Nasrettin Hoca bir gün köy kahvesine girmiş. İçeride oturan komşuları:
— Hoca Efendi! Hiç düşünmeden bize bir yalan söylesene, demişler.
Hoca ellerini açmış ve demiş ki;
— Bırakın bu işleri, yalan yapacak zaman değil. Babam rahmetli oldu, beş kuruş param da yok, inanın ne yapacağımı şaşırdım...
Komşuları, vah vah diyerek birbirlerine bakışmışlar. Hemen aralarında üç beş para toplayıp Nasrettin Hoca'ya vermişler. Hoca da parayı alıp kahvehaneden çıkmış.
Az sonra içeri Hoca'nın babası girmiş, komşular şaşıp kalmışlar ve giden Hoca'nın ardından seslenmişler:
Nasrettin Hoca bir gün yakın köydeki değirmene buğday öğütmeğe gitmiş. Değirmencinin dışarı çıktığı bir sırada, başka birinin çuvalından unları avuç avuç alıp kendi çuvalına aktarmaya başlamış. Ansızın içeri giren değirmenci:
— Ne yapıyorsun? Koskoca adamsın, ayıp değil mi sana! diye çıkışmış.
— Kusura bakma, ben budalanın biriyim, demiş Nasrettin Hoca.
— Budalasın madem, neden kendi çuvalından başkasının çuvalına buğday aktarmıyorsun?
— Yok yok! Budala dedikse, artık o kadar da budala değiliz canım, diye cevap vermiş Hoca.
Nasrettin Hoca pazardan eşek satın alırmaya gitmiş, bir eşeği gözüne kestirince metreyi alıp eşeğin boyunu ölçmeye başlamış. Oradan geçen bir at cambazı da:
— Hoca, ne yapıyorsun yahu? Eşeği böyle ölçmezler, dişine bakarlar dişine! demiş. Nasrettin Hoca da:
— Tarlaya giderken bir ben, bir hanım, bir de çocuk var, üçümüz birlikte bineceğiz. Bana onun dişi değil, boyu lâzım, demiş.
Köyün birinde İskoçyalının tavuğu İngilizin bahçesine yumurtlamış.
Biri "Tavuk benim, yumurta da benimdir" diyor.
Diğeri "Benim bahçem, yumurta da benimdir."
En sonunda İskoç
— Bu tartışma böyle sürer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalım. En kısa süre yerde kalan yumurtayı alsın, der.
İngiliz de kabul eder. İskoç'un önce tekme atmasına karar verirler. İskoç en ağır postallarını giyip gelir. İyice bir abanıp İngiliz'in bacaklarının arasına bir tekme atar. İngiliz yarım saat sonra ancak kalkabilir. İngiliz tam tekmeyi atmak için hazırlanırken, İskoç yumurtayı uzatıp der ki:
Fıkraların çoğu güldürürken düşündüren yazılı metinlerdir. Okuduğunuz fıkralar yüzünüzde bir parça tebessüm bırakabiliyorsa
ya da düşüncelerinizi az da olsa harekete geçirebiliyorsa ne mutlu bize.
Gerek ziyaretçilerimizin eklediği, gerekse bizim karşılaştığımız birbirinden komik fıkralarla arşivimizi genişletiyoruz.