Eğitim Sitesi

Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Ölü

Nasrettin Hoca yolculuğu sırasında tenha bir yer olan mezarlıkta elbiselerini yıkar, kuruması için astığı bir sırada kuvvetli bir rüzgar esip giysilerini alıp götürmüş. Hoca da giysilerinin ardınca koşarken birkaç yolcuya rastlamış. Yolcular, böyle çıplak halde mezarlıkta ne aradığını sormuşlar. Hoca da;
- Görmez misiniz, çıplak bir ölüyüm, su dökmeye çıktım, şimdi yine kabrime gidiyorum

fıkraoku.com

Öleceğimi De Bilirsin

Nasrettin hoca bir gün ağacın dalına çıkmış. Elinde de balta varmış. Başlamış dalı kesmeye. Aşağıdan geçen bir yolcu.

- Hocam, hocam, sen oturduğun dalı kesiyorsun demiş. Hoca aldırmamış, kesmeye devam etmiş. Beş dakika sonra, hoca daldan aşağı düşmüş ve yolcunun yanına gitmiş.

Yolcu daldan düşeceğimi bildin öyleyse ne zaman öleceğimi de bilirsin. Hadi söyle

Ahsen

Yes

Bir gün öğrencinin biri Nasrettin Hoca'nın yanına gelir ve sorar;
- Hocam, İngilizce konuşmak günah mıdır? Nasrettin Hoca;
- Yes, der.

fıkraoku.com

O Zaman Başka

Hoca'nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelmiş:

-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım.

-Buyrun sorun. Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş:

-Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek? Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra :

-Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!..

-Teşekkür ederim kadı efendi.

-Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını? Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce:

-Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş. Hoca , yerinden doğrulup:

-Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ...

Mert

Subaşının Eşşeği

Eşeği kaybolan Subaşı, ateş püskürmüş:

-Çabuk benim hayvanımı bulun, yoksa karışmam! Diye bağırmaya başlamış. Herkesi bir telaş , bir korkudur almış. Eşeği aramak için dört bir tarafa dağılan Akşehirliler , yolda Hoca'ya rastlamışlar:

-Aman Hocam, bize yardım et. Yolda sahipsiz bir eşek bulursan hemen yakala nolur.

-Eşek kimin?

-Subaşının. Demişler. Hoca da: "Peki ararım" demiş ve türkü söyleye söyleye yolunu sürdürmüş. Karşısına çıkan bir köylü :

-Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapıyorsun? Deyince , Hoca:

-Subaşının kaybolan eşeğini arıyorum! Demiş. Adam , yine sormuş:

-Peki , böyle türkü söyleyerek eşek mi aranır a Hoca?

-El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşınınsa....

Mert

Eşeğe Neden Ters Binmiş

Bir gün Hoca, eşeğine binerek , arkasına takılan bir kısım insanlarla birlikte, camiden eve dönerken birdenbire durur, hayvandan iner ve yüzü insanlara dönük olarak eşeğe ters biner, yani semere ters oturur. Bunu görenler yaptığı hareketin nedenini sorarlar. Hoca şöyle der:

- Düşündüm taşındım, eşeğime böyle binmeye karar verdim çünkü saygısızlığı hiç sevmem. Siz önüme düşseniz, arkanızı bana dönmüş olacaksınız; usulsüzlük saygısızlık olur. Ben önde gitsem, size arkamı çevirmiş olacağım ki bu da doğru değildir. Böyle ters bindiğim zaman ise hem ben önünüzden giderim, siz de ardımdan gelmiş olursunuz; hem de karşı karşıya bulunuruz!

Mert

Hoca Ormanda Kayboldu

Nasreddin Hoca, Çarıklı Köyüne giderken ormanda kaybolmuş. Birkaç adamla karşılaşmış ama adamlar kaybolduğuna inanmamışlar.
- Koskoca Nasreddin Hoca ormanda kaybolmaz. Sen buraları avucunun içi gibi bilirsin, demişler.
Nasreddin Hoca bakmış olmayacak fikir değişikliğine giderek diğer karşılaştığı adamlara, nereye gidiyorsunuz? diye sormuş. Bir iki derken, üçüncü adam Çarıklı Köyüne gidiyorum, demiş.
Bunun üzerine Hoca, hah, ben de o köye gidiyordum, deyip adamla birlikte köye gitmiş.

