Eğitim Sitesi

Fıkra Gibi Komik Olaylar

Fıkra Gibi Komik Olaylar

Deniz

Bir gün okulda yaren diye bir kız varmış. Yaren bir gün samete;
- Bak! Seni Denize atarım, demiş.
Deniz de demiş ki;
- Lan çocuğu niye bana atıyon?

Deniz Kıran

Benim Çaldığım Davul

BENİM ÇALDIĞIM DAVULU BİR DAHA HİÇBİR KİMSE ÇALAMAZ..
Öğretmenliğe yeni başladığım, Anadolu'nun bir ilçesinde, öğrencilerim bana bir "çalgı çalabilir misiniz?" diye sordular.

Aslında böyle bir yeteneğim yoktu. Ama ben espri olsun diye, "çok ustaca davul çalarım" dedim.

Aradan bir zaman geçti. Dönem sonuna doğru, bir öğrenci velisi büyük oğlunun düğününe köyüne davet etti.
Yedik içtik... Sabaha doğru kafalarımız kıyak.

Düğün sahibi, öğrenci velisi, yanıma gelerek, davulu elime verdi.
- Buyur, öğretmenim. Çok ustaca davul çalıyormuşsunuz. Siz çalın, biz coşalım, dedi.

Ben her ne istemediysem de çok ısrar ettiler. Ben de mecburen davulu boynuma astım.
Tokmağını salladım, salladım... var gücümle davula vurdum.
Vurdum ama, tokmak davulun öbür tarafından çıktı.
Yani davulu patlattım.

Herkes şaşırdı. Davulcu dahil hiç bir kimse bir şey söylemedi.
Ben size söylemiştim,
Benim çaldığım davulu bir daha hiçbir kişi çalamaz.
Çalabilecek olan varsa.....Çalsın... dedim.

VELİ DÜNDAR

Salatalık

Aylardan Ekim’in başıydı galiba… Semt pazarına çıkarken, hanım turşu kuracağını mutlaka 3 kilo salatalık (hıyar) almamı sıkı sıkı tembih etti. Tam kapıdan çıkarken iyi salatalığın nasıl olduğuyla ilgili ayak üstü yetiştirebildiği kadar malumat verdi. Pazar yeri evimize zaten pek uzak değildi. Yol boyunca alacağım salatalıkları düşündüm, gözümden hanımın tarif ettiği salatalıklar geçiyordu.
Neyse Pazar yerine vardım, ilk önce unutmadan şu turşulukları aradan çıkarayım ki eve varınca hanımla bozuşmayayım diye düşündüm. Pazar yerinde meyve sebze satılan bölümde satıcıların tezgahlarına konsantre olmuş dalgın dalgın salatalık bakıyordum.
Öyle dalmışım ki, birilerinin arkamdan omuzuma dokunduğunu fark ettim. Bir an tezgâhlardan başımı kaldırıp geri dönünce çok sevdiğim bir Edebiyat Öğretmeni arkadaşla burun buruna geldik. Öğretmen arkadaş iyice yanıma sokulmuş, bir yandan gülüyor, bir yandan da biraz sitemkâr bir üslupla –“Sevgili dostum, beni niye görmezden geliyorsun. Tam karşından geldim hiç görmemiş gibi geçip gittin. Yoksa bilmeden bir kusurumuz falan mı oldu, söyleyin de biz de bilelim?” deyip sustu. Hemen arkadaşın elinden yakalayıp bir kıyıya çektim ve durumu kendisine izah ettim. Dedim ki; sayın hocam sizi görmediğime şükredin, çünkü ben evden sipariş verildi tüm dikkatimle salatalık bakıyorum , eğer siz de salatalık cinsinden olsaydınız inanın hemen görürdüm. Çünkü evden tüm özellikleri ayrıntılı şekilde verilmiş salatalıklara odaklandığım için başka şeyleri tam seçemiyorum, kusurumu affedin” deyince arkadaş kahkahayı bastı, dakikalarca gülüştük. O arkadaşıma da tekrar buradan sevgilerimi sunuyorum.

Mustafa ÇAĞIRAN
Selçuklu-KONYA

Mustafa ÇAĞIRAN

Sayısalcı Anne

Bir gün bir kız odasında dağınık bir şekilde oturuyordur. Annesi;
- Kızım hadi odanı topla, der. Kız;
- Anne ben sözelciyim, toplayamam. Anne;
- Ben de sayısalcıyım iyi çarparım

öylesine

Kovadaki Balıklar

Bir gün karıkoca yolda yürürken karşılarına bir balıkçı çıkar ve balık almaya karar verirler, kadın tezgahın yanındaki kovanın içinde yüzen balıkları görür ve balıkçıya sorar;
-Bu balıklar tazemi?
Balıkçı da hemen kadına cevabı yapıştırmış;
- Yok abla pil takıp oynatıyoruz.

