Düşün Biraz!
Vakit akşam,
Düşün biraz!
Neyi?
Seni, beni, bizi...
Dün neredeydin, kiminleydin?
Zihninde ne vardı, yüreğinde ne?
Ya dilinden dökülenler...
Söyleyemediklerin?
Söylediklerin mi Hak'ça idi,
Söyleyemediklerin mi?
Mazluma üzüldügün kadar, zalime direndin mi?
Dur dedin mi arsızlıga, haksızlığa?
Yolsuzluğa, vurgunculuğa engel oldun mu?
Görmezlikten mi geldin,
hayal ettiklerini görmek arzusuyla?
Görebildin mi bakkalın önünden, bakkal yokmuş farz edip gidenleri?
Üstad'ın dediği gibi 'bir pulu dokuz kul paylaşırken
Dokuz pulu bir kulun götürdüğünü,
Görebildin mi?
Duyabildin mi?
Gecede gündüzde, kuytuda köşede,
Neredeyse Arş'a çıkan hıçkırıkları,
Şuh kahkahaların arasından
Duyabildin mi?
Kalbinin sesini,
Allah, Allah dedi mi hiç?
Düşün biraz!
Belki sabah uyanırsın,
Yeniden doğarsın,
Günü karanlığa kör, sağır, dilsiz mi boğarsın?
Düşün biraz...
Âşık SEYHANÎ
Âşık SEYHANÎ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Çilekeş
Kalemimde mürekkep dondu, damarımda kan,
Sarmış etrafımı bembeyaz ölüm gülüyor.
Bulamazsam sığınacak sıcak bir han,
Acımasız dostun koynunda bir can ölüyor.
Mevsimler değişti artık, kışın adı ölüm..
Sitemim yoktur ne kara ne de yaratana
Cereyan yoksa soba yoksa oluyor zulüm,
Diyelim mi şimdi :“Can feda olsun vatana!”
Yanmıyor ki ocağım tütüversin bacası,
Nerden geldin be karakış yıktın ocağımı.
Sala vermek için beklerken cami imamı
Yazmasa da olur artık doktor ilacımı.
Desin herkes ardımdan “gün görmedi bîçâre
Ne ağrısız dişi vardı ne talihli başı,
Gülmedi yüzü kapanmadı yürekte yâre,
Toprağının suyu oldu gözlerinin yaşı.”
Arkadaş tutmazsa elim, söylemezse dilim,
Dört dost sarıverin etrafımı da okuyun.
Yok dersen kefen, örtüm olsun yerdeki kilim,
Ağlamayın da kaderime lanet okuyun.
Âşık SEYHANÎ
Veda
Ey müslüman Türk Genci, kulak ver dinle beni!
Vatanıma vefa borcum var sizlere veda.
Ecdadımın emeli böyle görmekti beni,
Ceddime sadakat borcum var, sizlere veda.
Malazgirt kapısından evvela tekbir girdi,
Herkesin gönlündeki bir, ufkundaki BİRdi.
Dillerdeki müthiş sedâ Allahüekber'di,
Malazgirt'e tekbir borcum var, sizlere veda
O zaman elde kılıç, dilde Kur'an vardı,
Sînede Allah sevgisi, sîmadaki ardı,
Sözlerde belagat, gözlerde feraset vardı,
Aslıma asalet borcum var, sizlere veda.
Neden tırmanıyordu surlara Ulubatlı'm
Kızgın yağ dökülür, çıkar hâlâ Ulubatlı'm
Ayyıldızlım surda, yardım etti Ulu Adlı'm
Bayrağa hürmet borcum var sizlere veda.
Neden sabaha kadar yalvardı Akşemseddin?
Neden genç yaşta bayrağı aldı Fatih ceddin?
Ecdadın vatan aldı, can verdi, sen ne verdin?
Fatih'e fatiha borcum var sizlere veda.
Gez, gör kuzeyde, güneyde, doğuda, batıda,
Kanlarla sulanmış her noktada, her satıhta,
Enbiya, evliya, sahabe bekler ayakta,
Mezkûra refakat borcum var sizlere veda.
Âşık SEYHANÎ
Al Yazmalım
Sitem etme ne olur, bizi ayıran kadere
Düşürse de ikimizi onulmaz kedere
Gözlerimin yaşı aka aka oldu dere
Sevdamın denizi oluver sen, al yazmalım.
Gözüm beklemekten yorgun, gönlüm dargın sana
Bir âh edersem eğer, âlem “oh!” der tasana
Aklım aşkına hükümlü, bakıver yasana
Derdimin fermanı oluver sen, al yazmalım.
Ya kıyamet koptu ya tersine döndü dünya
Nedir bu karanlık, bu kargaşa, bu rüya?
Zindan hayatımın zifiri ufkunda hülyâ,
Ümîdimin ışığı oluver sen, al yazmalım.
Aklım başımdan uçtu gitti, oldum divane,
Bakışında ışık görsem olurum pervane.
Aşkından kalbim yârelendi, bulandı kâne
Damarımın kanı oluver sen, al yazmalım.
Umudum kalmıyor, dinmez kalbimdeki sızı
Güller soldu, duyar mısın bülbüldeki yası?
Can kafesi zorlar, okunuyor artık yazı
Toprağımın suyu oluver sen, al yazmalım.
Âşık SEYHANÎ