Gazel tutturmak
Gazel tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-25 00:44:57
Yüksek sesle şarkı veya türkü söylemek.
"Odasında gazel tutturmuş, barım barım bağırıyor."
"Tüm sınıf gazel tutturmuş, coşku içinde eğleniyordu."
Puan tutturmak
Puan tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-07 06:29:51
1. Gereken sayıda puan kazanmak.
"Bu sene puan tutturup da üniversiteye girecek miyim bilmiyorum!"
2. Sınavlarda istenen yere girebilmek için gerekli puanı elde etmek.
"Bu yıl da istediği puanı tutturamadı."
Dikiş tutturmak
Dikiş tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2019-04-12 04:45:11
Giriştiği bir işte tüm zorluklara rağmen kalıcı bir başarı sağlamak.
"Bu mahallede dikiş tutturmak kolay değildir."
"Ekonomik kriz nedeniyle birçok girişimci dikiş tutturamadı."
"Yeni okulunda da dikiş tutturacağına inanıyorum."
Bir yol tutturmak
Bir yol tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-26 14:08:10
Bir davranış, bir tutum biçimi belirlemek.
"Bir yol tutturmuşlar gidiyorlar."
"Bir yol tutturmuşlar ama bu yol doğru yol değil."
Bir koşmadır tutturmak
Bir koşmadır tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-07-23 17:52:06
Çok hızlı bir şekilde kaçmaya başlamak.
"Haberi alınca bir koşmadır tutturup gözden kayboldu."
Tutturabildiğine
Tutturabildiğine deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-01 03:45:33
Kabul ettirebildiği kadar.
"Mahallede tutturabildiğine satmış bu ürünü."
Şarkı tutturmak
Şarkı tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-13 23:09:34
Bir şarkının sözlerini veya sadece bestesini seslendirmek.
"Yarım saattir bir şarkı tutturmuş susmuyor."
"Almış mikrofonu şarkı tutturmuş susmuyor."
Mum tutturmak
Mum tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-18 22:54:57
Aşırı disiplin altına almak.
"Yıllardır çocuklarına mum tutturmaktan bıkmadı."
Türkü tutturmak
Türkü tutturmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-05-25 14:03:00
Ezgisiyle bir türküyü seslendirmek.
"Arabada bir türkü tutturdu, susmak bilmedi."
"Sabahtan beri bir türkü tutturmuşsun."