-Hayrola nereden?
-Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.
Reyhan
-Hayrola nereden?
-Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı sınavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu?Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadılar.
Reyhan
Mahkemede hakim kazanın görgü tanıkları arasında bir körün de bulunduğunu
fark edince müdahale eder:
-Beyefendi bir yanlışlık var galiba, sen çıkabilirsin.
Kör yanıtlar:
-Hakim Bey, benim de söyleyeceklerim olabilir.
Hakim biraz da merakla sorar:
-Peki, söyle bakalım çarpıp kaçan arabanın plakası kaçtı?
-valla plakasını bilmem ama kornası fadiyezdi.
Reyhan
Adamın biri otele gelir:
- Burada bir gece kalmak istiyorum. Fakat oda istemiyorum.
- Oda istemiyor musunuz?
- Hayır ben uyur gezerim. Uzun bir koridorunuz varsa, mesele yoktur. Sabaha kadar dolaşır dururum.
fıkraoku.com
İngilizler ve İskoçlar arasında yıllardır süren bir tartışma vardır. İngilizler her defasında İskoç kahvelerini basıp "Wilsonlar ayağa kalksın" deyip Wilsonları kurşuna dizip arkasından da "Eriksonlar ayağa kalksın" deyip Eriksonları kurşundan geçirirlerdi. Bu olay İskoçların çok moralini bozmaya başlamıştır. Toplanıp bu olaya bir çözüm getirmeye çalışmışlar içlerinden en hakiki İskoç "buldum" diye bağırır. Wilsonlar ayağa kalksın dediklerinde Eriksonlar ayağa kalksın, Eriksonlar ayağa kalksın dediklerinde Wilsonlar ayağa kalksın; böylece onları kandırmış oluruz.
Reyhan
Komiser sorar:
- Temel, köpekleri atlatıp, kümesten tavuğu nasıl çaldın?
- Komiserüm, onu söylemem, meslek sırrıdır!
- Ama ben söyletmesini bilirim!
- O da sizin meslek sırrunuzdur!
Reyhan
Adamın biri sormuş;
-Cüzdanımı sen mi aldın?
-Altı mahallenin, altıncı sokağının, altıncı apartmanının, altıncı odasının, altıncı çekmecesinde duran Kur'an'a el basarım ki ben almadım...
Reyhan
Eskimo'nun biri ölünce, Cehennem'e atmışlar. Zebaniler sesini duyamuyınca kapıyı aralamışlar. Eskimo:
- Kapatın şu kapıyı! İçeri soğuk giriyor, üşüyorum. demiş.
Reyhan
Bir sergide ünlü romancı, ressam arkadaşına:
"Kutlarım sergi açılışına bakanlar gelmiş"
Bunun üzerine Ressam:
"Ne önemi var ki, bakanlar geleceğine, keşke biraz da alanlar gelseydi. " der.
Reyhan
Vurdumduymaz bir adamın evi yanmış. Komşusu koşarak yanına gelmiş.
" Koş efendi, evin yanıyor. "
Adam sakince cevap vermiş :
"Ev işlerine karım bakıyor."
Reyhan
Küçük Ahmet, bakkala öfkeyle sordu:
- Neden hep küçük yumurta veriyorsun?
- Taşıması , kolay olur da ondan.
Ahmet eksik para verip yumurtaları alıp giderken bakkal seslendi:
- Ama sen eksik para verdin.
Küçük çocuk arkasına dönüp gülerek: " Para daha çabuk sayılır da...
Reyhan
Ünlü bir sopranonun konserine giden baba oğul ilgiyle konseri dinliyorlardı. Bir ara çocuk merakla babasına sordu:
"Baba, öndeki amca elindeki sopayla niye kadını korkutuyor ?" Baba;
"Korkutmuyor oğlum, yönetiyor!"
"Eee, peki o zaman kadın niye avaz avaz bağırıyor "
Reyhan
Lüks bir lokantada müşterilerden biri önüne konan yemeği görünce bağırmaya başladı:
- Ben bu baklayı yiyemem. Çabuk bana şef garsonu çağırın! Yan masada oturan adam dudak bükerek cevap verdi:
-Fayda etmez efendim, o da yiyemez!..
Reyhan