Makyajcı Şiiri | Fevzi GÜNENÇ
Makyajcı
Bir makyajcı ne yapar?
Makyaj yapar...
Elinin altıdaki yüzü
Ya güzelleştirir, ya da
Benzetir birilerine.
Ben makyajlıları hep
Sihirbaz sanmışımdır
Öylesine güzel yaparlar ki işlerini
Bizleri adamakıllı şaşırtırlar.
Keşke yeteneğim olsaydı da
Ben de bir makyajcı olsaydım.
Fevzi Günenç
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Makyajcı Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Makyajcı Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Mesleklerle İlgili Şiirler
Hakim Bey
Nizaya tutuşup geldik karşına
Sabırla dinledin bizi hakim bey
Eğriyi saklayıp doğruyu dedik
Öyle tetkik ettin bizi hakim bey
Herkesin ardından söylendik durduk
En yakınımıza kapanlar kurduk
Gelince huzura esasta durduk
Dilimiz lal oldu sustuk hakim bey
Yaşarken korkuyu sende öğrendik
Sonunda doğruyu sana söyledik
Kendi kendimize neler eyledik
Yalan dolan hayat sürdük hakim bey
Coşkun sedasıyla çağlayanlar var
Sakin edasıyla ağlayanlar var
Haksızlıkla bizi dağlayanlar var
Onları hizaya getir hakim bey
Senin mayan başka hamurdan mıdır
Yaradılışın saf çamurdan mıdır
Kararın dört başı mamurdan mıdır
Doğruluk seninle gelir hakim bey
Zeki İ. KIZILIŞIK
Zeki İ. KIZILIŞIK
Dünya Diyetisyenler Günü
Abur cubur yer isek vücut dengesizleşir,
Yavaş yavaş şişmanlayanlar moralsizleşir...
Diyet yapmak gerekir kurallarına uygun,
Az az da olsa yiyip düşmemek için yorgun...
Sağlığın hiç bozulmaz, sıhhatin yerindedir,
Tuzsuz, yağsız, şekersiz her beden yenilenir...
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Arıcı
Dünyanın en güzel işini
Yapanlar arılardır.
Sanırım onlara bakıp
Besleyen, ürününü
Elde etmek için
Emek verenler de
Daha az güzel bir iş
Yapıyor değildirler.
Seviyorum arıları
Beni sokmadıkları sürece
Elbette arıcıları da seviyorum
Eğer gerçek arı balını
Bana ulaştırabilirlerse.
Fevzi Günenç
Fevzi GÜNENÇ
Postacı
İnsanın, dünyanın, yurdun haberini,
ağacın, kuşun, kurdun haberini,
seher vakitlerinde
yahut
gecenin ortasında
taşıdım insanlara yüreğimin çantasında,
şairlik ettim
bir çeşit postacılık yani.
Çocukken postacı olmak isterdim,
şairlik filân yoluyla değil ama
basbaya, sahici postacı.
Renkli kalemlerle çizilirdi bin türlü resim
hep aynı postacının, Nâzımın resmi,
Jül Vernin romanlarıyla coğrafya kitaplarına.
İşte, köpeklerin çektiği kızağı
sürüyorum buzun üzerinde,
Işıldıyor kuzey şafağı
konserve kutularıyla posta
paketlerinde.
Bering boğazını geçiyorum.
Yahut işte bozkırda gölgesinde ağır bulutların
asker mektubu dağıtıp ayran içiyorum.
Yahut da büyük şehrin uğultulu asfaltındayım,
çantamda yazıları yalnız müjdelerin
yalnız umutların.
Yahut çölde, yıldızların altındayım.
Bir küçük kız ateşler içinde hasta.
Kapı çalınıyor gece yarısı:
-posta!
Küçük kızın gözleri açıldı mavi mavi.
Babası yarın akşam dönüyor hapislikten.
O karda kıyamette bendim bulan o evi,
komşu kıza bendim telegrafı getiren.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Oysaki, Türkiyemde postacılık zor sanattır.
Telegraflarda envai türlü acı
mektuplarda satır satır keder taşır
o güzelim memlekette postacı.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Muradıma, Macaristan'da erdim, ellisinde.
Çantamda bahar,
Çantamda Tuna'nın pırıltısıyla
kuş cıvıltısıyla,
taze çimen kokusuyla dolu mektuplar.
Moskova'ya Budapeşte'den,
çocukların çocuklara mektupları.
Çantamda cennet...
Bir zarfın üzeri:
"Memet,
Nâzım Hikmet'in oğlu,
Türkiye"
diye yazılı.
Moskova'da mektupları birer birer
kendim dağıtırım adreslerine.
Yalnız Memedin mektubunu götüremem yerine.
hattâ yollıyamam.
Nâzım'ın oğlu,
haramiler kesmiş yolu,
mektubunu vermezler.
Nâzım HİKMET
Melisa