Sabret Gönül, Gönül Sabret Şiiri | Bilal Gönülalçak
Sabret Gönül, Gönül Sabret
Henüz yirmi yaşındasın
Sabret gönül, gönül sabret
Daha yolun başındasın
Sabret gönül, gönül sabret.
Hastalıklar biter bir gün
Unutulur bugün ve dün
Seni de terk eder hüzün
Sabret gönül, gönül sabret.
Mutlu mesut olacaksın
Huzuru da bulacaksın
Güzel sözler duyacaksın
Sabret gönül, gönül sabret.
Karanlığın ardı ışık
Gönüller güzele âşık
Kader seninle barışık
Sabret gönül, gönül sabret.
Bugün dünya, yarın ahret
Zaman nasıl geçer hayret
Üç beş nefes daha gayret
Sabret gönül, gönül sabret
Bilal Gönülalçak
Sabret Gönül Gönül Sabret şiiri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler
Sabret Gönül, Gönül Sabret Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Sabret Gönül, Gönül Sabret Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Yaşlılık - Gençlik Konulu Şiirler
Aşk
Aşık oldum birden bire
Sanki içime girdi pire
Kalbim çok kaşındı
Aşk bacayı sardı
Saat oldu 19
Biz hala yokuz
Parazitlerin ikisi kaçtı
Kaldı geriye dokuz
Anla artık yay kaşlım
Boğa burcu olduğunu öğrenince kaçtım
Seni sevdiğim için
Bunların hepsine katlandım
ayse böcekyiyen
Genç Olunca
Genç olucam mı diye bakıyorum
Olmaktan korkuyorum
Ama biliyorum
Olmak zorundayız
Olmak istiyorum
Ama annemden , ailemden
Ayrılmak istemiyorum
Badesu Coşkun
Yaşlılık
Günler günleri kovalarken, zamanda ilerliyor
Dün daha çocuk iken, bu gün baba oluyor
Dertler kederler sırtına bindikçe de biniyor
Akrep yelkovan dönerken, insanda yaşlanıyor
Eski gülücükler nerde, suratlar somurtuyor
Yüze çizgiler girince, saçlarda ağarıyor
Aynalar düşman artık, bizi genç göstermiyor
Yaşlandık mı gerçekten yoksa, aynalar mı yalan söylüyor
Yılları horca harcarken, günler değerleniyor
Günleri bir yana bırak, saniye önemseniyor
Torunu kucağa alınca, bir de dede oluyor
Bunca tedirginlik neden, Ölüm mü yaklaşıyor...
Şeyhmus Sevilmez
Şeyhmus SEVİLMEZ
Bebek
Bir zamanlar o da bir bebekti
Hokka burunlu, al yanaklı,
Bir ömre bedel.
Şu gördüğün kavrulmuş el,
Pamuk gibiydi.
Eskiler içindeki bu kambur vücut,
Mis gibi kokan zıbınlar, fırfırlı elbiseler giydi.
Annesi ona "Gül kızım" derdi,
Sevip okşamak için sıraya girerlerdi.
Ya babası?
Getirdiği çikolatayı muzipçe cebinde saklardı
Onu ağlatmayı herkese yasaklardı.
Kızı incisi, emeliydi
Çok mutlu olmalı, hayatı sevmeliydi.
Ah! Hızla geçti yıllar işte
Seksen beş yıllık koca bir ömrü
İçiverdi bir dikişte.
Annesinin kiraz dudaklı, kalem kaşlısı
Şimdi huzurevinin en yaşlısı.
Gençler ondan kaçıyor. Neden?
Ruh aynı ruh, beden aynı beden.
Soruyor, gözleri nemli:
Görüntü bu kadar mı önemli?
Oysa şimdi anlatacak ne öyküleri var
Bir yıkılsa aradaki şu duvar!
Çare yok. Böyle gelmiş bu, böyle gidecek.
Şimdi bir zamanki tatlı bebek,
Saatler boyu pencerenin önünde
Birbirinin aynı günleri tüketmekte,
Bir an önce yanına alması için Tanrı'ya
Dualar etmekte.
(Kapılar kitabından)
Ümit Kilislioğlu Özger
Ümit Kilislioğlu