Eğitim Sitesi

Tarihi Fıkralar

Tarihi Fıkralar

Tazı Dediğin

Çok pinti bir vezir İncili Çavuştan bir tazı istemiş.
Biliyorsunuz av köpeği olarak kullanılan tazılar çok zayıf olurlar, incecik belleri ve ince bacakları olur. İncili Çavuş; şişman ve irice bir köpeği getirmiş. Vezir tabii ki çok kızmış:
- Yahu bu nasıl tazı böyle? Tazı dediğin sıskacık olur! Diye bağırmış.
İncili Çavuş da;
- Merak etmeyin yanınızda bir ay kalsın dediğiniz hale gelir, demiş.

fıkraoku.com

Yarı Yarıya

İncili Çavuş padişahın huzuruna çıkıp yaptığı espriler karşılığında ödül olarak altın paralar alıyormuş. Padişahın vezirlerinden biri de;
- Bana bak aldığın her şeyin yarısını bana vereceksin, yoksa seni bir daha huzura çıkartmam, demiş.
İncili Çavuş kabul etmiş ve huzura çıkarak gösterisini yapmış. Padişah çok beğenmiş;
- Tamam dile benden ne dilersen, diye sormuş. İncili Çavuş da;
- Sultanım 100 değnek vurulmasını dilerim; ama her şeyin yarısını isteyen bir ortağım var ellisi ona ellisini bana, demiş

fıkraoku.com

Valinin Hediyeleri

Görev yerinden dönen vali hazineye gidecek malları teslim ederken bazılarını ayırarak verince Hz. Peygamber;
Onları niye ayırıyorsun? diye sordu. Vali;
- Onlar bana verilen hediyeler, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber;
- Sen vali olmasaydın o hediyeler verilir miydi? diyerek, onları da hazineye aldı.

fıkraoku.com

Kolayı Var

Sultan 3. Mustafa zamanında yaşamış şair Haşmet'in kendince aptal işler yapanları kaydettiği bir defteri varmış. Sultan nasıl yaptıysa defteri bulmuş. Heyecanla defteri karıştırırken kendi adının yazılı olduğunu görmüş. Hemen Haşmeti huzuruna çağırmış;
- Sen ne cüretle benim adımı yazarsın. Ne aptalca işimizi gördün? Haşmet;
- Sultanım siz bir paşanıza bir tomar para verdiniz ki gidip Arabistan'dan cins bir at alsın. O kadar parayı alan adam geri döner mi?
Sultan;
- Ya geri dönerse adam? diye sorunca. Haşmet;
- O zaman kolayı var sultanım. Sizin adınızı siler onun adını yazarım...

bilinmiyor

Eşekler Neyin Nesi?

Çevresindekilerce gizliden gizliye "Öküz" olarak adlandırılmış olan Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri için getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek için kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, öküz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, Öküz Mehmet Paşa,
- Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz? diye sormuş.
- Diyor ki; "Hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler de neyin nesi?"

fıkraoku.com

Niye Geziyorsun?

Yeniçeri Ocağı kaldırılıp Bektaşi tekkeleri de kapatıldıktan sonra Bektaşi dervişlerinin her biri bir tarafa kaçıp saklanmışlardı. Padişah bir gün Bahçekapı’da korkmadan, çekinmeden dolaşan bir Bektaşi görünce hayret eder ve yanına gelir:
- Baba sizinkilerden her biri bir tarafa savuştu. Sen burada, yalnız başına niye geziyorsun? diye sorunca Bektaşî hiç tereddüt etmeden şöyle der:
- Sultanım beni damızlık bıraktılar.

Bu hazırcevaplıktan pek memnun kalan hükümdar, babaya hiçbir şey yapmadan yanından ayrılır.

