Eğitim Sitesi

Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Sahibi Ölmüş Eşek

Bir gün Nasrettin Hoca odun keserken eli ayağı üşümüş.
“Ben öldüm.” deyip bir ağacın dibine yatmış.
Kurtlar gelip eşeğini yemeye başlamış. Hoca yattığı yerden,
-İyi buldunuz sahibi ölmüş eşeği, demiş.

fıkraoku.com

Ben Sandım

Nasreddin Hoca bir gün yolda giderken bir adamla karşılaşmış. Adamla sohbet etmeye başlamışlar. Bir saat havadan sudan konuştuktan sonra Hoca:

– Kusura bakma arkadaş. Ben seni tanıyamadım, adın neydi?, diye sormuş.

Adamcağız çok şaşırmış:

– Madem ki beni tanımadın, neden benimle bir saattir sohbet ediyorsun? demiş.

Nasreddin Hoca:

– Kıyafetlerin benimkine çok benziyordu. Ben de seni ben sandım, demiş.

fıkraoku.com

Şifa Niyetine

Nasrettin Hoca, bir ara hastalanır. Doktor bir müddet perhiz yapmasını, ağır ve acılı yemekler yememesini söyler. İlaçlarını verir. Hoca, doktorun dediğini birkaç gün uygular. Kendinde iyileşme hisseder. Bu arada canı acılı dolmalı yemekler ister. Bir gün Hoca'nın karısı dolma yapar. Hoca'nın ısrarına dayanamayarak bir tanesini “Şifa niyetine” yedirir. Karısı başka bir yere gidince kızına yalvarır. Kızı da bu yalvarmalara dayanamaz. Bir tane “Şifa niyetine” dolmayı da o yedirir. Kızın da işi çıkar. Hoca'nın yanından ayrılır. Hoca dolmanın tadına doyamaz. Bu sefer küçük oğlunu kandırır. “Şifa niyetine” bir dolmayı da onun elinden yer. Az sonra, Hoca'da sancılar başlar. Acıdan kıvranmaya başlar. Karısını çağırır. Karısı, Hoca'nın bu ani hastalanışı karşısında telaşlanır. Koşarak doktoru çağırır. Doktor, Hoca'yı kıvranır halde görünce:
- Hocam, iyileştiğini duymuştum. Nedir bu halin? Diye sorar.

Hoca hem kıvranır, hem de doktora şöyle der:
- Ne olacak Doktor; “Şifa niyetine” ölüyoruz.

Muhammed Enes Budak

Keloğlan'ın Anası

Kendi halinde yaşayıp giderlerken bir gün Keloğlan'ın dul anası hastalanmış; götürmediği hekim, okutmadığı hoca kalmamış. Keloğlan, her gün anasına sağlığını sorarmış:
- Anacım bugün nasılsın?
Anası da sürekli aynı cevabı verirmiş:
- Hastayım oğlum!
Keloğlan "Ben bu anamın derdine nasıl çare bulacağım?" diye kara kara düşünürken, derdini paylaştığı komşusu akıl vermiş:
- Filan yerde ünlü bir hekim var, imkanın varsa ona da götür.
Keloğlan da anasını almış sırtına düşmüş yola, hekime giderken, Nasrettin Hoca'yla karşılaşmış; selâm vermiş, selâm almış. Hoca sormuş:
- Hayrola Keloğlan, nereye bu halde?
- Anam hasta, derdine bir türlü çare bulamıyorum, yine bir hekime götürüyorum.
- Anan dul mu?
- Dul
- Ananı kocaya vermeyi hiç düşündün mü?
- Aman hocam, bu yaştan sonra anam ne yapacak kocayı?
Keloğlan daha sözünü bitirmeden, yaşlı anası öfkeyle bağırmış:
- Sus edepsiz, sen hoca efendiden daha mı iyi bileceksin?

fıkraoku.com

Büyük Yangın

Nasrettin Hocanın karnı pek açıkmış. Sofradaki çorbaya kaşığını daldırıp hemen ağzına almış, yutmuş. Fakat çorba çok sıcakmış. Ağzı, boğazı müthiş bir surette yanan Hoca, hemen sokağa fırlamış, bağırıp kaçmaya başlamış.

- Savulun dostlar, karnımda yangın var.

fıkraoku.com

Hocanın Körüğü

Nasreddin Hocanın ateş yakması gerekmektedir. Belli ki hanımı da yemek yapma hazırlığındadır. Hoca, duvarda asılı olan körüğü alır ve ateşi körüklemeye başlar, işini bitirdikten sonra da körüğün ağzını iyice bağlayarak yerine asar. Bütün bu olanlara bir anlam veremeyen Hoca'nın hanımı:
- Yahu Hoca Efendi! Bu körüğün ağzını niçin bağlıyorsun?

