Eğitim Sitesi

Nasrettin Hoca Fıkraları

Nasrettin Hoca Fıkraları

Huysuz Eşek

Hoca eşeğini pazara götürüp satmak ister. Bir müşteri çıkar. Eşeğin yaşını anlamak için dişine bakmak ister ama eşek adamın elini ısır. Adam söylenerek çeker gider. Başka bir müşteri gelir, o da eşeğin kuyruğunu kaldırıp çekecek olur. Eşek adamın kaba etine bir çifte yer. O da kızar ve topallaya topallaya oradan uzaklaşır. Onları gören bir kişi Hoca'ya der ki:
- Hocam, bu eşeği kimse almaz. Baksana, önüne geleni ısırıp, tekmeliyor.
Hoca şöyle cevap verir:
- Zaten ben de onu pazara satmak için getirmedim. İnsanlar görsünler de benim neler çektiğimi anlasınlar diye getirdim.

fıkraoku.com

Merdiven

Hoca, gençlik döneminde bahçelerden birine girerek biraz meyve yemek istemiş. Uzun bir merdiven dayayarak duvarın üstüne çıkmış. Merdiveni duvarın üstüne çektikten sonra bahçeye sarkıtmış. Tam bahçeye ineceği sırada bahçıvan tarafından yakalanmış.

Bahçıvan:

- Kimsin sen? Burada ne yapıyorsun? diye sormuş. Genç Nasrettin:

- Hiç, merdiven satıyorum, demiş.

Bu cevaba canı sıkılan bahçıvan bağırmış.

- Burada merdiven satılır mı delikanlı? Sen kime maval okuyorsun? ...
Nasrettin başını sallamış.

-Bu merdiven amca. Bakkalda satılacak değil ya! Merdiven satmanın yeri mi olur? diye karşılık vermiş.

esra

Davetsiz Misafir

Nasrettin Hoca, günlerden bir gün evine dönerken büyük bir konağa bir sürü insanın girip çıktığını görmüş.
Konaktan çıkanlardan birine yaklaşıp içeride neler olduğunu sorunca, adam: "düğün var" demiş. Düğün lafını duyan Hocanın gözünde kızarmış tavuklar, hindiler, tepsi tepsi pilavlar canlanmaya başlamış. Hemen oradan boş bir kağıt bulup bir zarfa koymuş, sonra da doğru konağa gitmiş. Uşaklardan birine: "Efendini göreceğim, çok saygıdeğer birinden mektup getiriyorum..." demiş.

Uşak hemen Hocanın önüne düşmüş, onu efendisinin huzuruna çıkarmış. Hoca "Şenliğiniz mübarek olsun. Zamansız geldiğim için bağışlayın" deyip, mektubu vermiş. Ve hemen ilk davette sofraya çökmüş, derhal iştah ile atıştırmaya başlamış. Düğün sahibi Hocanın getirdiği zarfı bir zaman elinde evirip çevirdikten sonra,

- "Efendi, bir yanlışlık olmasın. Bu zarfın üzeri yazılı değil" diye sormuş.

Hoca da başını sofradan dahi kaldırmadan cevap vermiş:

- "Kusura bakmayın efendi hazretleri, biraz aceleye geldi. Esasında onun içi de yazılı değildir!."

dersimiz.com

Hocanın Şansı

Günün birinde Hoca ve komşuları yiyecekler üzerine konuşmaya dalmışlardı. Hoca bu konuşmayı sevmiş ve konuştukça da konuşmaya devam etmişti. Bazen konuşur, bazen de dinlerdi. Oradakilerden biri Hoca'ya:
- "Hocam şu anda neye sahip olmak istersin?" diye sordu. Bunun üzerine Hoca düşünmeden:
- "Helvam olsun isterim. Uzun zamandan beri helva yemeye fırsatım olmadı" diye cevap verdi. Bunun üzerine komşusu:
- "Hocam bu niye böyle?" diye sordu. Hoca da:
- "Evet, unumuz olduğunda şekerimiz yoktur. Şu anda biraz şekerimiz var, fakat yağımız yok. Yağı bulduğumuzda da, un bulamayız. Bu yüzden helva yemedim" diye devam etti.
- "Çok doğru Hocam! Hepsinin tam olarak bulunduğu bir anınız olmadı mı?" diye arkadaşları sordu. Bunun üzerine Hoca:
- "Ha, o zaman da ben evde değildim" diye cevap verdi.

fıkraoku.com

Yalnız Ağzını Açtı

Geveze bir adam bir defasında bir toplantıda konuştuğunda, Hoca sık sık esner. Toplantıya katılanların hepsi de evlerine dönerler. Geveze adam Hocaya:
- Hoca! Hoca! Siz ağzınızı hiç açmadınız, der. Hoca da hemen şöyle cevap verir:
- Ne yapmalıydım yani? Ağzımı öyle açtım ki, az kalsın ağzım parçalanacaktı.

fıkraoku.com

Mayalanmaz Ama

Nasrettin Hoca bir gün göl başına gider gölü mayalamağa çalışır.

Bunu gören biri:

- Hoca Efendi, ne yapıyorsun? der.

Hoca da gölü mayalamak istediğini söyler.

- Hoca Efendi, hiç su mayalanır mı?

