Eğitim Sitesi

Rahmeti Bol Peygamber Şiiri

Rahmeti Bol Peygamber Şiiri | Enes Yaşar

Rahmeti Bol Peygamber

Paslı bir hançer saplandı bağrıma
Büyük yara aldım düştüm toprağa
Yüreğimden başladı kanlar akmaya
Sonunda doydu toprak akan kanıma

Toprak bile doydu da kanıma
Ben doyamadım ya rasulallah sana
Cemre gibi düşünce kâinatın kucağına
Nasıl doyulabilir ki nuruna

Kokunu insanlığın ruhuna bahşettin
Yürekleri yüreğinle ihya ettin
içimize doğan nur oldun
Aradığımız anda kalbimizde bulundun

Damla damla düştün hicran çölüne
Kurak topraklar can buldu gelişinle
Yüreklerde büyüyen nazlı nebi
İnsanlığın gözbebeği

Hak aşkıyla yandı yürekler
Emrine amade melekler
Sen gelince bitti bütün dertler
Ey rahmeti bol peygamber

Enes Yaşar

add

tag çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri

Rahmeti Bol Peygamber Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Rahmeti Bol Peygamber Şiiri Hakkındaki Yorumlar

özge süüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüper 2015-04-20

sudenaz çok güzel zaten bütün ilahiler güzel 2014-04-14

BARIŞ ÇOK ÇOK TEŞEKÜRLER 2014-03-26

Lara Süper bir şiir Enes Yaşar'a teşşekkürlerMUHTEŞEM.. 2013-04-17

dilara fırat süper bir şiir , bayıldım, müthiş 2013-04-04

deniz çooooooooooooooooook güzelllllllllllll 2013-01-22

enes yaşar bu şiir çok güzel 2012-04-17

fatmanur yıldız çok ama çok ama çok güzel 2012-04-06

Yazılan son 8 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 8 yorum yazılmış.

Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri

Efendim

Ezelden, ebede, solmayan çiçek;
Yüreklerde açan gülsün Efendim.
Rahmet pınarından doyasıya içsek;
Bizimde yüzümüz gülsün Efendim.

Kudret kalemiyle çizildi hudut
Kurumuş çöllerde yeşerdi umut
Bütün güzellikler şahsında mevcut
Neyzenler, besteni çalsın Efendim

İnsanlığa inen, son kitap Kur'an
Çağlar değişse de, tazedir her an
İnsanları, doğru yola çağıran
Rabbimin seçtiği dilsin Efendim

Büyük buluşmaya şahittir hıra
Zift rengi geceler boyandı nura
Âlem uykudayken çıktın huzura
Müşrikler saçını yolsun Efendim

Elinde bereket, dilinde şifa
Sendedir merhamet, sadakat, vefa
Hiçbir şeyde yoktur böyle tat, sefa
Vahyin peteğinde balsın Efendim

Bir bulut, başında gölge ederdi
Nereye gitsen seninle giderdi
Bir avuç su, bir orduya yeterdi
Çölün ortasında gölsün Efendim

Geçtiğin yollara diken atanlar
Meğer ne bedbahtmış taşa tutanlar
Mübarek zatına dil uzatanlar
Kadrini nereden bilsin Efendim

Bütün insanlığın hayat önderi
Seni, tanıyanın kalmaz kederi
İzinde gidenin, döner kaderi
Sonsuza götüren yolsun Efendim

Herkese ayandır asil duruşun
Muhammed Emin'sin, yoktur bir eşin
Sığınağı idin, her garip kuşun
Yetimi okşayan elsin Efendim

Nebiler serdarı, Hakkın habibi
Şefaat makamı, Kevser sahibi
Sevdalı yürekler pervane gibi
Nur yüzüne nazar kılsın Efendim

Gülümserken dişin inci saçardı
Mah yüzünde, pembe güller açardı
Gören gözler, aşk badesin içerdi
Dostlar nasibini alsın Efendim

Doğuştan mühürlü kara gözlerin
Kâinata ışık tutar sözlerin
Ümmetin içindi hüznün, kederin
Muhlis kalpli, en has kulsun Efendim

Düşmanların peşine düştü, hicrette
Emir almış güvercinler nöbette
Ulvi dava, yerde kalmaz elbette
İsterse, tüm zalimler gelsin Efendim

Müşfik kollarını açtı Medine
Hakikati gören, girdi bu dine
Nail olur isem, kutlu sevgine
Seven, sevdiğini bulsun efendim

Canlara can, sultanlara sultansın
Güzeli görmeyen, derdine yansın
Gönül, hasretine nasıl dayansın
Gözyaşımı kimler silsin Efendim

Senin gibi bir yüz, görmedi âlem
Vasfını yazmaktan, şan alır kalem
Sensiz yaşamaktan, duyarım elem
Bu can, sana kurban olsun Efendim. S.A.V.

