Cilveye Bak, Naza Bak
Hükümdarım diyor bacaksız pire
Foduldaki hakkı bilmez göze bak
Sırça sarayına dadanmış fare
Evlek evlek parsellenmiş düze bak
Tabanvayda unutulmuş kırıtan
Anafor örgüte tabela tutan
Şairciğin sayfasında sırıtan
Kırk dudaktan arta kalan kıza bak
Parsellenmiş, karabasandı günde
Külahın kaybolsun izzete sinde
Cümle cücelerin şer meclisinde
Ayyaşa bak, kodoşa bak, caza bak
Doğru sözü dokuz köye götürsem
Kovandaki sinekleri bitirsem
İkisini bir araya getirsem
Birbirine aşna fişne koza bak
Cıfıtların oynadığı oyunda
Aklın ışığını göster soyunda
Fasıklığı minarenin boyunda
Şu ayyaşın tozuttuğu toza bak
Şu köhne parklarda gecelerken sen
Koynuna sokulur samyeli erken
Sabahlar oluyor, gün doğdu derken
Şu kör göze, şu utanmaz yüze bak
Hamaset gemisi kör meydanında
Asalak beyleri gör meydanında
Fikir kuklaları şer meydanında
Şu namerdin takındığı poza bak
Aygır at yaylada beğenmez otu
Kel ağa ardına gönderir iti
Keçi ki, tenhada sağdırır sütü
Sürtükteki cilveye bak naza bak
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gül Üstüne
Gülden güzel, gülden ak
Gülden öte son durak
Bülbül yanar gül solar
Gülden kalınca ırak
Mecnunu çöl üstüne
Keremi kül üstüne
Ol Sultanın nurudur
Söylenir gül üstüne
Hayali huzur bulmaz
Gülden siz asla olmaz
Bülbül gülü hırpalar
Gözünü gülden almaz
Gönül var gülden uzak
Gülden güllere tuzak
Bir el değse kızarır
Bazen al, bazen de ak.
Pahası elden güzel
Vahası çölden güzel
Hamuru aşk iksiri
Dahası gülden güzel
Gülden murat gül diye
Muhannet der “böl” diye
Gül’den güzel bezemiş
Aşkı vermiş gel diye
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Deli Yar -ll-
“İnsan açken daha zavallıdır.
Bu yüzden daha içten yalvarır.
Namazı yemekten önce kılmalı…”
Tapista
Nasıl tarif etsem, nasıl anlatsam
Dillerde 'deli yar' denen kişiyi
Deyin dostlar nasıl kafamdan atsam
Her nefsi, her şerri yenen kişiyi.
“Her yemekten önce kılıp namazı,
Mutlak çoğa tahvil etmeli azı.”
Her daim dilinde şükür, niyazı
Gönül havuzunda dinen kişiyi
Sanırım seherden az daha erken
Mavi boncuk oldun dosta giderken
Ha bugün, ha yarın ötesi derken
Yüzünü canana dönen kişiyi
Zuhur ile zahir güler, son yanar
Dağda, derelerde duman don yanar
Kalemde “Deli Yar” özde kan yanar
Dersem üzer miyim gönen kişiyi
Hakikatten yana, halveti hakla
Ayağa taş değse gönlünü yokla
Yarabbi rahmet et kıyında sakla
Kötülük görünce sinen kişiyi
Kırklar ile yedi, yetmiş, onda mı?
Hak ayakta, gerçek mahzun zanda mı?
Gök kapalı aradığım tanda mı?
Yoksa candan cana inen kişiyi
Gönen: Nemli toprak
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Sen De Bir Kulsun
Senin kaşlarınla, senin gözünle
Vurulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin izanınla, senin sözünle
Darılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin endamına, senin nazınla
Senin şiirine, senin yazınla
Senin ikiyüzlü körpe kuzunla!
Sarılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin bu işveli nazın yüzünden
Kadir bilmez fodul sözün yüzünden
Hiç gülmeyen ablak yüzün yüzünden
Yorulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Kendini beğenir keşiği sürmez
Aklın havalarda beşiği örmez
Gözün hep yukarda eşiği görmez
Durulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Kimse taş üstüne tohum ekemez
Söz ki taştan ağır, filler çekemez
Hırslı gözler bir damla yaş dökemez
Kırılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Keşik: Sıra
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