Eski yıllarda komşu illerden bir yolcu Kayseri'ye gelmiş. Pastırmanın çok methini duymuş, hatta birkaç sefer de yemiş. Ancak pastırma aleyhinde çıkan dedikodulardan da oldukça rahatsızmış. Tek problemi eşek etinden pastırma satmayan bir dükkan bulup oradan almakmış. Adamcağız şüpheli bakışlarla pastırmacılar çarşısını dolaşıp dükkanları inceleyip (şurası satar, burası satmaz; şurası daha temiz, burası pasaklı vb.) düşünürken, yazı tura atmak gelmiş aklına. Atmış yazı turayı, denk gelen dükkana girmiş. Adamın şüpheli bakışlarla girip pastırmaları incelediğini anlayan Kayserili esnaf, adamın ne için bu kadar incelediğini de tahmin etmiş ve bir oyun oynamayı düşünmüş. "Buyurun" demiş esnaf.
Adam yine tedirgin:
– Pastırma alacağım da! Diye kekelemiş korkarak.
- Tabii derhal, ne kadar?
- İki yüz gram yeter. Çok severim de... Ama öbür tarafını diyememiş. (yani aman eşek eti olmasın diyecek) Kayserili anlamış vaziyeti. Parçayı tarttıktan sonra satırla kıymaya başlamış. Adam;
- Hemşehrim bu niye bu kadar zor kesiliyor öyle.
Kayserili hemen taşı gediğine oturtmuş:
- Sorma birader, bu namussuz eşek iken de böyle inattı.
Kayseri Pastırması Fıkrası
Fıkrayı Paylaşın:
Fıkralar > Kayserili Fıkraları > Kayseri Pastırması Fıkrası
Yeni Eklenen Kayserili Fıkraları
- Sana Reçel Yok Fıkrası
- Borcun Doğum Günü Fıkrası
- Susuzluk Sorunu Fıkrası
- Ağırlığınca Altın Fıkrası
- Kayserili ve Şeytan Fıkrası
- Kayseri'ye Kaç Saat Fıkrası
- Fıkralar Ana Sayfa
- Kayserili Fıkraları Sayfası