Girdap
Hadi çık gel artık karanlıklar içinden
Gönlümdeki aydınlığa.
Ben ufkunda güneşler açtırayım,
Sen dolunay gibi doğ gecelerde.
Ben huzura ereyim mehtabının ışığında;
Sen kapkara denizlerde
Gölgene sığın.
Ne kelimeler kafidir
çıkarmaya gözlerinden gizemi,
ne kitaplar dolusu nesirler…
gel de açılsın artık hazanım,
goncalar güle dönsün.
gel ki,
ruhumdaki bu yangın
büyümeden sönsün.
Varlığın bir rüyadır
Beni alıp götüren.
İçimde kopan tufan
Alır gider ümitleri.
Bunca koştuğum kalır yanıma kâr;
Yazdığım her kelime
Beni buhrana sokar…
Dilensem alır mıyım bilmem
Gözlerinden sevdanı.
Yalvarsam ulaşır mı
Saltanatına yakarışlarım?
Bilmem,
Bu ateşlerde
Sen mi yanarsın,
Yoksa ben mi yanarım?
Ben hiç gömülmemiştim
Böyle çaresizlik batağına.
ruhum vaz geçmiyor mihrabından,
pencerenden kaldır artık
şu garip örtüleri….
bırak da dolayım gönül kabına,
yalnızlık elbiseni soyun da gel,
gel ki doyayım mehtabına…
nasıl anlatsın bu dil?
bu garip yürek nasıl dayansın?
ya dinsin ruhumdaki fırtına;
ya da bedenim bu ateşte yansın.
düştüğüm girdaplardan çıkar,
bir damla su uzat
kurumuş dudaklarıma,
firakımdan ellerin yansın.
tükensin efkârım soluklarında
umutlar birbaşka bahara kalsın...,
Turan AKBULUT Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bayrak Ve Toprak
Vatan denmez, bir milletin kanıyla ıslanmadıkça toprak!
Can verilmez, o kanların rengine boyanmadıkça bayrak!
Bir milletin namusu, şerefi ve haysiyeti bayraktır.
Hürriyeti hak etmeyen milletin, bayrağı da tutsaktır!
Ezelden iki kardeş gibi sarmaş dolaş, bayrak ve toprak,
Kan dökmeden kurtarılmaz bir vatan, yalnızca ağlayarak!
Bu vatan evlatları, bayrak için seve seve ölürler,
Ondan alır rengini, kabrini süsleyen kırmızı güller.
Onun kızıl koynunda buluşur gökteki hilal ve yıldız,
Işıkları, bu mukaddes toprağa vurup akseder yalnız.
Ey güzel bayrağım! Mahşere kadar gökyüzünde dalgalan!
Damarımda böyle aktıkça bu kan, ben gölgenden ayrılmam!
Turan AKBULUT
Ne Olur Gel!
Özledim, hasretim güzel gözlerine
Sensiz günlerim geçmiyor, inan
Rüyamda uzandı ellerim ellerine
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Adın dilimden hiç düşmez oldu,
Gecem, gündüzüm seninle doldu.
Umut bahçemin gülleri soldu!
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Adına nice şiirler yazdım,
Sevdanı kalbime derince kazdım,
Bunca yıl yeter, hasretten bezdim!
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Sesin yetmiyor, yüzünü görmeliyim…
Yüreğimi söküp; eline vermeliyim,
Sıcak nefesini hissetmeliyim…
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Yüreğim hasretle seni istiyor,
Gözlerim başka bir şey görmüyor,
Artık bana hayalîn de yetmiyor,
Ne olur anla! Özledim, ne olur gel!
Turan AKBULUT
Korkuyorum
Korkuyorum,
Ya bu gidişin son olursa
Beklediğim akşamlarda,
Gözlediğim yollardan,
Dönmezsen diye korkuyorum.
Korkuyorum,
Başımı yastığa sensiz koymaktan
Yalnız uykulardan,
sensiz rüyalardan,
ve bir sabah doğduğunda güneş,
sensiz uyanmaktan korkuyorum.
Bilirsin bakamam güneşe sensiz.
Sensiz, mehtabı yaşayamam
Korkuyorum sensiz gecelerden
Ve sensiz şafaklardan korkuyorum.
Bir sofraya sensiz oturmaktan,
Bir lokmayı sensiz yutmaktan,
Ve bir lezzeti
sensiz tatmaktan korkuyorum.
Elimde değil,
Bir kapıyı sensiz çalmaktan
Ve çalan bir kapıyı sensiz açmaktan…
Beni bilirsin,
Tanımadığım bir yüze
Sensiz bakmaktan korkuyorum.
Sensiz bütün sokaklar sessiz,
Bütün sular derin,
Sensiz sabahlarım karanlık
Ve birer tuzaktır gecelerim,
Hani var ya,
Bir yudum suyu bile,
Sensiz içmekten korkuyorum.
Sensiz yaşayamam yazları,
Sensiz geçiremem kışları,
Sensiz düşünmekten bile korkuyorum,
Barınamam sen olmazsan,
Sensiz bu hayatı yaşamaktan,
Sensiz nefes almaktan,
Gülmekten, ağlamaktan,
Ve sensiz bir gün,
Issız bir sokak ortasında
Ölmekten korkuyorum,
Korkuyorum, korkuyorum
Turan AKBULUT