Eğitim Sitesi

Biz, Vatansever Bir Milletiz Şiiri

Biz, Vatansever Bir Milletiz Şiiri | Mehmet Tevfik Temiztürk

Biz, Vatansever Bir Milletiz

Şehit, bu vatan için düşünmeden can veren,
Düşmana karşı çıkan Rab'be vefa gösteren...

Ölümü göze alır vatan savunmasında,
Şehit olma uğruna canını yok saymada...

Biz için cephede vatan, namus beklemekte,
Bizler çay yudumlarken onlar melekleşmekte...

Başka neyimiz var ki vatanımızdan başka,
Şehit olmadan nasıl varılır Rab'bi aşka?

Vatan olmazsa ne biz ne de devlet var olur,
Köle gibi yaşarız namus, şahsiyet yok olur...

Vatanseverliğimiz aklımızdan düşmesin,
Milli birlik şuurunu Rab'bim eksiltmesin...

Mehmet Tevfik Temiztürk

add

tag Biz Vatansever Bir Milletiz şehitlik konulu şiirler eğitici şiirler okul şiirleri çocuk şiirleri öğrenci şiirleri öğretici şiirler Mehmet Tevfik Temiztürk

Biz, Vatansever Bir Milletiz Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Biz, Vatansever Bir Milletiz Şiiri Hakkındaki Yorumlar

papatya harika olmuş 2017-02-23

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Şehitlik Konulu Şiirler

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bir göğüslerse Huda'nın edebi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.
Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe"desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif ERSOY

Mehmet Akif ERSOY

Şehit

şehit oldu anne
yaşıyor bizim kalbimizde
ölmedi o anne
üzülme ana ben varım yanında
kötü bir şey olmadı ki
sadece vatan için canını feda edenler
toprakta bu nasıl bir duygu
övün anam sevin
desinler ki şunun oğlu vatan için can verdi
atanın yanına gitti
her daim izindeydi

HÜSRA DEVELİOĞLU

Bugün Türkülerim Haki Renginde

Doğu İllerinden, kara haberi
Duydum anaların, yas ahenginde
Duyun ey be duyun, bir kaç serseri
Bugün türkülerim, haki renginde

Yiğidim dikmişken, şahin bakışı
Ne kar boran dinler, ne soğuk kışı
Bellidir düşmana, pençe takışı
Bugün şarkılarım, haki renginde

Bu vatanın bil ki, kanladır harcı
Ata'dan emanet; var elbet borcu
Dinle sanatçı hey, dinle sporcu
Bugün türkülerim, haki renginde

Almışsın yanına, çelik yüreğin
Mehmetçik, bükülmez senin bileğin
Hep ay yıldızlıdır, bayrak direğin
Bugün şarkılarım, haki renginde

Yapanlar var elbet, yanlışı gafı
Birçok kalleş hain, sarmış etrafı
Dinle beni köylüm, şehir esnafı
Bugün türkülerim, haki renginde

Bu vatan uğruna, vurulan yiğit
Ağlanır arkandan, yakılır ağıt
Sanma güler birgün, o itoğlu it
Bugün şarkılarım, haki renginde

Bulut yokken, görmüşler mi, yağmuru?
Kimi ağa, kimi onun mağduru
Ey İşçiler, ey ülkemin memuru
Bugün türkülerim, haki renginde

Türkün asil kanı, cephane bize
Tükenmek bilmeyiz, gelmeyiz dize
Hiddetle geliriz, üzerinize
Bugün şarkılarım, haki renginde

Sökülürken jilet darbesiyle kis
Dağılır elbette, birgün kirli sis
Ey ülkem mimarı, ey sen mühendis
Bugün türkülerim, haki renginde

Vurulur da bıçak, dağlar yarılır
Çıkar birkaç fare, taşa sarılır
Taşlar kırılır da, hilal dirilir
Bugün şarkılarım haki renginde

Sanma bu eşekler, hendeği atlar
Değişmez bu sınır, değişmez hatlar
Hakimler savcılar, ey avukatlar
Bugün türkülerim, haki renginde

Türklüğüme kalkan, oldu askerim
Bu toprak bu bayrak, buradır yerim
Vatanım uğruna, yine söylerim
Bugün şarkılarım, haki renginde

Bellidir kalleşler, oyunbozanlar
Mikrop olup tene, sessiz sızanlar
Hürdemi'yim bakın, ey be ozanlar
Bugün türkülerim haki renginde

Hürdemi Nevzat Bayramoğlu

Hürriyet Demir

Önce Vatan

-Soğuk bilmez onlar...-

Sarıkamış...dağlarını kar mı almış?
Söyle bana neden boynu bükük gelinciklerin?
Her daim öten kuşların,
Neden susmuş yıllardır?
Bak... gelenlerin var
Nur yüzlü askerler gelir buraya.
Çekil yana, selama dur.
Soğuk bilmez mi onlar,
Neden giderler hep
Elde mavzer
Soğuk bilmez onlar.
Belde matara.
Sonu yok yolun...
Issız...
İnci gibi dizili erler,
Gidiyorlar dur durak bilmeden...
Ayaz...
İliklerde bir garip his...
Durmak yok.
Ayaklarda sızı,,
Dillerde aynı marş..
Haydi, durma arkadaş...
Duran kalır,
Düşman kaçar...
Bayrak kan gibi yürekte...
Sarıkamış dağlarında
Rüzgar eser,
Keser yüzü bıçak gibi.
Mehmet, Ahmet, Hasan
Her adım atışta
Diz boyu kar.
Koyunlarında birer yazma...
Emir büyük yerden,
Durulmaz.
Ufukta düşman mı var,
Sisten görünmez.
Eller tutmaz oldu,
Parmaklar hissiz.
Bir resmi var sevdiğinin
Soluk... donuk
Bakar arada Mehmet
Durmaz ama
Duran, kalır.
Islıklarda marşlar...
Bayrak, vatan...
Hani akan kan?
Nerde düşman?
Yürür onca can...
Kurtlar ulur,
Karlar savrulur...
Yürümez ayak,
Tutmaz diz...
Düşen karlar gibi,
Kaldı yerde onca can.
Önce vatan...vatan.

Serap DEMİRTÜRK

Şehitlik Konulu Şiirler, Biz, Vatansever Bir Milletiz Şiiri