Konuk

Eşsiz Konuk

Padişah Kanuni Sultan Süleyman, şehzadelerine muhteşem ve büyük bir sünnet düğünü yapmıştı. Bu düğün uzun müddet dillere destan oldu. Bundan önce de veziri İbrahim Paşa, evlenmesi münasebetiyle büyük bir düğün yapmış ve Kanuni'yi davet etmişti.

Bir gün Sultan Süleyman, Paşa'ya sordu:
- Paşa! Senin düğünün mü, benim düğünüm mü daha muhteşem oldu?

Paşa:
- Benim düğünüm, diye cevap verdi. Sultan Süleyman üzülerek ve hiddetlenerek sordu:
- Neden?
- Zira efendim, benim düğünüme dünyanın en büyük padişahı geldi. Sizin düğününüze ise böyle bir konuk gelmedi.

fıkraoku.com

Şair ve Kanuni Sultan Süleyman

Kanuni Sultan Süleyman, ziyaret ettiği bir şehirde devrinin tanınmış şairlerinden birine rastladı. Adamcağız son derece sefil kılıklıydı.
Zamanın bütün şairleri gibi onun da şiirlerinde sevgilisine bol keseden ülke bağışlamış olduğunu hatırlayarak:
- Eee! Sevgilinin bir benine Semerkant ve Buhara'yı verecek kadar hovardalık edenin sonu işte budur. Ben bir kasabayı alıncaya kadar dünyanın zahmetini çekiyorum. Sen bir mısraında beşini, onunu harcıyorsun...

fıkraoku.com

İstanbul'Un Fatihi

Akşemsettin ve Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethedildiği gün, yanlarında Fatih'in hocaları Molla Gürani, Molla Hüsrev de olduğu halde, törenle İstanbul'a giriyorlardı.

Bizanslılar, şehrin Fatih'ine çiçek vermek için yarış ediyorlardı. Bir yerde, şehri fetheden kişinin bu ak sakallı hocalar arasında gencecik Fatih olacağını düşünmediklerinden, çiçekleri, ak sakallı Akşemsettin'e uzattılar. Akşemsettin, hemen atını geri çekerek, beyaz at üzerindeki genç Fatih'i gösterdi:
- Padişah ben değilim. Fatih Sultan Mehmet:
- Ona geldiniz, ona. Padişah benim, ama o da benim hocamdır...

fıkraoku.com

Cemal Nadir Güler

Ünlü karikatürist Cemal Nadir Güler'e;
- Siz hiç gülmez misiniz?" diye sorarlar.
Cemal Bey:
- İsmime dikkat edin, demiş, Görmüyor musunuz "Nadir Güler" deniyor.

Alperen

Kabadayı Köylü

Eski zamanlarda köylünün biri, istenen vergileri hiçbir zaman vermezmiş. Tahsildarı kovalar, muhtarı azarlar. Ama sonunda karakola çekilip temiz bir dayak yedikten sonra vergiyi verirmiş.
Onun bu inatçılığına bir gün karısı dayanamamış:
- Ah be adam! Madem sonunda vereceksin, niye zamanında vermezsin de boş yere dayak yersin?
Adam kızmış:
- Be kadın, hemen kuzu kuzu ödersek, bizim kabadayılık nerede kalır.

fıkraoku.com

Yüzük

Sultan 3. Ahmet Han kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt yüzüğü, bir gün divan toplantısında vezirlere göstererek:
- Acaba bundan daha kıymetlisi var mıdır? diye sordu. Hazirûn:
- Hayır Efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz’ cevabını verdikleri halde yalnız Nevşehirli İbrahim Paşa itiraz etti:
- Bundan daha kıymetli şey vardır padişahım! dedi. Padişah beklemediği cevap karşısında sordu:
- Nedir?
- O yüzüğün takıldığı parmak Efendim, diye cevap verdi.

fıkraoku.com

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Tarihi Fıkralar

[1]2 3 4 5 ... Son Sayfa

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Tarihi Fıkralar Arşivinde Toplam 81 Fıkra Kayıtlıdır.