Eğitim Sitesi

Hazan Mevsimi Şiiri

Hazan Mevsimi

Teli kırık, mızrap vurmaz sazıma.

Hava bulut, güneş doğmaz yazıma.

Mevsim hazan, derman inmez dizime.

Gönül yaşım, yirmi birde takılmış.



Giden ömür, artık geri gelmiyor.

Rengi solmuş hatıralar, kalmıyor.

Ne kadar söylesem, ibret almıyor,

Gönül yaşım, yirmi birde takılmış.



Düşen tohum, ağaç oldu nerdeyse,

Gören gözün mahareti, fer deyse,

Bir asır da olsa ömür, her neyse,

Gönül yaşım, yirmi birde takılmış.



Gençlik, uzak pencereden bakıyor,

Zaman hızlı, el sallayıp akıyor,

Geçen yıllar, derin iz bırakıyor.

Gönül yaşım, yirmi birde takılmış.



Hangi yana baksam, anılarım var.

Mutlu veya üzgün, yaşandı yıllar.

Şaka değil, kısacık ömür kadar.

Gönül yaşım, yirmi birde takılmış.



Saygılarımla



Mayıs_2009

Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri:

Gettin Ki Tez Gelesen

Uzun zaman önce ayrılmıştım, Diyarbekir’ den.

Ak düşmemişti saçlarıma, şimdiki gibi.

Delikanlı ömrümün baharıydı, zaman.

Yalnızlık hadi neyse,

Garipliğe dayanılmıyor.

Sen de, yoksun yanımda,

Hasretin beni yakıyor, işte o zaman.

Eski bir çerçevede gördüm,

Adil Tekin imzalı, siyah beyaz resmini.

İçim sığmadı içime.

Yine dağladın, hatırlattın derdimi o an.

Seslendim, utanarak.

Konuş benimle dedim.



Anlat bana,

Ermeni cümbüşçünün nağmeleriyle,

Mahlede toy kuran muhacırları.

Deliloya katılan Süryani kızlarını,

Kürt delikanlının uzaktan sevdasını anlat.



Anlat bana,

Büyük mezğandaki, o aileyi,

Eyvanda içilen köpüklü kahveyi,

Leçekli bibileri, şubareli bebeyi,

Kuşhanada börek satan dedeyi anlat.



Anlat bana,

Gazi Köşkünde Celal’ın hoyratını,

Altuncilar içindeki, ustanın sanatını,

Ahmet Arif’in Adiloş bebesini, cigarasını,

Koşucu Tahar ağanın rahvan atını anlat.



Anlat bana

Taze ekmek kokusuyla Mecit ağayı,

Asaleti, kibarlığı Selahattin hocayı,

Puşici keke Yakoyu, kahveci Bozoyu,

Demirciler çarşısında Hasan ustayı anlat.



Anlat bana

Şeyh Güzelin dünyasında sırları,

Kör Yusuf’un dereginde şifa arayanları,

Efğanlıda kurulan arifler meclisini,

Fiskayanın gizemini, Hançepegin mertliğini anlat.



Bilirmisin, en çok neye gidiyor içim?

Bilirmisin, en çok neyi özlediğimi?

Dörtyolda, küncili simitle, salep içmeyi.

Pisküvit arasında, lokum ezmeyi,

Küpeli havuzunda, peştımalle yüzmeyi,

Paytona asılarak gezmeyi özledim.



Özledim,

Baharda, taze soğanla nergizlemeyi,

Ekmeğin üstüne taze salça sürmeyi,

Teneffüste kaynamış nohut yemeyi,

Kıtiyi, meftüneyi, patileyi özledim.



Özledim,

Toprak damlarda beyaz sıtareleri,

Yazın yıldızları sayarak, uykuya dalmayı,

Uyanınca yastık dibinde para bulmayı,

Galiba, kısa pantorlu çocuk olmayı özledim.



Sen, çocukluğumun hasreti,

Sen, gençliğimin sevdası.

Sen, benim iki gözümsen Diyarbekir.

Çok özledim, kendimi sende.

Özlemim hapis kaldı, çok yıllar öncesinde.

