Zili Nasıl Çalarmış Fıkrası
Uzun yıllardır görüşemeyen iki Kayserili arkadaş, bir gün yolda karşılaşırlar. Kucaklaşıp hasret giderdikten sonra biri diğerine;
- Bu kadar zamandır görüşmedik. Akşama yemeğe bize gel. Yer, içer sohbet ederiz, dedi.
Öteki bir Kayseriliden beklenmeyecek bu cömertliğe şaşarak;
- İyi ya, gelirim. Yalnız bana adresi ver, dedi.
Arkadaşı;
- Falanca mahalle, filanca sokak, diye tarife başladı.
- İşte o sokağa gelince soldaki büyük beyaz kapının zilini burnunla çalarsın, deyince öteki sordu;
- Adresi anladım da zili niye burnumla çalıyorum?
- Canım bunda anlamayacak ne var? Elin kolun hediyelerle dolu olacağı için zili ancak böyle çalabilirsin...
Fıkrayı Paylaşın:

