Eğitim Sitesi

Soğuk Hoşaf Fıkrası

Soğuk Hoşaf Fıkrası

Nasrettin Hoca bir gün arkadaşını ziyaret etmek için yola çıkıyor. Hava öyle sıcak ki, Hocanın dili damağına yapışmış bir halde terliyor.

Hoca köye vardığında, arkadaşı şöyle söylüyor: "Ah Hoca, ne oldu böyle? Sen ne kadar da yorgun görünüyorsun. Gel, eve gidelim ve buz gibi bir soğuk hoşaf içelim. Sen onu içersen, dinlenirsin." Arkadaşı Hocayı eve getirmiş. Kaynatılmış erik hoşafını kurulan sofraya koymuş. Hocaya da küçük bir kaşık vermiş! "Beraberce hoşafı içelim" diyerek kendisi de büyük bir kaşık almış. Daha sonra soğuk hoşafı içmeye başlarlar. Hoca şöyle söylenir: "Ne kadar da lezzetli. Fakat hoşaf bu küçük kaşıkla içilmiyor." Ev sahibi de yanan göğsünü serinletmeye çalışır. Arkadaşı hoşafı içtikçe, bir eliyle de midesini tutar. "Ahh, çok yorulmuşum, hoşafı içersem, tekrar hayatıma kavuşurum." Der.

Adam içini çektiğinde, Hoca kendi kendine şöyle söylenir: "devamlı içini çeken ve ölmek isteyen ne utanmaz bir adammış bu?"

Bunun üzerine sabrı tükenen Hoca şöyle söyler:

"Hey, arkadaş! Devamlı ölmeye ne var? Büyük kaşığı bana ver ki, ben de kendimi öldürebileyim."

add

Fıkrayı Paylaşın: tweet facebook

Fıkralar > Nasrettin Hoca Fıkraları > Soğuk Hoşaf Fıkrası

Yeni Eklenen Nasrettin Hoca Fıkraları

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Soğuk Hoşaf Fıkrası