Uzaktayım diye, bana kızma ne olur,

Senin kıymetini sanma bılmiyem?

Kim, kendi ögünden gider ki uzaklara,

Kader atmış bizleri,

Hatırsız, tanışsız, yalavuz buralara.

Gettin ki tez gelesen diyorsun,

Tez gelişin, bumudur diye sitemin var.

Ne desen, ne söylesen haklısın,

Ben suçumu bıliyem.

Ayrılırken, başlayan yürek acısı,

Dinmedi, yekinın olsun.

Eger ki, ben ki benem.

Bekle beni, tez zamanda, ayağımnan geliyem.

Yok, eger gelemezsem,

Sahan söz, sahan yemin,

Yer aç bahan, bir kişilik Mardinkapı’nda,

El üstünde geliyem.





Mart_2010



Saygılarımla

Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK



Diyarbakır ağzı ve karşılıkları

Mezğan: Birden fazla ailenin yaşadığı büyük avlulu ev

Leçek: Kadınların kullandığı bir çeşit başörtüsü

Şubare: Bebek başlığı

Kuşhana: Büyükçe tencere

Künci: Susam

Meftune: Yemek adı

Patile: Peynirli gözleme

Sıtare: Tahtın çevresine sarılan bezden korunak.

Yekin: Emin ol, inan anlamında kullanılan bir yemin sözü.

Pantor: Pantalon

Yalavuz: Yalnız

Dereg: Dükkânda bulunan raf, çekmece.




Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Ölü Çocuk Tiyatrosu

Biri Bosna, biri Babil diğeri Filistinli,

Yatıyor orta yerde, kefen yok tabutta yok.

Üçü de kız çocuğu, saçları kurdeleli,

Daha küçük olanda, omuz kopmuş kafa yok.



Tabelasından belli, sanki okul burası

Bomba düşmüş çatıya, herkes sırada kalmış.

Hani çocuk sesleri, hani oyun da ebe,

Teneffüse zil çalmamış, sanki hayale dalmış.



Çocukları öldüren, senin üvey kardeşin

Çünkü efendiniz bir, sistemin aynı adı.

Okul, cami, çarşı, köprü bombalayanlar,

Ölüyü hesaplamaz, diriyledir inadı.



Çocukları öldürmek adamlık mıdır sizce.

Sarı öküz meseli tekrardır yaşananlar.

Zulme sessiz kalanlar, ortağıdır zalimin.

Hani, nerde kocaman vicdanlı inananlar.



Ortadoğu’yu kana bulayan efendiler.

Emir kulu buldukça, burada ceset bitmez.

Ruhlarını insanlıktan arındırmış köleler,

Kahrolsun düzeniniz, adı neyse fark etmez.

Saygılarımla.



OCAK_2009

EcZ.Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Beni Sensiz Bırakma

Sen gidersen yıkılır, dolaştığım sokaklar,

Sen gidersen kaybolur, hayalde salıncaklar

Sen gidersen kül olur, içimde fotoğraflar,

Sana sesleniyorum, beni sensiz bırakma.



Sen gidersen şiirler, yetim kalır gecede,

Sen gidersen bu beden, yangında, işkencede,

Sen gidersen kemancı, durmaz kırık hecede,

Sana sesleniyorum, beni sensiz bırakma.



Sen gidersen dökülür, saksılara çiçekler

Sen gidersen saklanır, baharda kelebekler

Sen gidersen darılır, göklerdeki melekler,

Sana sesleniyorum, beni sensiz bırakma



Sen gidersen, kararır gökyüzünde yıldızlar.

Sen gidersen, silinir gönlümdeki yaldızlar,

Sen gidersen haykırır, öksüzlüğü yalnızlar,

Sana sesleniyorum, beni sensiz bırakma.



Doğum günümde sen ol, bana eşsiz hediye.

Nice yılları kazı, yüreğine al diye,

Çağır beni usulca, ne olursun gel diye,

Sana yalvarıyorum, beni sensiz bırakma.



Saygılarımla.



Şubat_2007

Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK


Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Hazan Mevsimi Şiiri