- Mayalanmadığını ben de biliyorum, ama bir de mayalanırsa, bütün köylü yoğurt yemeye doyar, der Hoca.

suzan

İnşallah Benim Hatun

Nasreddin Hoca, bir akşamüstü evinde karısıyla sohbet ediyormuş. Pencereden kafasını çıkarıp, gökyüzüne bakan Hoca, ertesi gün planlarını karısına anlatmaya başlamış:
- Bak hanım, yarın hava güzel olursa; ormana ağaca giderim, yağmurlu olursa; hamama giderim.
Karısı Nasreddin Hoca'yı uyarmış:
- İnşallah de Hocam, inşallah de!..
- Yahu hanım, ne var bunda? Yarın hava ya iyi olur, ya da kötü olur.
Ertesi gün, sabah namazından sonra bulutsuz ve güneşli havaya gören Hoca, keyifle ormanın yolunu tutmuş. Köyden epeyce uzaklaşan hoca, bir askeri birlikle karşılaşmış. Askerlerin komutanı Hoca'ya demiş ki:
- Hocam, bize komşu kasabanın yolunu tarif edebilir misin?
Askerlerle uğraşmak istemeyen Hoca, şöyle cevap vermiş:
- Bilmiyorum.
Askerlerin komutanı bu cevabı üzerine çok sinirlenmiş ve bağırmaya başlamış:
- Kavuğundan utan be adam!.. Utanmadan bir de yalan söylüyorsun!.. Çabuk düş önümüze ve en kısa yoldan bizi Sivrihisar’a götür!..
Emir emirdir, ne yapsın Hoca? Düşmüş askerlerin önüne. Askerlerle birlikte onca yolu yürüyerek, Sivrihisar’a kadar giden Hoca, orada serbest bırakılınca, tekrar evinin yolunu tutmuş. Hoca yolda gelirken bir şimşek çakmış, ardından bir gök gürültüsü ve şakır şakır yağmur başlamış. İyice ıslanıp sırılsıklam olan Hoca, gece yarısından sonra evine ulaşabilmiş. Perişan bir vaziyette kapının eşiğine yığılan Hoca, biraz soluklandıktan sonra, kapıyı çalmış, karısı içeriden bağırmış:
- Kim o?
Nasrettin Hoca, bitkin bir şekilde cevap vermiş:
- İnşallah benim hatun!

alev beste

On Akçe Olsun

Nasreddin Hoca, bir gece, derin uykuda iken rüya görmüş. Tanımadığı kişiler, Hocaya dokuz akçe vermişler.
Hoca, dokuz akçeyle yetinmek istememiş:
- Hiç değilse, bunu on akçe yapın, demiş. Fakat, parayı verenler, dokuz akçeden fazlasını, bir türlü vermek istememişler. Tam bu sırada, Hoca uykusundan uyanmış. Birde bakmış ki, avucunda, değil dokuz akçe, bir akçe bile yok. Şaşırmış, üzülmüş. Gözlerini sıkı sıkı kapayarak, elini uzatmış:

- Vazgeçtim on akçeden, dokuz akçe olsun yeter, demiş.

pelin

Aklımda Olacağına Midemde Olsun

Bayram gecesi Nasrettin Hocanın karısı tatlı pişirmiş. Karı koca, konuşa gülüşe yemişler, birazı da artmış, bunu da sabaha yeriz deyip kalkmışlar. Uykuları gelince de yatmışlar. Yatmışlar amma Hocayı bir türlü uyku tutmamış. Nihayet karısını dürtmüş:

- "Hanım kalk, kalk aklıma pek önemli bir şey geldi, durma, kalk." Karısı telaşla kalkıp:

- "Ne var, hayrola" deyince

- "Şu artan tatlıyı getir" Karısı, tabağı getirince

- "Çök yanıma" demiş. Oturup tabağı bir güzel temizlemişler. Sonra

- "Şimdi yatalım, uyuyalım. Hiç olmazsa tatlı karnımızda olsun."

fıkraoku.com

Döve Döve Helva Yediriyorlar

Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş. Dükkâncı vermemiş. Garibanın canı da çok helva çekmiş. Dayanamayıp, dayak yemeyi de göze alarak başka bir helvacı dükkânına girmiş. Bir lenger helvayı önüne çekmiş ve hızla atıştırmaya başlamış.

Helvacı adamın üstüne yürümüş;

- "Bre adam, sorup istemeden, parasını ödemeden böyle helva yenir mi?" demişse de adamın aldırmayıp atıştırmayı sürdürdüğünü gören helvacı, adama sille tokat girişmiş.

Dükkânda tesadüfen bulunan Nasreddin Hoca müşterilere doğru dönüp:

- "Şu Konyalı helvacılar ne iyi adamlar; parası olmayan garibana bile döve döve helva yediriyorlar." demiş.

Mustafa Kaya

Hırsızın Hiç Mi Suçu Yok ?

Bir gün Nasreddin Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi:

- Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki ?

Bir başkası:

- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor ? diye konuşmuş.

Bir diğeri de :

- Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış:

- Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?

Davut

Yaşı Hakkında Mı?

Bir komşu Nasrettin Hocaya koşa koşa gelmiş:
- Aman Hoca! Bizim evde karılarımız kavga ediyorlar, çabuk gel, demiş.
Hoca hiç aldırış etmeden şöyle sormuş:

- Yaş hakkında mı, yoksa görünüş hakkında mı?

- Hayır, başka bir şey hakkında, diye cevaplandırmış komşu!

- Öyle ise evine git ve merak etme şimdiye kadar çoktan barışmışlardır.

fıkraoku.com

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Nasrettin Hoca Fıkraları

İlk Sayfa ... 17 18 [19]20 21 ... Son Sayfa

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Nasrettin Hoca Fıkraları Arşivinde Toplam 422 Fıkra Kayıtlıdır.