Eğitim Sitesi

Bak Şimdi Bir Meyveye Şiiri

Bak Şimdi Bir Meyveye

Ey nefsim!
Bak şimdi bir meyveye,
Sanatı hitap ediyor göze,
Tadıyla sesleniyor dile,
Kokusuyla mest oluyor kuvve-i şamme,
Vitaminleriyle ilaçtır hücrene,
Tesâdüfî olabilir mi bu işler, sence?

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

Yûnus KOKAN Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Yûnus KOKAN Şiirleri:

Ademden Adem Oldun Madem

Ademden Âdem,
Oldun madem,
Bir taş, bir çiçek
Ya da bir böcek,
Havada bir sinek,
Arzda bir binek,
Bahrde bir semek,
Olmadın madem,
Gel o zaman her dem!
Solmadan Âdem,
Kıyama erek.
Abd rükûda gerek,
Sücudla erek.
Gıptada melek,
Bize aşk gerek.

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

Yûnus KOKAN

Toprakla Mükaleme

Sesleniyorum sana!
Ey kara toprak!
Cevap ver, şu âşığa!
Sen mi yaptın,
Bunca nakışlı yaprak?
Ses veriyor toprak,
Bu seda gayet berrak:
Ey âşık!
Ne demek bir yaprak yapmak?
Ne kalem var ne defter
Ne ilmim var ne cetvel
Ne iradem ne kudret
Yok bende böyle bir hikmet!
Nasıl çizerim yaprak?
Nasıl dokusun toprak?
Sonsuz ilim hikmetle
Çiziliyor o yaprak.
Kesif bir perdedir;
Ancak O’na bu toprak.
Sen yaz bunu ey Yûnus!
Biz bu işte yokuz!
Bu yük ağırdır bize,
İman gerektir size,
İcad ne haddimize,
Yaz bunu dize dize!
Şirk bitsin, küfür gitsin!
Mahlukat dile gelsin!
Müşrikler dize gelsin!
Hidayet dillensin,
Gafiller uyansın!
Küfür örtüsü kalksın!
Sen Şâir’ül İslâm’sın!

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

Yûnus KOKAN

Seyit Onbaşı

Çelik püskürtüyor deniz,
Ve Mecidiye Tabyası’nı altüst eden ateş,
Mermi yağıyor âdeta,
Cesur Mehmetçiğimin üzerine.

Ve bir emir
Takım subayı Fehmi Bey’den:
Sığınağa gir, asker hemen!
Allah’ın erleri sığınağa girer,
Cephaneliğe bir mermi isabet eder,
Kahraman Mehmetçik şehadete erer.
Seyit Onbaşı bayılmıştı,
Ayağa kalktı
Ve etrafa baktı,
Gözü omuz omuza çarpıştığı
Yiğitleri aradı,
Ayakta bir tek Ali vardı,
“Ey Ali! Arkadaşlar neredeler?” oldu suali,
On dört şehit verdik,
Ve yirmi dört yaralımız var Seyit, der Ali.

Ayakta kalan Seyit Onbaşı
Bir de Ali ,
Koca Seyit denize bakar,
Düşman gemileri alev saçar
Ve tabyada kullanılabilir
Bir tek top var,
Haçlı ittifakı kıyıya
Yaklaştıkça yaklaşır,
Top mermisini kaldıracak alet arızalıdır.

Seyit’te büyük bir heyecan,
Ali’den yardım umar,
“Yardım et yâ Ali!
Yardım et ki şu gülleyi sırtlayayım.”

Ali bir yerdeki mermiye,
Bir de Seyit Onbaşı’ya bakar,
Bu mermi tam iki yüz yetmiş altı kilo idi,
Kaldıramazsın Seyit! Dedi,
Kaldıramazsın o mermiyi.

Lakin Seyit kararlıydı,
O mermi yerden kaldırılmalıydı,
Başka çare kalmamıştı,
Bir deneyeyim diyerek
Merminin yanına vardı.

Ve ellerini
Kartal pençesi misillü açarak:
“Bismillah!” dedi,
Mermi baştan ayağa yağlıydı
Ve ellerinden kaydı.

Koca Seyit ellerini
Toprağa buladı,
Mermiyi iyice kavradı,
“Yâ Allah! Bismillah!” dedi
Ve mermiyi sırtladı,
Sendeledi; ama pes etmedi.

Merdivenlerini güçlükle çıktı topun,
Ve sürdü mermiyi ağzına namlunun.

Zaman çok dardı,
Namluyla düşmanı hedef aldı,
Mesafeyi ayarladı,
“Bismillah!” dedi,
Ve topu ateşledi.
İşte o an وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ رَمٰىۚ (Dipnot) âyeti,
Gönüllerde yankılandı,
Mermi en önde geleni yakaladı,
Ocean denen gemi
Arkasından yaralandı,
Harmanladı,
Etrafındaki tüm gemiler kaçıştı,
Allah’ım O nasıl bir kaçıştı?

Zaferden sonra,
Seyit Onbaşı’nın yanına gelen,
İsteğidir kumandanların,
Bir fotoğraf için,
O merminin kaldırılması Seyit’ten.

Uğraşır, uğraşır
Bir türlü kaldıramaz mermiyi,
Seyit kan ter içinde stresten,
Ama ne çare,
Kalkmaz bir türlü mermi yerinden.

Mermiyi ne kaldıran,
Ne de atan Seyit’ti belli,
Çaresizlik anında etmişti tecelli,
Yetişmişti imdada kudret-i ilahi.

Kumandanların şaşkın bakışlarla bekleyişi,
Ve paşanın sormadan edemeyişi:
Evladım! O zaman nasıl kaldırdın bu mermiyi?
Seyit’ten gelen cevap manidar mı manidar,
Çıktı mı Kumandanım gâvur karşıma,
Biiznillah yine kaldırırım,
Ve yine sürerim mermiyi namluya.

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

(Dipnot): “Ve attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı.” (Enfâl Sûresi, 8/17)

Yûnus KOKAN

Bak Şimdi Bir Meyveye Şiiri