Nüfuzlu bir mevki
Nüfuzlu bir mevki deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-07 01:18:21
İnsanı itibarlı, sözü geçer yapan yüksek makam.
"Uzun yıllar nüfuzlu bir mevkide çalıştı."
"Nüfuzlu bir mevki hedefliyorum."
Nüfuz etmek
Nüfuz etmek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-15 19:29:16
1. Bir şeyin içine işlemek, geçmek.
"Hastalık tüm parmaklarınıza nüfuz etmeden, tedbir almalıyız."
"Particilik her yere nüfuz etmiş gibi."
2. İnceliğine varmak, anlamak.
"Benim duygu ve düşüncelerimi nüfuz etmen çok zor."
"Düşünme yüzeyseldir ve gerçeğe nüfuz edemez."
3. Etkili olmak.
"Bakışları kalbimin en derinliklerine kadar nüfuz etti."
"Bu dijital dönemde iletişim teknolojileri, yaşamın her alanına nüfuz etmiş."
"İş hayatı, sanırım bütün hayatıma nüfuz etti."
Nüfuzlu adam
Nüfuzlu adam deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-07 01:36:30
İtibar sahibi, sözü geçen, sayılan kimse.
"İşimi halletmek için nüfuzlu adam bulmalıyım."
"Nüfuzlu adam olduğu için belki yardımcı olur."
Nüfuzu altında tutmak
Nüfuzu altında tutmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-15 19:31:28
Söz geçirme gücünü üstün kılmak, egemenliği altında bulundurmak.
"ABD'nin nüfuzu altında tutmaya çalıştığı bölgelere dikkat etmek lazım."
"Dayısının nüfuzu altında tuttuğu biri, onu ikna etmemiz zor."
Nüfuz ticareti
Nüfuz ticareti deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-07 01:38:23
Bir kimsenin bulunduğu konumun erkine dayanarak kimi işlere karışıp kendine çıkar sağlaması.
"Bizim milletvekili nüfuz ticareti yapmaktan geri kalmıyor."
"Nüfuz ticareti yaparak zenginleşti."