Eğitim Sitesi

Osmanlı Fıkraları 35 Fıkra

Taşı da Toprağı da Mevlevi'dir Fıkrası

Yavuz Sultan Selim Han ve ordusu Mısır seferi dönüşünde Konya'ya geldiklerinde çok büyük bir fırtına çıkmış. Yerlerden kalkan tozlar havada döne döne göklere yükselirken Sultan, Şeyhülislâm İbn Kemâl Hazretlerine:
- Bu hâl nedir? diye sorar.
İbn Kemâl hazretleri de şu cevabı verir:
- Efendim, burası Mevlana'nın şehridir. Taşı da toprağı da Mevlevi'dir. İşte böyle durmadan dönerler.

fıkraoku.com 2022-03-13

En Güzel Osmanlı Fıkraları Okuyun

Dost Başa Düşman Ayağa Bakar Fıkrası

İkinci Abdulhamit zamanında hazırcevaplığı ile tanınmış İzzet Paşa'yı Musevi cemaati reisi ziyarete gelmiş. Karşılıklı konuşuyorlarmış. Paşanın iyi bağlanmayan pantolonunun düğmelerinden beyaz çamaşırı yakışıksız bir halde gözüküyormuş. Haham bir sırasını getirip "Düğmeleriniz açılmış hazretleri", diye işaret edince, hazır cevap Paşa hiç bozuntuya vermeden gülümseyerek:
- Bizde bir atasözü vardır, dost başa, düşman ayağa bakar derler. Aferin Haham efendi, sen bitaraf olduğun için ne başa, ne ayağa, tam ortaya bakıyorsun, demiş.

fıkraoku.com 2022-03-14

Ortağı Bostancı Fıkrası

Sultan III. Murad Han'ın musahiplerinden biri huzurdan ayrılırken bahşiş verileceği sırada padişaha şöyle der:
- Padişahım, bugün altın istemem. Onun yerine bana yüz değnek vurulsun.
Padişah yüz değnek vurulmasını emretmiş. Dayağın elli sopası vurulunca musahip şöyle demiş:
- Durun, bir ortağım var, ellisini de ona vurun.
Padişah ortağın kim olduğunu sorar:
- Her gün beni davet eden Bostancı, seni ben çağırdım diyerek verilen bahşişin yarısını elimden alıyor. Bugün bana vurulan sopaların yarısı onun olsun.
Padişah bu sözden çok hoşlanmış ve geri kalan elli sopayı da Bostancı'ya vurdurmuş.

Musahip: Tatlı konuşmaları ile büyüklerin, özellikle padişahların güzel zaman geçirmelerini sağlamakla görevli kimselere verilen unvan.

fıkraoku.com 2022-03-12

Karaca Ahmet Fıkrası

Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa'ya yetmişlik bir kadının otuz yaşında bir gençle evlenmek istediğinden bahsetmişler.

Paşa hemen:
– Ahmet müsaade etmez, demiş.

Sormuşlar
– Hangi Ahmet
– Karaca Ahmet.

fıkraoku.com 2022-04-11

Ak Sakallı Fıkrası

Varna Savaşında muharebe meydanında gezen II. Murad, düşman askerlerinin hep genç olduğunu görür. Komutanlarından birine sorar.
- Garip değil mi? Bu kadar ölünün içinde hiç ak sakallı görmedim. Hepsi genç, hepsi taze!
Komutan şu cevabı verir:
– Padişahım! İçlerinde bir ak sakallı olsaydı, başlarına bu felâket gelir miydi?

fıkraoku.com 2022-04-11

Hamalbaşının Oğlu Fıkrası

Padişah bir gün Sadrazam Hekimoğlu Ali Paşa'ya öfkelenmiş:
- Şimdi hamalbaşını çağırtır, oğlunu sadrazam yaparım!
- Ferman efendimizindir, ama gelecek olan zata, Hekimoğlu demezler, Hamalbaşının oğlu derler!

fıkraoku.com 2022-04-11

Eşek Eğitmeni Fıkrası

Efendim, bir zamanlar bir padişahın çok sevdiği bir eşeği varmış. Padişah eşeğini öylesine çok severmiş ki; bu eşeğin, cahil kalmasına bir türlü rıza gösteremezmiş. Sonunda eşeğine kim okuma yazma öğretirse, onu servete boğacağını ilan etmiş. Fakat eğer bu konuda gönüllü olanlar, eşeğe okuma yazma öğretemezlerse, boyunlarını vurduracağını eklemekten de geri kalmamış.
Bu işe birtakım hevesliler çıkmış; fakat eşek bu, okuma yazma öğrenir mi? fıkraoku.com Tabii sonunda, bu heveslilerin kelleleri gitmiş.
Derken bir gün, gerçekten ülkenin en fukara adamlarından biri, padişahın huzuruna çıkmış ve eşeğe okuma yazma öğretebileceğini söylemiş.
- Fakat padişahım, insanların okuma yazma öğrenmeleri bile yıllar sürüyor. Sizin eşeğin okuma yazma öğrenmesi için, en az 10 yıl gerekir. Eğer ben 10 yılda eşeğinize okuma yazma öğretemezsem, boynumun vurulmasına razıyım, demiş.

Teklif padişahın hoşuna gitmiş;
- Git, karını al da gel, size sarayımda bir daire vereceğim ve eşeğimi de oraya getirteceğim. Derslere hemen başlayın, demiş.

Adamcağız sevinçle evine gitmiş ve;
- Toparlan Hanım, saraya gidiyoruz, demiş.
- Neden gidiyoruz? diye sorunca kadıncağız, padişahla olan konuşmasını anlatmış.
Kadın;
- Efendi sen delirdin mi? Baksana kaç kişi bu uğurda canından oldu. Eşek okuma yazma öğrenebilir mi? demiş.
Adam gülmüş ve demiş ki;
- Hanım! Yaşadığımız sefaleti görüyorsun. Ne ocak yanıyor, ne tencere kaynıyor. Sarayda ekmek elden su gölden yaşayacağız. Önümüzde 10 yıl var. Bu 10 yıl içinde, ya eşek ölür, ya padişah ölür, ya da ben ölürüm. Hadi lâfı bırak da toparlan, saraya gidiyoruz...

fıkraoku.com 2022-04-11

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Osmanlı Fıkraları

1 2 3 [4]5

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Osmanlı Fıkraları Arşivinde 35 Fıkra Kayıtlı.