Eğitim Sitesi

Koyunbaba Köprüsü Şiiri

Koyunbaba Köprüsü Şiiri | Halil MANUŞ

Koyunbaba Köprüsü

( Halil MANUŞ )

Osmancık'ta ayakları, mazisi derinde
Nazlı nazlı akan Kızılırmak üzerinde
Altın kemer gibi durur en güzel yerinde

Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan

Asırlar geçmiş aradan, geçecek daha da
Kültür mirasımız değer biçilmez pahada
Var mı dünyada boy ölçebilen bu sahada?

Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan

Çıkıp da yürürken üzerinde baştanbaşa
Sanırsın dantel gibi şekil verilmiş taşa
İçtenlikle dersin; 'Daha uzun yıllar yaşa'

Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan

Boy boy dizilmiş; Küçük, orta, büyük kemerler
Geçmiş üzerinden nice paşalar ve erler
O gün bu gündür yapana hep dua ederler

Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan

Osmancık; Mutlu ol, tüm güzellikler sende bak
Kızılırmak; Bundan böyle daha da nazlı ak
Sizi selamlıyor kale burcundan bayrak

Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan

Halil MANUŞ

add

tag Halil MANUŞ şiirleri Koyunbaba Köprüsü şiiri Turizm haftası şiirleri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi

Koyunbaba Köprüsü Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Koyunbaba Köprüsü Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Yakup Avcı şiiri hiç beğenmedim peki siz. 2012-04-18

NUR YETER AKAR ŞİİR BİRAZ GÜZEL 2012-04-18

YETER NUR AKAR ÇOK GÜZEELL AMA SES UYUMU YOK 2012-04-18

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Turizm Haftası Şiirleri

Hayat Turizm

O gider
Sen seyredersin sadece...
Elini kaldırdığında durmaz dinlemez
geri dönüşlerin yoktur hep gidersin..
Mola veremez
camından baktığın kadardır gördüklerin
Birisi inmişse eğer
Belki en iyi yol arkadaşın
Belki sana uzak ama yine mekanı paylaştığın,
Bilirsin ki son görüş, son sözcükler, son bakışlardır...
Hep birileri iner,belki yüreğin gider
kalanlarla yetinir, yolun sonuna dek görmeye umarak geçer...
Geçer zaman...
Camdan güneş vurur bazen değerini bilmezsin, bunalır kaçmak istersin
Sonra bir fırtına çıkar
Kaçırdığın güneşe üzülürsün...
Belki yine görürüm umuduyla gözün gökyüzünde..
Yolculuğun seni boğsa da
Bunaltsa da
İnmek istesen de inemezsin...
Bilmelisin ki bitmeden yolculuk
Sen içindekileri bitirmemelisin...
Ömründür çıktığın yolculuk..
Her dakikanı ayrı güzel ayrı yaşa...
Bil ki her koltukta bir anın olacak...
her camda seni bir kez daha görmek isteyenler...
Gökyüzünde uğurladıkların...
Ömrün bu
Bildiğin gibi doyasıya yaşa...

Duygu İdemen

TATLI KIZ

Tarsus'un Çağlayanı

Gelir kıvrıla kıvrıla,
Artar yavrula yavrula,
Düşer savrula savrula,
Tarsus'un çağlayanı.

Akar devrile devrile,
İner çevrile çevrile,
Oyar sivrile sivrile,
Tarsus'un çağlayanı.

Üzeri aynadır kırılır,
Taht yapar kendi kurulur,
Bulanır bulanır durulur,
Tarsus'un çağlayanı.

Suyun hırslanıp dinişi,
Köpüğün köpüğe binişi,
Parsın merdivenden inişi,
Tarsus'un çağlayanı.

Gökten elene elene,
Yerden dolana dolana,
Sudur ki çıkmış törene,
Tarsus'un çağlayanı.

