Eğitim Sitesi

Hasret-i Aşk İle Öldürme Beni Şiiri

Hasret-i Aşk İle Öldürme Beni

Senin hasretinle içim yanarken
Sam vurmuş gül gibi soldurma beni
Pervaneler gibi semah dönerken
Çile-i ummana daldırma beni

Gönül bir nekese kul oldu yetiş
Tutuldu dillerim lâl oldu yetiş
Aktı göz yaşlarım sel oldu yetiş
Bülbül-ü şeydaya döndürme beni

Hatam oldu ise kusura bakma
Gönül sarayımı terk edip çıkma
Himmet eyle beni mahzun bırakma
Ateş-i sevdaya yandırma beni

Göster mah yüzünü bir kez göreyim
El bağlayıp divanına durayım
Eğer ister isen canım vereyim
Hasret-i Aşk ile öldürme beni
Fehmi ESKİN

sam : Sam yeli.
umman : Ulu, büyük, engin deniz, okyanus.
nekes : Cimri.
Lâl : Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş, dilsiz.
Bülbül-ü Şeyda : Sevda nedeniyle aklını yitirmiş, çılgın bülbül.
Himmet : Yardım, kayırma Lütuf, iyilik, iyi davranma.
Mahzun : Üzgün
Ateş-i sevda : sevda ateşı
Mah: Ay parçası, sevgili
Divan :Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis.
Hasret-i Aşk: Aşk hasreti,

Fehmi ESKİN Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Fehmi ESKİN Şiirleri:

Bir Gül'e !

Garip gönlümü bağlamışım zülfünün teline
Ey benim hayatımın seyrini değiştiren gül.
Bir gül nedir ki, bahçeler dolusu feda yoluna
Yeter ki, o gül yüzünü döndürüp de bana bir gül.

Ben!
Benim işte!
Şu kırık dökük öğretmen,
Fehmi.

Fehmi ESKİN

Hiç Sönmezmiş Sevda Ateşi Gönüllerde!

Yıllar sonra seni ilk defa gördüm
O şuh güzelliğin değişmemişti
Maziyi düşünüp zihnime sordum
Geçen zaman seni eskitmemişti

Gözlerinde yine aynı bakışlar
Herkesten gizlenen o iç çekişler
Yaşanan anılar aykırı düşler
O tatlı heyecan eksilmemişti

Bir an için daldım hatıralara
Gittim unutulmaz eski yıllara
Kapıldım yeniden o duygulara
Sanki bunca zaman hiç geçmemişti

Birlikte dönerdi dünyalarımız
Hep mutlu biterdi rüyalarımız
Her zaman güzeldi hülyalarımız
Böylesi aklıma hiç gelmemişti

Ürperdi vücudum göründü gerçek
Gözlerimden yaşlar indi inecek
Ölmedikçe bu düş hiç bitmeyecek
Bu sevda ateşi hiç sönmemişti

Fehmi ESKİN

Fehmi ESKİN

Gel Dolanma Yeryüzünde Rotasız Gemi Gibi

Gel dolanma yeryüzünde rotasız gemi gibi,
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır
Yeri göğü yeratan var, O’ dur gerçek sahibi
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır


Ey kardeşim sormaz mısın niçin geldin aleme,
Akıl almaz bu düzenin acaba manası ne,
Varmak için bir yol bulup; bu sırrın gayesine
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır


Nice varlık vücut buldu bir küçücük zerreden
Ne hayatlar geldi geçti bu koca yer küreden
Tüm ne varsa yok edecek, birgün; onu var eden
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır


İbretle okursan eğer kâinatın dilini
Her bir şey anlatır sana bir Kur’an ayetini
Dalâletin pençesinde âciz etme kendini
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır


Mâsivaya kulluk edip; düşme sakın gaflete
Ki Kur’anı rehber edin, varmak için devlete
Rızkını veren Allah’tır, minnet etme zillete
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır


Batılı hakikat bilip ,küfrü maharet sanma
Takdire bahane bulup ; bahtın narına yanma
Dön yüzünü Kıblegâha, başka yöne aldanma
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır

Fehmi ESKİN


ZİLLET :Aşağılık, horluk, hakirlik, alçaklık. a. Hor görülme, aşağılanma.
MİNNET : İyiliğe karşı duyulan şükür hissi. Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu:*
MASİVA :O’ndan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
RAM : İtaat eden, boyun eğen, itaatli
ZERRE : Pek ufak parça. * Atom. * Çok küçük karınca. * Güneş ışığında görünen ufacık tozlar.
KÂİNAT :Var edilen şeylerin hepsi. Yaratılanlar. Mevcudat. Âlemler.
DALÂLET : Sapınç, sapkınlık. Şaşkınlık, doğru yoldan ayrılma. İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak.
ÂCİZ : zavallı. Beceriksiz. Eli ermez. Kabiliyetsiz. Gücü yetmez olan.
GAFLET : Aymazlık. Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak Allahı ve emirlerini unutmak.
REHBER : Yol gösteren, kılavuz. Mürşid
DEVLET : 1. Büyük mutluluk. 2. Kut, talih. 3. Büyük aşama, onur, mevki.
HAKİKAT: Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sâbit ve vâki. * Kadirbilirlik. Sadâkat, doğruluk. Kâinat ve tabiat ve uluhiyet hakkında bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan gerçek
BATIL: Hakikatsız, hurafe. Hak ve doğru olmayan, yalan. Şartlarını yapmamakla kabul olmayan ibadet ve muâmele.
KÜFR: Allaha inanmamak. Hakkı görmemek. İmansızlık. * Allaha (C.C.) yakışmıyan sıfatlar uydurmak. Müslümanlığa uymayan şeylere inanmak. * Nankörlük, dinsizlik, günah, kaba ve ayıp söz.
MAHARET: Ustalık, beceriklilik, üstadlık.
TAKDİR: Kaderden olan. Takdir-i İlâhîye ait ve müteallik olan. Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması.
BAHANE: Vesile. Sebeb. * Yalandan özür. * Kusur. Noksan. * Garaz.
BAHT: Kader. Tâlih. Uğur. Alın yazısı. Kısmet. İkbal. * Saadet. Lezzet.
NAR: Ateş. Cehennem. Mc: Allahın gadabı. * Yakıcı, azab verici her şey.
KIBLEGÂH: Kıble tarafı. Kıblenin bulunduğu yer.Kâbe.

Fehmi ESKİN

Hasret-i Aşk İle Öldürme Beni Şiiri