Kübra Ben bu şiiri mevlidi nebi haftasında sahnede okudum 2021-05-07
Ey Şanlı Nebi! Şiiri | Necdet Erem
Ey Şanlı Nebi!
cehalet insanı boğduğu zaman,
yetiştin zalime,vermedin aman,
adın anılıyor inan her zaman.
alemlere Rahmet sevgili nebi!
inan ki candan özledik seni,
hasretin her an yakar sinemi,
hediye bıraktın bana dinimi,
minettarım sana ey şanlı nebi!
güneşim,ayım,ışığım sensin,
sensiz bu dünyayı garip neylesin?
Allah'tan sen bize hediyesin.
gönlümün sultanı,ey şanlı nebi!
sen gideli inan bozuldu bağlar,
ümmmetin dertlidir,bağrı kan ağlar
senden umut bekler hastalar,sağlar,
ey dertlere derman ey şanlı nebi!
Necdet Erem
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Ey Şanlı Nebi! Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Ey Şanlı Nebi! Şiiri Hakkındaki Yorumlar
İçerikle ilgili 30 yorum yazılmış.
Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri
Hazreti Muhammed’in Çocukluğu 15
Hazreti Muhammed’in Çocukluğu 15
Hazreti İbrahim’in büyük oğluna varır,
Peygamberin neslidir Adnan bile anılır…
Kesintisiz bellidir ihtilaf da edilmez,
Ne şerefli nesep ki asla kötülenemez…
Helal baba soyundan temiz ana rahmine,
Rab, daima korumuş ilk cetten ta o güne…
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmet Tevfik Temiztürk
Peygamber Sevgisi
Ümmetin oluşumuzla övünürüz
Kaybetmiş oluşumuza üzülürüz
Miski amberdir dokun ve kokun
Hala, üzerimizdedir ölüm şokun
Umarız kıyamet günü şefaatinize
İnşallah alırsınız hepimizi safınıza
Nebilerin piri, ölmedi yaşıyor dipdiri
O'nun gelmesiyle silindi beşerin kiri
Dünya, senin gelişinle anlam kazandı
Çünkü yokluğunuzda her yer hazandı
Ey Nebi, benzeyen değil, benzetilensin
Çünkü sen en güzel şekilde bezenensin
Duyduğumuz her sese, kulak kesiliyoruz
Ya gelmenizi/ya gel demenizi bekliyoruz
Nerde adınız anılsa ümmetin boyun eğer
Ümmetim deseniz başımız ta göğe değer
Ümmetin olmamızdandır bu ihsan ve lütuflar
Her adem ahrette şefaat edeceğinizi umutlar
Bencileyin, acizdir edipler seni met-ü senadan
Çünkü seni övmüştür en güzel şekilde Yaratan
Ey Nebi, hakkında ne yazıp söylesem, noksan olur
Bence tüm övgüleri sadakna demek en doğru olur
19.04.2005-17:04
Bayram Tunca
Bayram Tunca
-40 Yaşındasın-
Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle
Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.
İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...
Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor
Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik
Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin
Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var
Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var
İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın
Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu
Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun
Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"
Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik
Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...
ali safa
Camiiler Haftası
1 Ekim denilince, bu Camiler Haftasıdır,
İbadeti aksatma, dua Rab rızasıdır...
Cami bağlantımız demek, bizi birbirimizle,
Kardeşliğin yeridir, net eşitliğimizle...
Cami yararımıza, yararlanma alanı,
Kuşlarımız için de güvenlidir her yanı...
Nur yüzlü imamlarla, cemaat ki muhterem,
Kat kat sevap işlenir, Rab'be varır düşüncem...
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmet Tevfik Temiztürk