Aslı Demir

Ev Tarifi

Bir gün Atakan bahçede çalışırken bir adam gelmiş ve sormuş:
- Abi Atakan'ın evi nerde acaba?
Atakan kendi evini göstermiş adam gitmiş ve 5 dakika geçince geri gelmiş ve sormuş:
- Abi Atakan senmişsin.
- Evet benim ne oldu?
- Peki az önce niye söylemedin?
- Sen beni sormadın ki evimi sordun bende evimi gösterdim.

fıkraoku.com

Çanakkale Savaşı

Birinci sınıf öğretmeni Çanakkale Savaşını anlatır:
- Çocuklar Çanakkale'de çok büyük bir savaş yaşanmış. Düşmanlar yurdumuzu işgal etmek istemişler. Atatürk'ün önderliğinde Türk ordusu bu zorlu savaşı kazanmış. Ancak yüzbinlerce insan şehit olmuş. Köyler yakılıp yıkılmış.

Gün bitiminde çocuklar eve giderler. Tesadüfen Hakan'ın o gün Çanakkale'den abisi gelmiştir. Hakan abisine hayretle sorar:
- Abi sen nasıl geldin? Çanakkale'de savaş bitti mi?

Öğretmen

Şambal Emmi

Rahmetlidir, Cadalın Şambal Emmi derlerdi. Şakacı bir insandı. Bir gün misafirliğe gitmek üzere yola çıkarlar. Şambal Emmi, abasının (annesinin) kolundan tutar, yavaş yavaş yürürler. Yaşlılarımız büyük motorlu vasıtaları hiç görmemişlerdir. Yeşilhisar'a o tarihlerde yeni yeni kamyon girmektedir. Yol kenarına bir MAN kamyon durmuş.
Ön kaputu kaldırılmış, şoför arabanın önünde arabanın arızasını
gidermektedir. Gazına basılmış, yüksek sesle çalışmaktadır.
Şambal Emminin abası ürperir, sorar:
Gadasını aldığım, kölesi olduğum Şambalım, hayvanın ağzını aşmışlar neydiyorlar?
Şambal Emmi bu ya hemen başlar:
Aba aba dişi ağrıyormuş, dişini çekiyorlar.
Hele Şambalım, kölesi olduğum, hele nasıl bağırıyordu hayvan.

fıkrasever

Babaanneme Soru

Bir gün babaanneme soru sordum:
- Babaanne bana bi tane güzel bi dizi söyle
Babaanne: Aramızda kalsın
Ben: Tamam aramızda kalsın
Babaanne: Dizinin adı aramızda kalsın.

komik

Postacı

Adam bakmış, küçük oğlu dua ediyor.
-"Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..."
Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.
Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada:
-"Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba..." Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada:
-"Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba..."
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor.
-"Ne oldu hanım?"
-"Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"

fıkraoku.com

Manav Çırağı

Küçük manav çırağı, ufak el arabasına kavun yüklemiş, yokuştan
güçlükle çıkıyordu. Yoldan geçen bir adam, çırağa yardım, edip, arabayı yokuşun öte başına çıkardılar. Adamcağız yüzündeki terleri silerek sordu:
-Senin ustan nasıl adam böyle? Hiç bu kadar kavun yükletilir mi?!... Ben bunu götüremem demedin mi?
-Dedim ama...
-Aması ne?...
-Elbet bir budala çıkar, sana yardım eder, dedi!..

hasan

Özür

Mehmet Bey beş yaşındaki oğlu Ömer'le sinemaya gitmişti. Filmin ortasında çocuk tuvalete gitmek istediğini söyledi. Mehmet Bey çocuğunu alıp tuvalete götürdü. Dönüşte Mehmet Bey sırasını bulamadı. Karanlıkta ilk sıranın başında oturan beye:
- Affedersiniz, demin çıkarken ayağınıza basmış mıydım? diye sordu. Özür dilenmesini bekleyen adam cevap verdi:
- Evet.
Mehmet Bey memnuniyetle çocuğuna döndü:
- Gel Ömer gel, yerimizi bulduk!

mehmet

Fıkralar Ana Sayfa

Diğer Fıkra Gibi Komik Olaylar

[1]2 3 4 5

Bir Fıkranızı Paylaşın...

Fıkra Gibi Komik Olaylar Arşivinde Toplam 54 Fıkra Kayıtlıdır.