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Şahabettin Paşa Camii

Kirazlı Camii’nin yüksekçe minaresi
Soğanî külahı’yla Yusuf Hoca’ya bakar
Yusuf Hoca Okulu yanındaki mezarlık
Taşıyla toprağıyla mis gibi tarih kokar
*
Tarihi kokmak için bu mezarlık önünden
Baktığımız yerlere bakmak gerek gönülden
Hala çok şey anlatır yola bakan o çeşme
Sıyrılmış olsa bile eski giysilerinden
*
Selimiye’ye doğru bakılınca bu yönden
Dört minare görünür kabirlerin üstünden
Tarihin kitabından kopmuş yapraklar gibi
Neler neler okunur taşların üzerinden
*
Kimi mezar taşından küçük bir sarık bakar
Kimi süslemesizdir, kimi taşsız bir mezar
Kiminde anlaşılmaz Osmanlıca yazılar
Kiminin üzerinden bir salkım üzüm sarkar
*
Kim bilir hangi mescid haziresinden kaldı
Bu sarıklı, kavuklu , yazılı mermer taşlar ?
Ve kim bilir burada nelere tanık oldu
Yüz metre ilerdeki kırık-dökük pancurlar ?
*
Fatih Sultan Mehmet’in babası Murat Han’ın
Divan vezirlerinden Şehabettin Paşa’nın
Yaptırdığı caminin hazresindeki taşlar
Bir sokak ilerdeki bulunduğu köşeden
Tıpkı bu taşlar gibi çevreye şaşkın bakar
*
Bu taşları seyreden her tarih meraklısı
Buçuk Tepe’de yatan merhumları anımsar
*
Bu camiye ad olan kiraz süslemeleri
Silinmiş olsa bile artık süslemelerden
Belleklere kazınmış o kiraz kokuları
Edirne’ye yayılır yalnızca bu camiden
*
Şehabettin Paşa’yla anılan bu sokağın
Su akmasa da artık ,kırık çeşmelerinden
Ve hiç ses gelmese de eski tahta evlerden
Kadiriler Tekkesi yanındaki sokaktan
Meriç’i gözetleyen Saruca Camî gibi
*
Şehabettin Paşa da gülümser iki yerden;
Biri Tunca üstünde Saraçhane Köprüsü
Bir de Kirazlı denen Şahabettin Cami’den

Ali Koç Elegeçmez
……………………*…........
03.mart.2019/çarşamba

ali koç elegeçmez

Viran Cami

Edirne’de
Talât Paşa Mahallesinde
Viran Sokak derler bir sokaktayım
Eski günleri solumaktayım
*
Gördüm ki,
bombardıman edilmiş
bir sokak görüntüsünü oluşturan
eski ahşap evler arasında
elindeki usturayı
meşin kayışa sürterek bilemeye çalışan
eskiden kalma bir berber
zamanı kesmek ister gibi
bir gencin saçını keser
Ama nafile,
yükselmeye başlamış bile
eski evlerin yerine dikilen betonarme evler
Yine de,
bahçesinde
mor çiçekli erguvan ağacı olan ev
bana eski türküler söyler!
Beton binalar arasında sıkışıp kalmış
ve sıvaları dökülmüş başka bir kaç ev
İçimdeki kuşları dillendirirler

Der ki kuşlarım, koro halinde;
Kim bilir bu sokaktan
kimler gelip geçtiler?
Neler gördüler, neler geçirdiler ?
Baktım ,
gençliğimde yerde sürünen
Kazasker Cami
ayağa kalkmış
ama kuraklık çeker!
Küçük gövdesi, küçük kubbesi,
alçak minaresi ve minik bahçesiyle
Ve kapı girişindeki küçücük hazresiyle
Camiye gelenin dikkatini cezbeder
Ve cami içinde nostaljik bir rüzgâr eser
*
Hazrede sarıklı başıyla
ve üzerlerindeki
Osmanlıca yazılarıyla
tarih kokulu bir kaç mezar taşı
Acaba bu merhumlar kimlerdi?
dedirtirler
*
Bir öğlen vakti geçtim bu sokaktan,
Beynimde eski Edirne Türküleri
Zambaklı sümbüllü, âleli, güllü bahçeler.
*
Yürüdüm, birbirine karışmış
betonarme ve ahşap evlerin yanından
Yürüdüm... yürüdüm.. sedlere kadar
*
Elbetteki yalnız değildim canım
Yanımda Edirne'nin eski günleri
ve
yolun sonuna yaklaşmış olan
gençliğimle beraber

Ali Koç Elegeçmez

Ali Koç Elegeçmez

Turizm Haftası Şiirleri, Koyunbaba Köprüsü Şiiri