aymila selammmmm ben arkadaş arıyorum 2009-01-22
Aşk Ve Ayrılık
Yüreğimize çocuksu bir heyecan düştü önce,
Hayatımızı, yeni doğan bir güneşin
O tatlı sıcaklığıyla ısıtıyorduk.
Onun yanında olmadığımız zaman,
Her yer “gurbet”ti.
Yalnızca yârin sînesini
“Sıla” addediyorduk…
Gözlerimizdeki parıltı, umut saçıyordu.
Sonra yüreğimizde yangınlar,
Sonsuz nârlar çıkmaya başladı.
Koyun koyuna terlemelerin sayısı,
Gün-be-gün artmaya başlamıştı.
Buluşma yerlerinde vuslat ânını,
Kalbimizin o telaşlı atışlarıyla
Muhasebe ediyorduk.
Sonra, o geldiğinde,
Sanki “her şey” onunla birlikte geliyordu…
Hâlâ ellerim titrer,
O ellerini ilk defa ve usulca
Elimin içine aldığım günü yâd edince.
Hâlâ dudaklarıma bir yangın düşer,
O bal dudaklarını acemice tattığım gün hatırıma gelince…
Sonra mı?
Bir acı poyraz esti, yalnız onu biliyorum.
Şimdi, neden “beklenmediğimi” düşünsem,
Mahzun, yorgun bir çehreyle
O sisli hatıralara dalıyorum…
Bundan sonrası için yalnız şunu söyleyebilirim:
Gelen bu zemheri ay’ı,
Epey uzun süreceğe benzer…
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 19 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 19 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Ben bilirim senin asıl yüzünü
Öyle sisli gözlerle bakıp durma!
Daha söylemedim sana sözümü
Hele bir dinle beni, Malatya…
Kaç sevdalı yürek söndürdün
O ışıl ışıl ışıklarının altında?
Söylesene, kaç aşkı maziye gömdün,
Kaç cinayetin failisin, Malatya?
Bir acı dağlarken şu garip sinemi,
Karşımda öylece duruşun var ya…
Sen ellere verdin emanetimi,
Sen vefasızsın, hayırsızsın, Malatya.
Şimdi savur aşkımın küllerini,
Tek bir zerresi kalmasın yarına.
Hadi dondur sevdalı gönülleri
Sana ancak bu yakışır, Malatya.
Ahmet YANIT
Kimsesiz çocuklar gibi mahcup bakıyor,
Dilin söylemese de, anlatıyor gözlerin…
Nefesine ciğerlerin bir mahpus oluyor,
Sus, konuşma; firâr var aklında, bilirim!
Ne kadar özgürlük istese de göz pınarlarım,
En iyi sen bilirsin, ahdettim ağlamamaya.
Zaten hep hüsran oldu, benim aşkta kârım,
Firâr var aklında bilirim; sus, konuşma!
Gidişlerin ardında bir yangın yeri kalır,
Sevda mutluluktur, ayrılık en acı kâbus
Gözler ki, yürektekinin tercümanıdır,
Bilirim, firâr var aklında; konuşma, sus!
Ahmet YANIT
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Bir elimde bavulum,
Diğerinde harcanmış umutlar,
Yakılmış mektuplar;
Sırtımda mahzun çehreli bir ceket,
Zihnimde, yaşanan onca yılı harab etmiş
Anlık bir cinnet…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
O orada otururken öylece,
Gözleri çakılıyken sisli bir meçhûle;
Elleri titrek, dilleri lâl,
Boğazında demirden bir kelepçe…
Bende yürek ağrısı bir pişmanlık,
Dağlar sırtında bir yalnızlık,
Semalar dolusu karanlık…
Yürüdüm gözlerim kapalı,
Ellerini tutan ellerim yaralı…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Yerde, deminki kavgadan artakalan,
Her zerresi inleyen cam kırıkları.
Yerde hayâller, yerde umutlar;
Yerde anılar, yerde yarınlar…
Yerde deminki kavgadan artakalan,
Her zerresi inleyen yürek kırıkları…
Yürüdüm kapının eşiğine,
Yürüdüm, meçhûle giden gemilerin kalktığı
O küflü, o en eski iskeleye…
Kararım kesindi bu kez;
Bu kez kesin gitmeliydim…
Ahmet YANIT