Eğitim Sitesi

Başkası Şiiri

Başkası

Ahkâm keser çoğu günah arıtır
Senin sevabını eler başkası
Mezar oluyorsa kendine lüksün
Aşkın gözyaşını siler başkası

Önemsenmez sorun bir çare varken
İçinde konaklar bir kuşku erken
Tamda hazırlanıp gireyim derken
Sessizce içeri dalar başkası.

Yaşamın raconu giderse terse
Demlenir geçmişin gözlerin körse
Sağlık pusulası yanlış yön verse
Senin için hayır diler başkası.

Akıp giden ömrü görürken zaman
Seni yazdığınla vururken zaman
Seninle teninde çürürken zaman
Neler anlatıyor neler başkası.

Tedirgin dört mevsim, tedirgin yıllar
Yürekler talanda eserken yeller
Sevgiler ateşte uçarken küller
Birisi ağlarken güler başkası.

Canbaba anılsa bir gün saygıyla
Gönlü vurgun yemez seven duyguyla
Çözülmeyen denklem gibi kaygıyla
Aklını şeytanca çeler başkası

Ahmet Canbaba

Ahmet CANBABA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ahmet CANBABA Şiirleri:

Allah'tandır

ALLAH'TANDIR

İnsanlar kötü haberi
Duysa bile Allah’ tandır
Şerlik düşünüp şeytana
Uysa bile Allah’ tandır..

Alır veresiye malı
Derki öderim ben salı
Sözünden şeytanın dölü
Caysa bile Allah’ tandır

Din ile akıllar çelip
Yeniliğe karşı gelip
Kimsesiz soğukta kalıp
Buysa bile Allah’ tandır

Biliyor Rab şerden yana
Canisi gelmez imana
Elinde bir bıçak cana
Kıysa bile Allah’ tandır

Bakmaz canlının türüne
İnmez manada derine
İnsanı hayvan yerine
Koysa bile Allah’tandır

Suçsuz döver dizlerini
Şer paylaşır kozlarını
Kin bürüyüp gözlerini
Oysa bile Allah’ tandır

Canbaba böyle bellet i
Halka öğretir zilleti
Hırsızlar masum milleti
Soysa bile Allah’ tandır

AHMET CANBABA

Ahmet CANBABA

Derviş Olursun

DERVİŞ OLURSUN

Sermayen tasavvuf, fıkıh bir çok bilgi tararken
Meczuba duyulan gerçek kinde derviş olursun
İspatı yok soyut kavram, nefsinde Rab ararken
Bilimin içinde değil dinde derviş olursun

Kem gözle bakma kimseye ruhu içinde karat
İmanınla ameline geçit verecek sırat
Sabrına sabır katıp ta derdini içine at
İçinden kendi kendini yende derviş olursun

İlahi kudretten yana ibadeti seçerek
Minnet ettiğin kim varsa şevkle zemzem içerek
Rabbin dostluğuna mazhar olup ta el açarak
Kurgu yap gönlünden bir aşk sun da derviş olursun.

Halkın iltifatı şerden nefsini ayrı korda
İçindeki insanlığı arayıp bulan zorda
Helal rızıkla beslenip huşu içinde birde
Allah katında Resulü anda derviş olursun

Söz bilmezsen sözün geçmez ne sakal ne bıyıklan
Umman bile olsa geçer ermiş derviş kayık lan
Herkesin yükünü yüklen ne küçül ne büyüklen
Kölenle deve sırtına binde derviş olursun

Nefsine şefkati yükle güçsüz takımı gözet
Sorgulamak ne haddine Rabbe imandır özet
Yoksul gez yoksulu doyur her an Allahtan söz et
Zenginsen fakir aşına banda derviş olursun

AHMET CANBABA

Ahmet CANBABA

Babam Bir Göçmen İşçi

Hani bir gün ansızın

Çıkıp gitmiştin ya baba.

Hani çocuktum ya ben.

Hani amansız bir kış vardı ya

Dağların oymaklarında ayaz çatlardı

Sanki bir fısıltıya yıldırım çakar gibi.

Sanki bir çığ düşer gibi gözyaşına

Göz kapakların hapsederdi düşecek damlaları.



Düşüncelerin sultada

Tetikte bekliyordu

Sessiz baba.

Dam evlerde mertekler

Kerpiç duvarlar üstüne oturmuş uçları.

Buz sarkıtları bir kılıç gibi.

Beyaz karlarla örtülü dağların kıvrımından

Bir oymağı geçince ilk yaz dilleniyordu.

O ilk yazda çiçek açtı yeni diktiğin fide.

Issızlıklar gömülmüştü vadiye

Biz hala seni bekliyoruz baba.



Emeğini yüreğine yüklemiş babam !..

Koskoca şehirde yalnızdı çaresizdi.

Çocuklarının düşü uyandırırdı

Çalar saatten önce işe.

Sabah sessiz ve soğuk kaldırımlara düşerdi

Uykusuz gecelerinin mahmurluğu.

Ve buz keserdi parmak uçları

Su alan ayakkabıları içinde.

Ya plastik eldiven içindeki

Sızlayan elleri

Nefesine tutardın ısınsın diye.

Sonra kaldırımlarda ateş yakardınız değil mi baba.

Dudaklarınız titrerdi çaresiz kelimelere.

“Şimdi bir çay olsa

İçilir” derdiniz demli.



Bir göçmen işçiydin bu koskoca şehirde

Bir göçmen işçiyi aydınlatırdı

Gecenin odalara sinen karanlığını kovarken

Yaktığın lamba.

Uyanır mıydın şimdi bir tatlı nefese.

Unuttum diyordun kadınımın yüzünü

Unuttum çocuklarımın gülüşünü.

Ve çomarın havlamasını olur olmaz sese.



Bu koskoca şehrin sokaktan damarları,

Dolup dolup boşalıyordu insanlarla ve dertle.

Asfalta siy diren delik su borusunun

Tamiratı için ordaydılar.

Sen hıncını kazdığın toprakta

Sabah ayazını içiyordun mutluluğu için çocuklarının.

Kiminin içine yel girmiş gibi

Gurbet çeken sevişmenin düşünde,

Sarı saman tınazında mevsimin

Aşklarını düşünürdün çocukluğunun.

“Aşkımız kuşluk vaktinde güzeldir” derdin.

Ya mahmur dudaklarda öpüşmenin tadı,

Bir hayal görür gibi.

Kaldırıldığın hasta hanenin yatağında

Başın dönüyordu hala

Düşüp bayılışından bu yana.



Bir gelini bezer gibi papatya.

Güneşe selam durur gibi ay çiçekleri

Gerdan kırarlar boyunlarını büküp.

Çiğ taneleri yaprak uçlarında

Damlalarını döküp

Birazdan buhar olacaklar

Yazdan kalma güneşin tortusundan.

Ve sonra üşüyeceksin sıcaklar içinde

Bir zemheri ayazında.

Dokunacak doğanın elleri gizli

Belki de bir pastırma yazında.

Kendine geleceksin babam.

Yalnızca hasret nöbet tutacak

Yanı başında.



Ahmet Canbaba

Ahmet CANBABA

Başkası Şiiri