Eğitim Sitesi

40.yıl Hesabı Şiiri

40.yıl Hesabı

Uykuları harman ettim savurdum

Bir mübarek düş aradım kırk sene...

Ne usandım,ne yoruldum,ne durdum

İçi doğru dış aradım kırk sene...

***

Çıktım dağ boş, indim baktım ova boş

Toprak garip, su tedirgin, hava boş

Nere gitsem dallar kırık, yuva boş

Yumurtada kuş aradım kırk sene...

***

Aşk yükünü indirince arkamdan

Doğmadık bebekler tuttu yakamdan

Hesap-kitap ettim, kaçtım rakamdan

On yitirdim, beş aradım kırk sene...

***

Binalar yükselir: gözyaşı, kin, kan

Koymuşlar adını uygarlık, ümran

Yükseklerde midelerdir hükümran

Alçaklarda baş aradım kırk sene...

***

Gönül penceremi dünyaya açtım

Baktım manzaraya ben benden geçtim

Ucuzdan tiksindim, kolaydan kaçtım

Belası çok iş aradım kırk sene...

***

Birbirinden çürük çıktı seneler

Öz yiğidi az doğurdu analar

Hayal oldu gönlümdeki binalar

Temel için taş aradım kırk sene...

***

Adı devrim oldu avrat soyarak

Denge kurdu toklar açı yiyerek

Aptallara ibret olsun diyerek

Solucanda aradım kırk sene...

Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri

  

N. Gür Ozanoğlu Üstadın şiirlerine yorum yapmak haddimiz değildir. 2012-01-26

necat Şiirin paylaşımı için tsk ederiz. İçinde ders çıkartılacak bir şiir. devamını dileriz... 2007-01-27

DUYGU GAYET GÜZEL BİR ŞİİR BAZEN BENİM İÇİMDENDE GEÇİYOR ŞİİR YAZMAK AMA SİZLER KADAR GÜZEL YAZAMAM TEBRİKLER 2005-11-28

melisa gerçekten tebrikler bende şiir yazıyorum ama beni şiir yarışmalarına almıyorlar çünkü bu kız bu kadar güzel şiir yazamaz diyorlar ben bu şiiri yazsaydım adım yalancıya çıkardı 2005-09-30

K. KAPLAN Üstadım, bir mesaj yazmak muradım,
Seni anlatacak kelam aradım.
Boşuna yoruldum, vazgeçtim ama,
Ne yazdında sevilmedi Üstadım 2005-04-07

ahmettoper Şairler Şairine kağızman'dan kucak dolusu muhabbetlerimle 2005-03-04

ADEM Son dönemin en büyük şairine selamlar sevgiler... 2005-02-22

Yazılan son 7 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 7 yorum yazılmış.

Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:

Acaba

Uyuyan göllere ay ışığında

Sevginin resmini çizsem kim anlar?

Tomurcuk ayrılıp, gül açtığında

Yağmurun saçını çözsem kim anlar?

***

Bir mekân kaplamış ne varsa nerde

Kendi ötesini saklar her perde

Sonsuzluğun sona erdiği yerde

Huduttan bir kulaç kazsam kim anlar?

***

Aşk kömür beyazı, kin süt karası

Eklenir yarama her dost yarası

Et oldum bıçakla kemik arası

Cellâtla ahtımı bozsam kim anlar?

***

Doğumda yalan var, ölümde gerçek

Bir şeyler anlatır balık, kuş, çiçek

Kırık gönülleri toplayıp tek tek

Toplayıp göğsüme dizsem kim anlar?

***

Gün geldi zamanı gömdüm kabire

Dağ oldu aklımın verdiği fire

Bağlasam telaşı çelik zincire

Sabrın derisini yüzsem kim anlar?

***

İçte deprem olur dışın düğümü

İhlâssız çözülmez işin düğümü

Aklımdan geçeni, düşündüğümü

Okusam kim dinler, yazsam kim anlar?

Abdurrahim KARAKOÇ

Açık Dilekçe

Görmediğim bir bambaşka durum var

Sizin şehrin kızlarında savcı bey.

Yaklaşanı ta yürekten vururlar

Kan kokuyor gözlerinde savcı bey.



Gayeleri gönül kırmak dal gibi

Bakışları çifte favül bal gibi

Ülkeler fethetmiş bir kral gibi

Gurur dolu pozlarında savcı bey.



Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;

Çok silahtan tesirlidir dilleri

Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri

Poyraz eser yüzlerinde savcı bey



Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz

İlk görüşte avladılar habersiz

Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz

Kebap oldum közlerinde savcı bey



Bölüştüler gönlüm ile aklımı

Davacıyım, ara benim hakkımı...

Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?

Yorulmayın izlerinde savcı bey.

Abdurrahim KARAKOÇ

Anadolu Gezisi

Ter kokuyordu Çukurova tarlaları,

Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan;

Ekin biçiyordu yalınayaklı köy kızları

Elleri kabarıyordu oraktan



Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;

Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu



Kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları;

Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan

Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;

Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan



Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;

Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu



Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları;

Oynak havalar dökülüyordu parmaktan

Buz gibi bir soğuk biçiyordu baharı;

Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan



Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu

Bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu



Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları;

Körpe bedenler soyuluyordu ahlaktan

Tedirgin etmişlerdi bizim havaları;

Yadırgı sesler geliyordu plaktan



Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;

Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.

Abdurrahim KARAKOÇ

40.yıl Hesabı Şiiri