Gıybet Şiiri | Halil MANUŞ
Gıybet
Gıybet nedir diye sorma
Aç, oku Kur'anı... Durma;
Laf taşıyanla oturma
Günaha götürür gıybet
Şimşeğin çaktığı gibi
Sellerin aktığı gibi
Ateşin yaktığı gibi
Yakar da bitirir gıybet
Fitne fesat hep bir olmuş
Veballer doldukça dolmuş
Kardeşkanıyla yoğrulmuş
Çamura yatırır gıybet
Oğul babadan kaçarken
Bir kuş misali uçarken
Tam da sıratı geçerken
Gayyaya batırır gıybet
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ Dini şiirler Gıybet şiiri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Gıybet Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Gıybet Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Dini Şiirler
Yüce Allah
Bu ömrümün kötü cilvesine,
Yandı yüreğim felek ateşine,
Nankör kaderimin hilesinde,
Koştum da size geldim.
Pirim İmam Ali diye diye,
Güzel Allah aşkıyla pişe pişe,
Kafirlerin elinde perişan kaldım,
Güzel cemaline secdeye geldim.
Rabbimin güzel isimleri dillerde,
Mümin kulların yanıyor ateşlerde,
Bazen kederli bazen üzüntülerde,
Senin aşkına yanmaya geldim.
"Dünya peşin ahret veresiye" dediler,
Azgın Deccal'ı ilah edindiler,
Dostlarını birer birer ateşe verdiler,
Allah'ı sevdim de geldim.
Dereler, deryalar çağlayıp akar,
Yer gök ehli Allah Allah diye ağlar,
Müminler perişan, sana gönül bağlar,
Gönlümün nuru Allah'a koştum da geldim.
Bazen ağladım bazen perişan kaldım,
Azgın Canavar'ı sana saldım,
Ulu Rabbim sana sığındım,
El aman deyip Ehlibeyt'e geldim.
Her şeyi bilen gören sensin,
Yerin göğün hükümranı yücesin,
Hasan Hüseyin'in sevdiği, alimsin,
Sıratı Müstakim de yürüdüm de geldim.
Hasan Hüseyin BAYAR
Hasan Hüseyin BAYAR
Türbedeki Kaplumbağa
Terk edilmiş bir mezar şehrin ilerisinde,
Caddenin kenarında en gizli bir yerinde…
Belki sahipsiz mezar belki eski bir yatır,
Belki de boş bir türbe bahçesi kapalıdır…
Kalın eski demirler sanırım açılmamış,
İçeri girilmemiş ayak da basılmamış…
Dağıtılmamış gibi tarihi değerleri,
Alınıp kırılmamış duvar döşemeleri…
Demirler çakılmamış levhalar konulmamış,
Çıkar sağlamak için halka da açılmamış…
Adi yeşil boyalar sürülmemiş şekilde,
Az bir şey de kalmışsa orijinal biçimde…
Dedim, bu şahıs için hem dua okuyalım,
Hem araştıralım hem de fikir kazanalım…
Tanınmamış bir kişi gizletmem gerekecek,
Kul girmesin diye mahvedilmemesi gerek…
Ansam bir ekip gelir fark edilir çok şeyler,
Bir tarih yok edilir bırakılmaz değerler…
Çünkü Yasin okurken kaplumbağası vardı,
Buruk bir sevinç ile kaplumbağa canlıydı…
Zamanında girmiş etrafı orman iken,
Demir perdeden sığıp geçebilecek iken…
Rahat ettiğinden mi çıkmayı düşünmemiş,
Yaşam sevinciyle doymuş ve de beslenmiş…
Derken, yollar yapılmış tüm ağaçlar kesilmiş,
Binalarım yükselmiş canlarım tüketilmiş…
Merak edilmeyince mezar, kenarda kalmış,
İnsan eli değmemiş çıkarlar sağlanmamış…
Kaplumbağamız ise pek de fark edilmemiş,
Kabir çerçevesinde bir sıkıntı çekmemiş…
Tümsekler çok olunca derin derin çukurlu,
Salon kadar bir bölge aynı anda yokuşlu…
Düz bir zemin değil ağaç bile yetişmiş,
Üstelik de bakımsız dedik ya girilmemiş…
İçi temizlenmemiş yabani bitkilerden,
Sahipsiz olduğundan izin vermediğinden…
Bunlar tahminlerim samimi görüşlerimiz,
Ne olur kınamayın içten fikirlerimiz…
Herhalde kaplumbağam o zamanlar yavruymuş,
Şimdi yüz yaşından fazla tam bir erişkin olmuş…
Ancak iştahsız, solgun biraz da vitaminsiz,
Üç beş tür ot yemekten kalmış mı çelimsiz?
Hemen manav aradım hem de ilerilerde,
Bir benzinlik yanında dinlenme tesisinde…
Üç beş sebze ve meyveyle olgun kavun aldım,
Hayvan seçsin ve yesin dedim ve uyguladım…
Çöplük olur diyerek yaptıklarım gizlidir,
Üç beş kul sebze atar diğerleri de zehir…
Şahsımın düşüncesi hayvancağız doyacak,
Sebzeler yetişecek hayvan sıkılmayacak…
Duvarın iç kenarı en görünmez köşesi,
Toprağıyla ekmişiz salatalık fidesi…
Dışarıdan uzanıp duvarların dibine,
Üç beş çeşit ekmiştik bahçenin zeminine…
Soğan kavun benzeri tohum serpiştirildi,
En gizli şekillerde fide yetiştirildi…
Üç beş kere uğradım hem dua hem vicdan,
Meczup zannetmiştir üç beş uzağımdan bakan…
Demiştir garip biri menfaat ummakta,
Belki soyma gereği içini yoklamakta…
Hayvan beslensin diye uğraşılar verdik,
Sonraki günler için tabiat geliştirdik…
Oysa öyle değildir düşüncemiz iyilik,
Lafım ihbar değildir biraz olsun dertleştik…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Dinini Sev Ey Genç
Din de vatanın gibi şerefin namusundur,
Din de bayrağın için önemli unsurundur…
Din de milletin için huzur oluşumundur,
Din de devletin için bir değerler olgundur…
Dinini sev veya say inanç coşkularınla,
Vatanseverliklerle, sevdalılarımızla…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Ne Yapardım Bilmem ?
Dünyada başıboş dolaşan
Avare bir serseri olurdum
Helali haramı bilmez,
Gerçekleri görmezdim
Kuran ve ilahi hakikatler olmasa
Ne yapardım bilmem?
Kötülüklerle sarmaş dolaş,
Ahiret yurdundan uzak
Dünya ehli bir sarhoş olurdum
Hakikatler vahiyle inmemiş olsa
Doğruluk örneği peygamberler olmasa
Ne yapardım bilmem?
Ne yapardım bilmem?
Bir vakit namazı kaçırsam
Bir gün Kuran'dan uzaklaşsam
Peygamberimi düşünmesem
Allah'ı tefekkür etmesem
Ne yapardım bilmem ?
ALİ RIZA CEBECİ
ALİ RIZA CEBECİ (ARC XY16)