaştık
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Kural koyduk kurallara uymadık
Stadlarda yenilmeye doymadık
Her ay on kez milli kumar oynadık
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Ak donlarımızla daldık denize
Aval aval baktık birbirimize
Renkli gözlük aldık biz dedemizi
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Derneklere üye olduk parayla
Hepisine gidiyoruz sırayla
Çekilişler düzenledik kurayla
İyi ki şehre göçüp gelmişiz

Herkes bir araba alı getirdi
Kimi süremedi geri götürdü
Anam sattı Yutarbank’a yatırdı
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Huzur mu yok, huzurevi yetişti
Torun kaçtı şefkat evini seçti
Tarla tapan hepsi elden gitmişti
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Çocuklar tembel mi özel dersane
Başın mı ağrıyor özel hastane
Kent yerinde her şeye var bahane
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Babam dişlerini altın taktırdı
Bir de gitti tarot falı baktırdı
Gönlünü bir nataşaya kaptırdı
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Kuzen gitti bir yerlerin deldirdi
Ninem kırışıklarını gerdirdi
Bronzlaştı, solaryumlara girdi
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

Kurmuşlar her yere emperyal pusu
Sapacalı bile gördü mebusu
Hiç mebustan farkı da yok doğrusu
İyi ki şehre göçmüş gelmişiz

SAPACALI BEKİR YAŞAR

Bekir YAŞAR Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Bekir YAŞAR Şiirleri:

İşgal

İŞGAL

Sözcükler sendel sündel
Şiirlerde içerik sendel sündel
Sözcükler kırma
Biz sendel sündel yaşıyoruz
Her yer işgal altında
Kumsallar hapsedilmiş
Tel örgülerle
Ben hapsedildim tel örgüsüz
Hasretim denize
Sular işgal altında
Eğitim paran kadar
Paran kadar sağlık
Param Amerika haritası
Param işgal altında
Köşe başını tuttu marketler
Oteller kıyıları
Bütün öyküleri yazılmış halkın
Bütün şiirleri söylenmiş sanki
Beğenmez şiirin Firavunları
Düşüncem işgal altında
İşgal altında ekran
Gazete köşeleri işgal altında
İşgal edilmiş partiler, dernekler
Demokrasi işgal altında
Biliyor musun?

SAPACALI BEKİR YAŞAR

Bekir YAŞAR

Kına Yakın

KINA YAKIN

Habil ve Kabil’le başlar ilk kavga, ilk cinayet
Göksel bir kitabe yontuldu beyinlere
Sonu hiç gelmeyecek korkarım bu vahşetin
Karanlıklar yazıyorlar bilerek
Unutturmak için her şeyi
İbadet hazzıyla ibadet gibi sürekli
Yarasalar bile gördü gerçeği
Aydınlar göremedi
Her eli silah tutan yazar
Her eli kalem tutan avcı oldu
Bir şeyler yazdı, sildi, karaladı
Bir şeyler çaldı kalemiyle
Barıştan, mutluluktan, eşitlikten
Her eli kalem tutan bir şeyler ekledi savaşa, sömürüye
Bitmesin diye ezinç
Yenilgi = mağlubiyet uğursuzu
Yengi = galibiyet, zafer, utku.
Çoğalt sonsuz sayıda
Kalem zaferler kutsadıkça
Fatihler ilahlaştı
Fetih işgaldi
Oysa fatih katil
Bağdat düştü aydınlar, Bağdat düştü!
Kutsadı kanı, kiri kalem
Kalem kustukça kustu ak kâğıda
Irzına geçildi kadının
Irzına geçildi barışın
Kalemler kadeh tokuşturdu
Çocukların kanı içildi
Bağdat düştü, gözünüz aydın!
Kına yakın her yerinize

SAPACALI BEKİR YAŞAR

Bekir YAŞAR

Erenler Ne Dediler

ERENLER NE DEDİLER

Aklım bana yünden kilim dokusak
Bade içip bülbül gibi şakısak
Şu Kur-an’ı Türkçeleyip okusak
Günahını sevabını sor dedi

Kaygusuz der: Bak acemi dervişe
Bir şey denmez Hakk’a gönül vermişe
Sorsam dedim Taptuk denen ermişe
Bana sorma, git Ahi’ye sor dedi

Ahi Evren örgütünü örüyor
Bacılar da Bacıyan’a giriyor
Gizli değil, dünya bunu görüyor
Git sorunu sen Bektaş’a sor dedi

Hacı Bektaş dile geldi hu deyip
Yol gösterdi, akıl duru su deyip
İnsan kutsal, en doğrusu bu deyip
O da erdi, git Yunus’a sor dedi

Yunus diyor: Göz dikmişler ilime
Yaban sözler kök salmışlar dilime
Töre göçmüş, moda hâkim belime
Git Sivas’a Pir Sultan’a sor dedi

Sultan dedi: Sen gelmişsin kanmaya
Hazır mısın darağaca konmaya?
Hiç gerek yok, diri diri yanmaya
Bu soruyu sen Mansur’a sor dedi

Mansur darda, Bağdat yanık kokuyor
Sokaklarda kardeşkanı akıyor
Molla yine bildiğini okuyor
Ben diyemem, Nesimi’ye sor dedi

Nesimice kıpırdandı yerinden
Hazır mısın soyunmaya derinden?
Bu yol çetin, vazgeçtin mi serinden?
Bu soruyu bir ozana sor dedi

Karacoğlan yorgun düşmüş çok hasta
Sevdiğini bulamamış da yasta
Çok söylemiş, söylemede pek usta
Bunu bir de sen Veysel’e sor dedi.

Veysel Baba toprak deyip övüyor
Versin diye kazmayınan dövüyor
Her vuruşu hedefine değiyor
Bir kerede bir abdala sor dedi

Abdal Musa söylüyordu özünü
Aydınlığa çevirmişti yüzünü
Yurt eylemiş Elmalı’nın düzünü
Bu soruyu Mahsuni’ye sor dedi

Ol Mahsuni sazı aldı eline
Sözcükleri kayıtladı teline
Bu bir gerçek bundan böyle biline
Tanrı hep dilleri biliyor dedi.

Hayyam serhoş, içmiş üzüm suyunu
Kendin kazıyorsun kendi kuyunu
Sapacalı artık boz bu oyunu
İç, yanıntın sen aklına sor dedi

SAPACALI BEKİR YAŞAR

Bekir YAŞAR

İyi ki Şehre Göçmüş Gelmişiz Şiiri