meydan kelimesinin mecaz anlamı:
Fırsat ya da olanak.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
yoğunlaşmak kelimesinin mecaz anlamı Bütün dikkatini bir konu üzerinde toplamak.
karagöz kelimesinin mecaz anlamı Güldürüp eğlendiren kimse.
dilenci kelimesinin mecaz anlamı Israrla ve arsızca bir şeyi isteyen kimse.
karalamak kelimesinin mecaz anlamı Leke sürmek, kötülük yüklemek.
katlanmak kelimesinin mecaz anlamı Hoş olmayan bir duruma, güç şartlara dayanmak, tahammül etmek.
sulu kelimesinin mecaz anlamı Yavan şakalar yapan, ciddiyetsiz.
Mecaz Anlamlı Kelimeler Sözlüğü
kış kelimesinin mecaz anlamı Çok soğuk hava.
aforoz kelimesinin mecaz anlamı Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplumun dışlaması.
iskandil kelimesinin mecaz anlamı Bir iş üzerine bilgi edinmek için ortalığı yoklama.
dalaşmak kelimesinin mecaz anlamı Ağız kavgası etmek.
biçmek kelimesinin mecaz anlamı Düşmanın saflarını yaylım ateşiyle kırmak.
yağdırmak kelimesinin mecaz anlamı Çokça ortaya koymak ya da saçmak, savurmak.
düşeş atmak kelimesinin mecaz anlamı Umulmadık bir başarı kazanmak.
alan kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir konu veya çalışma çevresi. 2. Bilim, sanat gibi uğraşlarda konu ya da çalışma çevresi.
yetiştirmek kelimesinin mecaz anlamı Söylenmesi uygun düşmeyen bir şeyi hemen haber vermek.
armut kelimesinin mecaz anlamı Çok aptal, çok bön.
kartopu kelimesinin mecaz anlamı Beyaz ve tombul.
kuşak kelimesinin mecaz anlamı Aynı çağda yaşayanların tümü, nesil, göbek, batın.
kırılgan kelimesinin mecaz anlamı Kolay ve çabuk gücenen.
koltuk altı kelimesinin mecaz anlamı Kayırma.
arka kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şeyin gizli, bilinmeyen yüzü, iç yüz. 2. Kayıran kişi, kayırıcı, koruyucu.
istifçilik kelimesinin mecaz anlamı İleride bulunmayacağı veya pahalanacağı düşüncesiyle gereğinden artık mal yığarak piyasada sıkıntıya yol açma suçu.
sarkıtmak kelimesinin mecaz anlamı Asmak, darağacına çekmek.
aşındırmak kelimesinin mecaz anlamı Bir yere pek çok gidip gelmek.