Recai TUNÇ bizi bize anlatan en güzel şiir herhalde eliniz esağlık ahmet bey 2005-06-01
Bizim Elin Yazı Gelmiştir
Komşular toplanmış yaylaya çıkar,
Şimdi bizim elin yazı gelmiştir.
Ozanlar oturmuş türküler yakar,
Meclisler kurulmuş sazı gelmiştir.
Mor çiçekler açar Gelintaşı’nda,
Nane kekik kokar ayran aşında,
Sofralar kurulur pınar başında,
Ağızların tadı tuzu gelmiştir.
Oğlaklar oynaşır serin yaylada,
Düğün dernek vardır şimdi sılada,
Ekinler boy verir taşlı tarlada,
Koyunlar meleşir kuzu gelmiştir.
Irmaklar kabarır yatağın yıkar,
Avcılar bu mevsim dağlara çıkar,
Kınalı keklikler avcıdan bıkar,
Kaçar ak tavşanlar tazı gelmiştir.
Göçmen kuşlar şimdi geri dönmüşler,
Ağaç bulup, yuva yapıp örmüşler,
Geçen gün gidenler hepsi görmüşler,
Van Gölü’ nün turna ,kazı gelmiştir.
Dağlar lale sümbül nevruz bitirmiş,
Yavru ceylan anasını yitirmiş,
Postacı yarimden mektup getirmiş,
İçim yanar durur sızı gelmiştir.
Ahlat çağırır Süphan’ dan, Nemrut’ tan
El eylemiş çağırır bütün yurttan,
Müjdeli haberler var kuştan, kurttan,
Gurbet elden oğlu, kızı gelmiştir.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Beyaz kepeneğin yanık bir sesin,
Kaval da senindir ihtiyar çoban.
O dağ senin, bu dağ benim gezersin,
Yollar da senindir ihtiyar çoban.
Irmaklardan, köprülerden geçersin,
Mor menekşe, lale, sümbül biçersin,
Kaynağından soğuk sular içersin,
Pınar da senindir ihtiyar çoban.
Koyunlarla kuzular buluşunca,
Körpe yavru annesine doyunca,
Yorgun güneş kızıl ufka varınca,
Gece de senindir ihtiyar çoban.
Felek aldı elinden can yoldaşını,
Sakladın durdun akan gözyaşını,
İstersen taştan taşa vur başını,
Keder de senindir ihtiyar çoban.
Yıllardır yanında sırdaşın oldu,
Sürüye sokmadı çakalı kurdu,
Gelen her tehlikeye karşı durdu,
Çomar da senindir ihtiyar çoban.
Peygamberler mesleğini seçmişsin,
Sanki bir abı- ı hayat içmişsin,
Yetmişinde bile hâlâ gençmişsin,
Hayat ta senindir ihtiyar çoban.
Ahmet ALPTEKİN
Niçin kaçarsınız benden turnalar
Yoksa beni de avcı mı sandınız
Van Gölü’ne konmayın ha turnalar
Avcılar görürse billah yandınız.
Yine dizilmişsiniz katar katar
Akar durursunuz mavi göklerden
Her biriniz derdime bin dert katar
Uğrar geçersiniz bizim ellerden.
Ya sürüyle ya da çift gezersiniz
Bir başına gören olmaz sizleri
Sonsuz göklerde kanat süzersiniz
Görenlerin buğulanır gözleri.
Bizden de selam götürün turnalar
Geçtiğiniz şehire, beldelere
Ağlayın yüz sürün, sürün turnalar
Yolunuz düşerse kutsal yerlere
Ahmet ALPTEKİN
Önce hamurumuzu yoğurdun
Sonra da doyurdun bizi toprak
Nice gariplere sadık yar oldun
Bağrına basarak korudun toprak.
Babamız, anamızsın, yarimizsin
Var mı biri hakkını inkâr etsin
Şahidim vallah kim ne derse desin
Dertli başımızın tacısın toprak.
Sen, bol bol, ye iç ürün vermeye bak
Yokluğu açlığı bir yana bırak
Son bir nefes, son umut, en son durak
Yutarsın insanı doyarsın toprak.
Gökten yağan her şeyin talibisin
Yerden biten mahsullerin sahibisin
Unutma, acıların tabibisin
Kor yürekleri soğutursun toprak.
Yağmur yağınca ağaçsız tepeye
Kalkıp gider karışırsın dereye
Yolculuk başlar kim bilir nereye
Göle mi, yoksa denize mi toprak?
Yüzünü yırtıp ne tohumlar verdim
Senin bitirdiğin mahsulü yedim
Son nefeste yine kapına geldim
Al beni bağrına, al beni toprak.
Ahmet ALPTEKİN