Serdar Yıldırım

Hindi

Nasreddin Hoca Akşehir pazarında bir adamın başına toplanmış olan kalabalığa yaklaşır.

Satıcı elindeki kuşu satmaya çalışmaktadır.

Yandaki tavuklar 5 akçeyken, kuşun fiyatı 50 akçedir.

Hoca bir türlü fiyattaki aşırı farka anlam vermez ve sorar:

- "Hemşerim bu nasıl bir kuştur ki 50 Akçe istersin?"

- "Hoca efendi bu bildiğin kuş değildir bunun özelliği var."

- "Neymiş özelliği?"

- "Hocam bu kuşa papağan derler ve konuşur.

" Hoca hemen eve koşar, kümesten hindisini kaptığı gibi pazara döner.

Papağan satmakta olan adamın yanında durur ve yüksek sesle:

- "Bu gördüğünüz kuş sadece 100 Akçeye, gel, gelll!"

Herkesten çok, papağan satan şaşar bu işe ve sorar:

- "Hocam 100 Akçe çok değil mi bir hindi için?"

- "Sen 50 akçeye satıyorsun ama?"

- "Dedim ya hocam benim kuş konuşur ama.."

- "Öyleyse, benimki de düşünür!"

Seda

Cennet Cehennem

Bir gün padişah Nasreddin Hoca'ya sormuş.
- Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım?
Hoca padişahtan korkmadan:
- Cehenneme gidersiniz padişahım?
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca:
- Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış. Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim.

Ecrin ÇANLI

Peşin Para

Nasrettin Hoca tarlada uğraşırken birden alacaklısı gelmiş.



-"Hoca, paramı ne zaman ödeyeceksin." demiş.



Nasrettin Hoca'da;

-"şu görüğün bölgeden devamlı koyunlar geçer. oraya bir tel örgü takıcam,takılan koyun yünlerini de satıp sana borcumu ödeyeceğim."demiş.



Adam da haklı olarak gülmüş. Nasrettin Hoca buna karşılık adama;

-"Ne oldu köftehor. Peşin parayı görünce gülersin demii!" demiş.

Reyhan

Borç Para

Nasrettin Hoca nın komşusu paraya sıkışmış.Nasrettin Hocaya gidip.Nsarettin Hoca paraya sıkıştım.Bana borç verebilir misin? Demiş.Nasrettin Hoca cevap vermiş:Şu halının altını görüyormusun orda biraz para var onları alıver. demiş.adam almış. bir kaç yıl geçmiş adam parayı getirmemiş.yine sıkışmış ve nasrettin hocanın yanına gitmiş.nasrettin hoca demiş ben yine sıkıştım demiş.bana borç verebilirmisin demiş.nasrettin hoca: şu halının altını görüyor musun?
orda eskiden para vardı ama birisi aldı birdahada getirmedi demiş

nihan çaçan-elif şahin

Allah'ın Rahmeti

Bir gün, bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken, Hoca da evinin penceresinde oturarak sokağı seyrediyormuş. Bir ara dostlarından birini, cübbesinin eteklerini beline dolayarak koşa koşa evine giderken görmüş ve pencereyi açarak seslenmiş:

- İnan olsun ki çok ayıp! Senin gibi aklı başında, olgun bir adam, Allah'ın rahmetinden kaçar mı?...

İçinden Hoca'ya hak veren adamcağız, bu sefer ağır ağır yürümeye başlamış; fakat tepeden tırnağa ıslanmış olarak evine varınca, Hoca'nın oyununa uğradığını anlamış. Günün birinde Hoca yolda yağmura tutulmuş; koşar adım evine yönelmiş. Birkaç gün önce kendisiyle alay ettiği ahbabının evi önünden geçerken adamcağız "taşı gediğine koymanın tam zamanı" diyerek, evin penceresinden Hoca'ya bağırmış:

- Hocam, Hocam, Allah'ın rahmetinden niçin kaçıyorsun, ayıp değil mi sana? Hoca, hiç istifini bozmadan koşmaya devam ederek şu cevabı vermiş:

- Hay anlayışsız, hay!.. Ben rahmetten kaçmıyorum; tam tersine yere düşen rahmetleri çiğnememek için koşuyorum!..

Aleyna Temel

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Nasrettin Hoca Fıkraları

İlk Sayfa ... 32 33 [34]35 36

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivinde Toplam 422 Fıkra Kayıtlıdır.