Hoca bu, lafın altında mı kalır:
- Yahu hatun! Bunu bilmeyecek ne var? Eğer körüğün ağzını tıkamasam içerisindeki hava uçup gidecektir. Biliyorsun ben savurganlığı sevmem.

fıkraoku.com

Nasrettin Nerede?

Bir gün Nasrettin Hoca göl gördü ve oraya gitti ama uzun süre geri dönmedi.
Nasrettin Hocanın hanımı çok endişelendi.
Nasrettin Hoca gelince sordu
- Neredeydin Hoca? Hoca da;
- Uyku almaya çalışıyordum, dedi.

fatma

Rüyada Gözlük

Nasrettin hoca bir gece uyuyormuş ve aniden uyanmış.
Dönüp karısına:
-Karı uyan gözlüğümü bulamıyorum demiş.
Karısı da uykulu bir halde demiş ki:
- Hoca uyurken gözlüğü ne yapacaksın?
Hoca gözlüğü bulmuş ve gözüne takarken karısına:
- Rüyamı daha iyi göreceğim demiş.

Neval YARAŞ

Gözlüğüm Nerede

Nasrettin Hoca bir gece aniden uyanır:
"Hanım çabuk kalk gözlüğüm nerede?" diye sorar.
Hanımı uykulu uykulu:
"Hoca gece yarısı niçin gözlük arıyorsun?" der.
Hoca: "Ne demek niçin, tabiki daha iyi rüya görmek için" der.

fıkracı

Dediğim Doğruymuş

Nasrettin Hoca bir gün öğle uykusundayken dışarıda oynayan çocukların gürültüsünden rahatsız olur ve bu sesten kurtulmak için çocukların yanına gidip şöyle der:
-Köyün öteki ucunda bir evde düğün varmış, kapıyı çakan herkese helva, lokum dağıtıyorlarmış.
Bunu duyan çocuklar koşa koşa uzaklaşmışlar. Aradan bir süre geçmesine rağmen gelmemişler.
Çocukların dönmediğini fark eden Hoca kendi kendine:
-Bende gitsem iyi olacak, meğer dediğim doğruymuş, der.

Hümeyra BAŞ

Ekmek ve Kar

Kahvede bir masa sohbetinde yeni yemekler bulma fikri ortaya atıldı. Hoca bunu sonuna kadar dikkatlice dinledi ve gayri ihtiyari:
- Ben de bir defa kar ile ekmek yemeğini hazırlamıştım, ama o benim bile hoşuma gitmedi, demiş.

fıkraoku.com

Sultanın Daveti

Anadolu Selçuklu Sultanı, Nasreddin Hocanın şaka yapmayı ve kendisine şaka yapılmasını sevdiğini bildiği için, Hocaya şaka yapmaya karar vermiş. Nasreddin Hoca için bir ziyafet hazırlatıp Hocayı Konya’ya davet etmiş. Hoca da Sultanı kırmayıp davetini kabul etmiş.

Nasreddin Hoca Konya’ya geldiğinde, kendisini Sultanın vezirlerden birisi karşılamış. Önce şehri gezip önemli yerlerini görmüşler. Akşam olunca da Sultanın sofrasına oturmuşlar. Sofraya ilk önce çorba gelmiş. Anadolu Selçuklu Sultanı çorbadan bir kaşık almış ve hizmetkarlara bağırmış :
─ Bu ne biçim çorba, tuzu yok bunun, kaldırın bunu çabuk!

Hoca çorbanın tadına bile bakamadan çorbalar kaldırılmış sofradan. Hemen ardından kuzu çevirme gelmiş sofraya. Anadolu Selçuklu Sultanı kuzu çevirmenin tadına bakar bakmaz hizmetkarlara bağırmış:
─ Bu ne biçim kuzu çevirme, doğru dürüst pişirilmemiş, kaldırın bunu çabuk! Nerede o aşçıbaşı, böyle yemek mi yapılır ?

Hoca kuzu çevirmeden bir lokma alamadan o da kaldırılmış sofradan. Hemen ardından hizmetkarlar pilav getiriyorlarmış. Bakmış Nasreddin Hoca her yemeğe bir bahane bulunup gönderiliyor, bu gidişle aç kalacak, hemen hizmetkarların elindeki pilav tabaklarından birini kapmış. Hizmetkarlar diğer pilavları daha sofraya yerleştirmeden, koymuş önüne pilavı, hızla kaşıklamaya başlamış. Bunu gören Anadolu Selçuklu Sultanı gülerek Hocaya sormuş:
─ Aman Hoca efendi ne yapıyorsun?

─ Pilavın sofraya getirilmesini niye beklemedin?

Nasreddin Hoca cevap vermiş:
─ Sultanım, aşçıbaşı sizin olsun, bari pilavı bağışlayın.

semih

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Nasrettin Hoca Fıkraları

İlk Sayfa ... 3 4 [5]6 7 ... Son Sayfa

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivinde Toplam 422 Fıkra Kayıtlıdır.