MUSTAFA KILINÇ

Son Kardelen-3

Sıradan değil ama insansın
Biz kömür Sen değerli elmassın
En sevgili Ahmed'i göklerin
Güvenilir Muhammed'i yerin

Seni anmakla, titrer tüm kalpler
Sol kafese gider bütün eller
Salâvatlar söyler suskun diller
Aşkınla dolar mahzun gönüller

İnsanlık için rehber seçilen
Cennet müjdeleyen, yol gösteren
Allah'tan bize haber getiren
Zemheride biten SON KARDELEN

Adil BÜYÜKÇOLAK
14.04.2012

Adil BÜYÜKÇOLAK

Hüzün Yılı / Senetül Hüzün

Hüzün yılını yaşarken,
Acılar arka arkaya gelmişti.
Önce büyük oğlun Kasım'ı,
Toprağa verdin ellerinle.
Ardından diğer oğlun Abdullah'ı.
Sonra amcan Ebu Talibi.
Ne çok anardın iyiliklerini.
Üç gün sonra da,
Hatice annemizi.
İslam'ın biricik çiçeğini,
Ömrünün gerçeğini,
Kasımla Abdullah'ın annesini,
Topraklar aldı senden.
Hüzünler sıralanmıştı yüreğine.
Seni üzecek sözleri,
Dolamıştı müşrikler diline.
Neslin kesildi dediler.
Hayır, işte biz buradayız.
Seni seven bir orduyuz.
Sana verilen Kevser'le gururluyuz.
Biz ve çocuklarımız.
Acılar sıralanmıştı yüreğine.
Yaşlar doldu gözlerine.
Karşıdaki dağa seslendin.
Ey dağ dedin.
Ey dağ, benim başıma gelen,
Senin başına gelseydi dayanamaz yıkılırdın.
Bir acı akşamında,
Cebrail geldi.
Kalk dedi.
Bitecek artık acılar.
Şimdi miraç vakti.
Kavuşma vakti.
Vuslat ile geçecek hepsi.


Miraçta makamın gösterilmişti.
Ben burada kalayım o zaman dedin.
Hayır dediler henüz değil ki;
Dünya'da bitmedi yaşanacak günün.
Ya Resulullah, buralara nasıl döndün?
O makamından sonra.
Bu topraklara nasıl alıştın?
Toprakla teyemmüm yapılır ya.
Bu senin toprağa basmandandır.
Senin mübarek ayağınla,
Bastığın topraklar nur oluyordu.
Tuttuğun dallar gül oluyordu.
Haykırıyordun putlar kırılıyordu.
Şehadeti haykırıyordun.
Şirkin cümlesi yok oluyordu.
Zaten doğduğun zamanda da öyle olmuştu.
Putlar yüz üstü düşmüştü.
Mecusi'nin ateşi sönmüştü.
Mazlumun gözyaşı dinmişti.
Bırakın dedin,
Dünya onların olsun.
Bize Allah yetmez mi?
Dünya tuzak dedin.
Bize cennet yetmez mi?
Giderken ben sizi beklerim dedin.
Kevser'in başında.
Buna şüphem yok ama.
Ben Kevser'e gelir miyim?Bilmiyorum.
Niye mi? Biliyorsun işte günahlarım.
Senin ölçünde yaşayamadım.
Kur'anın emirlerini taşıyamadım.
Ne Kevser'e ne de sana şüphem var.
Ben Dünyayı kalbimden çıkaramadım.

Osman Ali AYDIN

Osman Ali Aydın

Kutlu Doğum Haftası

Sözlerin en güzeliyle övüldün, ben seni nasıl öveyim
Allah'ın sevgilisisin, kimim ki seni öylesi seveyim?

Muhtaç değilsin ki kullara Resul, ümmetin sana muhtaçtır
Senin ümmetin olmak ya Muhammed, şereftir, başlarda taçtır.

Sen bürünüp sarınandın Peygamber, seni vahiy titretmişti
Emir aldın çıktın yola, dönmedin, çünkü Allah emretmişti.

Abdullahla Aminenin yetimi, kimsesizlerin kimsesi
Sen İslam'ı anlatırken susardı alemler, dinlerdi sesi.
"Allah bizimledir" dedin, savaşta nefisleri bile yendin.
Muhammed-ül emindin ki yalnız Allah'a güvendin.

Keşke yanında olsaydım, özlemim asırlara uzanmazdı
Senin hasretinle ömür, yılları yaşamaktan usanmazdı.

Sevgililer sevgilisi Muhammed, Sensin tüm dertlere tabip
Kabul buyur sevgimizi kapına, Alemlere rahmet Habip.

Çok perişan hallerdeyiz, merhamet uzaklaştı yöremizden
Hak, hukuk, adalet, sevgi kayboldu, adetimiz, töremizden.

Kurana "dogma" diyorlar bazısı, ümmetin her şey razısı
Öğrenen yok, öğreten yok İslamı, elif, be Arap yazısı!

Tekrar dua et bizlere ya Resul, kurtar bizi bu zilletten
Allah'ım esirgeme bizden affı, zikr eyleyen bu ümmetten.

Yüzümüz yok, başlar eğik huzurda, layık mıyız ki himmete?
Affetmeyi seversin Sen, af eyle, layık eyle merhamete.

Her sevginin kaynağısın Muhammed, yaratıldık Sen sebebi
Senden sonra peygamber yok ya Resul, elbet sensin en son Nebi.

Gül görünce kokan sensin gönülde, yürek sensin, canda sensin
Sen ışıksın, nurlu Tensin Muhammed, Hakkı bize öğretensin.

Seni övmek haddim değil bağışla, selam selavat sanadır
Kovsan bile kapılardan layığım, bu gönül Aşktan yanadır.

Bayram Leventoğlu

ilknur içli

Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri, Rahmeti Bol Peygamber Şiiri