feryat ile ilgili deyimler

Feryat koparmak
Feryat koparmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-22 02:55:54

Yüksek sesle bağırmak, haykırmak.
"Kadın pencereden feryat koparıp, çocuğunu yemeğe çağırıyordu."

Feryadı basmak
Feryadı basmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-22 02:43:16

Çığlık koparmak, yüksek sesle haykırmaya başlamak.
"Olay sonrası hastane koridorları, feryadı basan insanlarla doluydu."
"Annesi sütü geciktirince, bebecik feryadı bastı."

Ah-u feryat etmek
Ah-u feryat etmek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-06-15 16:57:47

İnleyip ağlamak.
"İnsanlar ah-u feryat ederken senin gülmen hoş olmadı."
"Evdekiler bir anda ah-u feryat etmeye başladı."

Bir tat, bin feryat
Bir tat, bin feryat deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2023-07-05 18:44:51

Mutluluktan çok sıkıntısı olan.
"Bir tat, bin feryat bir hayat yaşıyorum."
"Belik bir gün kader bize güler de bir tat, bin feryat düzen değişir."

Ağıza tat boğaza feryat
Ağıza tat boğaza feryat deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-11-08 01:47:17

Karın doyurmaya yetmeyen, miktarı pek az olan yiyecek.
"Ağza tat, boğaza feryat bir yudum çikolatasını yedik çok şükür."
"Bir şeyler yedik; ama ağza tat, boğaza feryat."
"Bedava olunca; ağza tat, boğaza feryat. Daha fazlasını parayla alacaksın."

Deyimin doğru hali Ağza tat, boğaza feryat şeklindedir.

Feryat etmek
Feryat etmek deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-03-22 20:59:53

1. Yüksek sesle haykırmak.
"Boş yere feryat edip, gece gece olay çıkarma."
"Gönül insanı olmak, ateş ocağa düşünce feryat etmek değildir. Başkalarının ocağına ateş düştüğünde, hatta daha düşmeden feryat edebilmektir."

2. Büyük bir yokluk, zarar ve sıkıntı içinde bulunmak.
"Deprem sonrası, devletimiz feryat edenlere yardıma koştu."
"Feryat eden çiftçilerimizin de sesine kulak verin."

Feryat ve figan göklere çıkmak
Feryat ve figan göklere çıkmak deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-10-10 06:56:22

Bağırıp çağırmak, bütün etrafı rahatsız edecek kadar çokça bağırıp çağırmak.
"Gece üst komşuda feryat ve figan göklere çıktı."

Ağza tat, boğaza feryat
Ağza tat, boğaza feryat deyiminin açıklaması ve örnek cümlelerini göster 2018-11-08 01:45:55

Karın doyurmaya yetmeyen, miktarı pek az olan yiyecek.
"Ağza tat, boğaza feryat bir yudum çikolatasını yedik çok şükür."
"Bir şeyler yedik; ama ağza tat, boğaza feryat."
"Bedava olunca; ağza tat, boğaza feryat. Daha fazlasını parayla alacaksın."